• Haberler
  • 'Partisini paralel yapının sözcüsü haline getirenler Türkiye'yi yönetebilir mi?'

'Partisini paralel yapının sözcüsü haline getirenler Türkiye'yi yönetebilir mi?'

Başbakan Davutoğlu, 'Kendi partisini yönetmekten aciz olanlar, partisini paralel yapının sözcüsü haline getirenler Türkiye'yi yönetebilir mi Allah aşkına?' dedi.

ANKARA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, yaklaşık 600 milyon lira değerindeki 81 projenin Düzce Anıtpark Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış törenine katıldı.

Burada yaptığı konuşmada, "1 Kasım zaferi sonrası söz verdiği gibi teşekkür ziyaretlerini sürdürdüğünü" belirten Davutoğlu, "Birçok ilimize gittim, doğuda, batıda, Mardin, Diyarbakır, Erzincan, Bingöl, Manisa'ya, İzmir'e, İstanbul'a, Konya'ya... Bugün sabah da Kocaeli'deydim. Şimdi de Düzce'ye geldim teşekkür etmeye, sizlere minnetimi ifade etmeye geldim." diye konuştu.

Kendilerini destekleyenleri mahcup etmediklerini ve etmeyeceklerini dile getiren Davutoğlu, "Bu al bayrakları dalgalandıran AK Gençlik'le biz hep omuz omuza yürüyeceğiz. Hocanız da hep sizinle beraber olacak." dedi.

"Edep dışına çıkan açıklamalar yapanlardan bu millete hayır gelir mi?"
Davutoğlu, 2015'te yaklaşık 700 bin, krizden bu yana da 6 buçuk milyon kişiye ilave istihdam sağladıklarını anımsatarak, özellikle kadınların istihdamını artırdıklarını, AK Parti hükümetlerinin mali disiplini çok önemli bulduğunu, 2016'nın ilk üç ayında bütçenin fazla verdiğini aktardı.

Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bankacılık sektörünü sağlam bir zemine oturttuk. Acaba şu an AK Parti değil de herhangi bir muhalefet partisi iktidarda olsaydı, bu pozitif tablo ortaya çıkabilir miydi, mümkün müydü? Kendi partisini yönetmekten aciz olanlar, partisini paralel yapının sözcüsü haline getirenler, Türkiye'yi yönetebilir mi Allah aşkına? Kendi partilerini yönetemeyenlerden, proje üretemeyenlerden, siyaset geliştiremeyenlerden bu millete hayır gelir mi? Görüyorsunuz, her biri kendi içinde mücadeleye düştü, kurultay kavgalarına girdiler, kongre kavgalarına girdiler. Ama biz, sizinle beraberiz. Arkamızda millet, önümüzde ufuk, yeni yollara düştük. Siyasi nezakete sahip olmayanlardan, her kelimesiyle haya ve edep dışına çıkan açıklamalar yapanlardan bu millete hayır gelir mi?"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1 Kasım seçimlerine giderken, bütün vatandaşların doğumdan emekliye kadar ki ihtiyaçlarını hesaba katan vaatlerde bulunduğunu anımsatarak, üç ayda söz verdikleri bütün vaatlerin yüzde 100'ünü yerine getirdiklerini belirtti.

"Derslerini aldılar"
Alandaki vatandaşların "Şehitler ölmez vatan bölünmez" şeklindeki sloganlarının ardından Davutoğlu, şöyle devam etti:

"İşte aşkla söylediğiniz bu sözü, bütün doğu, batı illerimizde duydum. 'Şehitler ölmez vatan bölünmez', herkes bunu böyle bilecek. Teröre, teröriste destek verenlere asla taviz vermeyeceğiz. Kardeşliğimize, şehirlerimize, tarihi mirasımıza zarar vermelerine asla müsaade etmeyeceğiz. Hevesleri kursaklarında kalacak. Sizler de görüyorsunuz, kazdıkları çukurlara kendileri düştü. İnsan içine çıkacak yüzleri kalmadı. Milletimizden, Kürt kardeşlerimizden tepki görünce şimdi de çark ediyorlar. 'Şurada yanlış yaptık, burada yanıldık' demeye başladılar. Yavaş yavaş derslerini aldılar. Milletimiz gerçek yüzlerini gördü. Ama bilsinler, son silah magmaya kadar gömülmedikçe terörizmle mücadelemiz bitmeyecek. Son silah terk edilene kadar."

