'Kimsesizler Mezarlığı'nda son bulan umut yolculuğu
Van'da yasa dışı yollarla yurda giriş yapan bazı göçmenler, karşılaştıkları engeller karşısında bazen hayatını kaybederek 'Kimsesizler Mezarlığı'na defnediliyor.
Van’da yasa dışı yollarla yurda giriş yapan bazı göçmenler, karşılaştıkları engeller karşısında bazen hayatını kaybederek ‘Kimsesizler Mezarlığı’na defnediliyor.
Çoğunluğu Afgan ve Pakistanlı olmak üzere yasa dışı yollardan geçiş yapan göçmenlerin bazıları çıktıkları umut yolcuğunda hayatlarını kaybediyor. Sınırdan geçtikleri esnada donan veya geçiş yaptıktan sonra güzergah olarak kullandıkları Van Gölü’nde teknenin batmasıyla boğulan ya da kazalarda ölen göçmenler, ‘Kimsesizler Mezarlığı’na defnediliyor. Çıktıkları umut yolculuğu ölümle sonuçlanan göçmenler, otopsi işlemleri ve DNA örnekleri alınması için Van Adli Tıp Kurumuna gönderiliyor. Adli Tıp Kurumunda cenazeleri yasal süre olan 15 günün ardından yakınları bulunamazsa Tuşba ilçesindeki Seyrantepe Mezarlığı’nda ‘Kimsesizler Mezarlığı’ olarak ayrılan bölüme defnediliyor.
Defnedilen göçmenlerin mezar taşlarında ise isim yerine numara, bazılarında hangi ülkeden oldukları ve öldükleri yer yazılıyor. 2017’de kurulan ‘Kimsesizler Mezarlığı’nda şu an 250’den fazla göçmen mezarı bulunuyor.
“Yola çıkan göçmenlerin büyük hedefleri var”
İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suvat Parin, Van’ın düzensiz göçmenlerin önemli geçiş noktalarında birini oluşturduğunu belirtti. 2011 yılı itibariyle Suriye savaşından sonra Türkiye’nin yoğun bir uluslararası göçe ev sahipliği yaptığını ifade eden Prof. Dr. Parin, “Özellikle İran bölgesinden gelen ve Van’ı bir geçiş noktası olarak kullanan büyük bir göç dalgasına sürekli tanıklık ediyorduk. 2011 yılından sonra her ne kadar dikkatler Suriye göçüne çevrilse de Van’ın uluslararası göç anlamında önemli bir merkez olduğunu söyleyebiliriz. Afganistan kaynaklı göçler üzerinden olaya bakacak olursak, nerdeyse göçmen üreten bir bölge konumundadır. Uluslararası göç bağlamında yola çıkan göçmenlerin büyük hedefleri var. Kendi bulundukları ülkelerin yaşam koşullarından daha iyi koşulları elde etmek amacıyla yola çıkıyorlar” dedi.
“Göçmen ölümleri çok önemli bir mesele olarak karşımızda duruyor”
Düzensiz göçmenlerin umut yolculuğuna çıkarken nerdeyse bütün riskleri göz önünde bulundurduklarını dile getiren Parin, “Donarak ölmeden tutun güvenlik güçlerinin ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiyle hayatını kaybedenlere kadar, daha sonra ulaştıkları yerlerde araçlarda geçirdikleri kazalar, iç sularda tekne batmaları gibi birçok engelle karşılaşıyorlar. Oradan çıktıkları, bağlantı kurabilecekleri bir telefon kartları, fakat bu da kaybolduktan sonra aileleriyle iletişimin çok zor olduğu bir süreç yaşıyorlar. Sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde göçmen ölümleri gerçekten çok önemli bir mesele olarak karşımızda duruyor” diye konuştu.
"Mezar taşlarında düzenli olmayan yazılar var"
Halk arasında ve kamuoyunda ‘Kimsesizler Mezarlığı’ olarak isimlendirilen mezarlığın, ‘Göçmen Mezarlığı’ şeklinde tabir edilmesinin daha yerinde olacağını düşündüğünü söyleyen Parin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Van’da bir göçmen mezarlığı var. Bu göçmen mezarlığında 250’nin üzerinde mezar var. Farklı tarihlerde, farklı şekillerde hayatlarını kaybetmiş göçmen insanlara ait bir mezarlık niteliği taşıyor. Mezar taşlarında düzenli olmayan yazılar var. Kimisinin öldüğü yer, kimisinin öldüğü tarih, kimisinin uyruğuna ilişkin bir takım bilgiler yer alıyor. Fakat çok düzenli olduğu söylenemez. Bizim kültürümüzde mezarlık önemlidir. Sosyolojik açıdan insanların ölen insanları ziyaret etmek amacıyla kullandıkları mekanlardır. Aynı zamanda şehirler açısından bir bellektir, arşivdir. Bu yönüyle bakıldıklarında bu mezarlıkların daha düzenli daha okunaklı bir hale getirilmesi gerekiyor. Burada yatan insanların bazen yakın akrabaları gelip ilgili prosedürleri yerine getirdikten sonra yakınlarını alarak kendi ülkelerine götürebilmektedir.”