- Haberler
- Yaşam
- 15 Temmuz şehit babası İhsan Ayanoğlu, 'Bir evlat şehit, bir evlat gazi verdik, gururu da acısı da çok büyük'
15 Temmuz şehit babası İhsan Ayanoğlu, 'Bir evlat şehit, bir evlat gazi verdik, gururu da acısı da çok büyük'
15 Temmuz hain darbe girişiminde bir oğlu şehit, bir oğlu gazi olan İhsan Ayanoğlu, o karanlık geceyi gözleri dolarak anlattı. Üzerinden 6 yıl geçmiş olmasına rağmen acısı ilk günkü gibi taze olan Ayanoğlu, 'Bir evlat şehit verdik bir evlat gazi verdik gururu da çok büyük acısı da çok büyük. 15 Temmuz'da Onur Ensar benim evladımdı 16 Temmuz'da milletimin evladı oldu, devletin evladı oldu.' dedi.
15 Temmuz hain darbe girişiminde bir oğlu şehit, bir oğlu gazi olan İhsan Ayanoğlu, o karanlık geceyi gözleri dolarak anlattı. Üzerinden 6 yıl geçmiş olmasına rağmen acısı ilk günkü gibi taze olan Ayanoğlu, “Bir evlat şehit verdik bir evlat gazi verdik gururu da çok büyük acısı da çok büyük. 15 Temmuz’da Onur Ensar benim evladımdı 16 Temmuz’da milletimin evladı oldu, devletin evladı oldu.” dedi.
15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı gece Onur Ensar Ayanoğlu ve kardeşi Oğuz Ayanoğlu önce Kısıklı’ya ardından 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne giderek darbeci askerlere karşı mücadele verdi. Onur Ensar Ayanoğlu, yaralılara yardım ederken boynundan ve göğsünden aldığı 2 kurşunla şehit oldu. Aynı gece Oğuz Ayanoğlu ise bacağından vurularak gazi oldu. Hain darbe girişimi esnasında bir oğlu şehit bir oğlu gazi olan baba İhsan Ayanoğlu ve Gazi Oğuz Ayanoğlu, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 6. yıl dönümünde o karanlık gecede yaşadıklarını anlattı.
“27 yaşındaki evladımı morgda, 25 yaşındaki evladımı da ne olacağını bilemeyeceğim halde de ameliyathanede buldum”
Hain darbe girişiminin 5. Yıldönümünde o gece yaşadıklarını anlatan İhsan Ayanoğlu, “Askerler, kuleden, Nakkaştepe’den birde köprüden gişelerin altındaki vatandaşları 3’lü çapraz ateşe aldılar. Bende yere kapaklandım yerde kaç dakika, kaç saniye yattım 6 sene geçti halen hatırlayamıyorum. Kendime geldim şöyle bir silkelendim, 2 tane evladım bu hainlerle karşı karşıyaydı. Bir arabanın tekerini kendime siper aldım hemen telefonuma sarıldım telefon açtım oğlumun telefonuna başkası baktı. Boğuk bir seslen efendim dedi, Onur dedim amca ben Onur değilim telefonun sahibi vuruldu yere fırladı ben açtım dedi. Ben babasıyım nerede oğlum dedim onu polisler hastaneye götürdü ama nereye götürdüler bilmiyorum dedi. Telefonu kapattım küçük oğlumu aradım, 2 defa kapanana kadar çaldı telefonunu açmadı abisine yardım ediyor telefonu duymuyor yada açamıyor meğer ikiside aynı anda vurulmuşlar aynı araba ile aynı hastaneye gitmişler. Arkadaşlarından öğrendim, saat 02:45’de hastaneye geldiğimde 27 yaşındaki evladımı morgda, 25 yaşındaki evladımı da ne olacağını bilemeyeceğim halde de ameliyathanede buldum” dedi.
“Ölüm bizim için kaçınılmaz bir son ama böyle bir şerefli ölüm hepimize nasip etsin”
Şehit ve Gazi babası İhsan Ayanoğlu, “O 251 vatan evladı Ömer Halis Demir onların komutanıydı bizimkilerde onun askeriydi. Bir evlat şehit verdik bir evlat gazi verdik gururu da çok büyük acısı da çok büyük. 15 Temmuz’da Onur Ensar benim evladımdı 16 Temmuz’da milletimin evladı oldu, devletin evladı oldu. Allah devletimize milletimize zeval vermesin. Ölüm bizim için kaçınılmaz bir son ama böyle bir şerefli ölüm hepimize nasip etsin.”
“Hüznü de çok acı gururu da çok büyük”
15 Temmuz’da bir oğlu şehit, bir oğlu gazi olan Ayanoğlu, “Bu üzerinde bulunduğumuz mekan alçakların kalbiydi. Bütün film, fırıldakları burada yaptılar. 15 Temmuz’dan sonra biz buraya dernek kurduk oğlumuzun ismini verdik. Sağ olsun Üsküdar Kaymakamı ve Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen beyin katkılarıyla burayı güzel bir şekilde onardık içinden dışından tepesinde ki kurşununa kadar. Burayı böyle mükemmel bir şekilde yaptık alttan şu an 45 tane çocuk öğrencimiz var, yaklaşık 60-70 kadın öğrencimiz var. Eşimde burada oğlunun adını taşıyan camide din görevlisi olarak çalışıyor. Hüzünü de çok acı gururu da çok büyük. Bir kaç dakikanın içinde 3-5 tane duyguyu yaşamak zorunda kalıyorsun. 6 sene geçti sanki 6 gün gibi. Bu köprüyü her gördüğümde hem o alçaklık aklıma geliyor hem oğlum aklıma geliyor.”