"Hiç kimse siyasetin koruması altında, teröre, teröriste destek veremez"
Davutoğlu, 7 Haziran seçimlerine gidildiğinde oynanan oyunları, yalanları tüm Türkiye'nin gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:

"Kobani olaylarından bu yana teröre güzellemeden başka bir şey yapmadılar. Milletin huzuruna, emniyetine kasteden eli kanlı eşkıyalarına yandaş oldular, onları desteklediler. Teröristlerin taziye çadırlarında milletin sabrını zorladılar. Biz bunlara sessiz kalmadık, kalmıyoruz, kalmayacağız. Siyaseti arındırmak için yola çıktık. Siyasetin kirlenmesine asla izin vermeyeceğiz. Hiç kimse siyasetin koruması altında, teröre, teröriste destek veremez. Hiç kimse suçlulara yardım ve yataklık etmek için koruma zırhına gizlenemez. Hiç kimse hukuksuz eylemlerine hukuki bir kılıf bulamaz. İşte bu nedenle gururla söylüyorum, sizin Meclis'e gönderdiğiniz 316 yiğit AK Partili milletvekili yekvücut olarak, tek bir imzayla, 316 imzayla dokunulmazlıklarla ilgili gereken adımı attı. Bunu bizden siz istediniz, biz de yaptık. 'Hodri meydan' dedik ve 'Yiğit olan meydana gelsin' dedik, baktık ki 316 AK Parti yiğidi, yanında başka yiğit yok."

"Gemi azıya aldı"
1 Kasım seçimlerinde CHP'nin birçok ilde milletvekili çıkaramadığını ve Türk halkından ders aldığını kaydeden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şimdi de bizden bir ahlak ve siyaset dersi alacaklar. Yeni CHP derken eski CHP'nin bile gerisine düştü. Son zamanlarda iyice gemi azıya aldı ve seviyesini iyice aşağıların aşağısına çekti. Kendi uydurduğu bir iftira üzerinden bize hakarete başladı. Yaşanan kötü, iğrenç, alçak bir suç ki hepimiz lanetledik Karaman'daki olayı. Net bir şekilde lanetlediğimiz halde, en ağır cezanın verilmesi için gerekli hukuki süreçler başladığı halde o sapıkla uğraşacaklarına bizimle uğraşmaya kalktılar. Çünkü çaresiz, yapacak bir şey yok. Elinden başka bir şey gelmiyor. Bildiği tek şey hakaret etmek, iftira atmak. Başarısız bir genel başkan, girdiği tüm seçimleri kaybediyor, partisine hakim değil, siyaset üretemiyor, millete hizmet için hiçbir şey yapmıyor. 'Dersini aldı' dedim, daha saymama gerek var mı? Bu başarısızlıklarını örtmek için iftira ile hakaret ile gündem değiştirmeye çalışıyor. Şimdi de dokunulmazlık meselesini çarpıtıyor. Konuyu alakasız bir mecraya çekerek dolaylı olarak terör destekçilerine siper oluyor."

"Onlar hayırlı bir işe hiçbir zaman 'evet' demedi"
Türkiye'nin kısır tartışmalarla zaman kaybetmesini, kutuplaşmasını isteyenlere izin vermeyeceklerini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Kutuplaşmadan, kavgadan, kısır tartışmalardan medet umanlara asla izin vermeyeceğiz. Türkiye'yi kutuplaştırdıkça, kısır tartışmalara çektikçe kendi koltuklarını sağlama almaya çalışanlara izin vermeyeceğiz. Aynı tavrı bakın yeni anayasa sürecinde de sergilediler. Millete, kendi seçmenlerine söz verdikleri halde uzlaşma komisyonundan, masadan kaçtılar. Şimdi de o ayıbın üstünü örtmeye çalışıyorlar. Biz, yeni bir anayasa yapalım, Türkiye'nin üzerinde uzlaştığı, sivil, demokratik, özgürlükçü bir anayasamız olsun diye çaba sarf ettik, istişare mekanizmalarını açık tuttuk. Onlar ise Meclis'te oluşan komisyondan çekildiler, engelleme çabası içerisine girdiler. Çünkü onlar, darbe dönemlerinin ürünleri, biz ise millet siyasetinin sonucuyuz. Anayasa Komisyonu'nu kilitleyecek öneriler getirdiler, dayatmalarda bulundular. Kendisine bir çağrıda bulunarak, 'Darbe hukukunu ayıklamaya yönelik ayrı bir komisyon kuralım, bu komisyonun çalışmalarını engellemeyelim' dedim. Hepiniz şahitsiniz, cevap geldi mi? Gelmez, onlar hayırlı bir işe hiçbir zaman 'evet' demediler. Onlar millet için atılan hiçbir adıma destek vermediler. Onların amacı, niyeti farklı. Onların derdi ne yeni anayasa ne de yeni Türkiye. 'Yeni CHP' diyerek geldiler, eskisinden beter hale götürdüler. AK Parti olarak tüm çabamız yeni Türkiye'yi inşa etmektir."

Bakmadan Geçme