28. Dönem 3. Yasama Yılı başladı, CHP'liler Erdoğan'ı TBMM'de ayakta karşıladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurula hitap ederken yeni anayasadan ekonomiye, İsrail'in soykırıma ve uluslararası terörizme dönüşen saldırganlığına kadar birçok başlığa yer verdi. Açılışa CHP'li vekillerin 5 yıl aradan sonra Erdoğan'ı ayakta karşılamaları ve Bahçeli'nin DEM Partililerle tokalaşması damgasını vurdu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, 28. Dönem 3. Yasama Yılı başladı. Açılış oturumu TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında gerçekleştirildi. Oturum saat 15.00’te başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurula hitap ederken yeni anayasadan ekonomiye, İsrail’in soykırıma ve uluslararası terörizme dönüşen saldırganlığına kadar birçok başlığa yer verdi. Açılışa CHP milletvekillerinin beş yıl aradan sonra Erdoğan’ı ayakta karşılamaları ve Bahçeli’nin DEM Partililerle tokalaşması damgasını vurdu.
Erdoğan, Meclis'e gelişinde TBMM Başkanvekili MHP'li Celal Adan tarafından resmi törenle karşılandı. TBMM Başkanı Kurtulmuş, Erdoğan'ı Şeref Kapısı önünde selamlayarak karşıladı.
CHP'den beş yıl sonra ilk: Erdoğan'ı bu kez ayakta karşıladılar
CHP'liler beş yıl sonra ilk defa Erdoğan'ı ayakta karşıladı. CHP, TBMM yeni yasama yılı açılışında, Erdoğan’ı ayakta karşılama kararını milletvekillerine tebliğ etti. TBMM Genel Kurulu salonuna gelen Erdoğan’ı CHP grubunun ayağa kalkarak karşıladığı ancak alkışlamadığı gözlemlendi.
[Fotoğraf: Cumhurbaşkanlığı]
Kurtulmuş, açılış konuşmasında yeni bir anayasa ile Türkiye’ye nefes aldırmanın mümkün olacağını ifade etti. Kurtulmuş, konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı takdim etti. Erdoğan, TBMM Başkanvekili Celal Adan ile birlikte Genel Kurul salonuna girdi ve burada milletvekilleri tarafından ayakta karşılandı. İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Erdoğan, kürsüye çıkarak Genel Kurula hitap etti.
Erdoğan’ın mesajları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa çalışmaları ve İsrail’in saldırıları başta olmak üzere birçok konuda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Yeni anayasanın uzlaştırıcı ve özgürlükçü olması sarsılmaz ilkemizdir" dedi. İsrail'in Lübnan ve Gazze'ye yönelik saldırılarını eleştirerek, "İsrail'in saldırıları sadece bölgeyi değil, doğrudan Türkiye'yi de tehdit ediyor" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, yeni anayasanın yasakçı değil özgürlükçü olması gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını tam metni:
“Asrın felaketi olan 6 Şubat depremlerine ve bölgemizdeki sıcak çatışmalara rağmen, ekonomide belirlediğimiz hedeflerimize kararlılıkla ilerliyoruz. 14-28 Mayıs seçimleri sonrasında uygulamaya başladığımız istikrar ve reform programımız meyvelerini veriyor. Ekonomi programımızda, Meclisimizin de desteği ile son bir yılda önemli mesafe kat ettik. Geçen yıl gündemimizin üst sıralarında yer alan birçok meseleyi geride bıraktık ve bırakıyoruz.
Burada fikir vermesi açısından bazı rakamları sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum. Merkez Bankamızın geçen sene Mayısta 98,5 milyar dolar olan brüt rezervleri, bugün 156 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Bugün şunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyoruz. Hamdolsun Türkiye’nin artık rezerv meselesi yoktur.
“KRONİK SORUNUMUZ OLAN CARİ AÇIĞI SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DÜZEYE ÇEKTİK”
Bir diğer kronik sorunumuz olan cari açığı sürdürülebilir bir düzeye çektik. Geçen yıl 57 milyar dolar olan cari açık, gayretlerimiz neticesinde, Temmuzda 20 milyar doların altına indi.
2023’te ihracatımız 256 milyar dolarla rekor kırdı. İhracattaki güçlü performansımız 2024’te de devam ediyor. Yıllık ihracat ağustosta 262 milyar dolarla tarihimizin zirvesine çıktı.
Turizmde, 2023 yılını rekor ziyaretçi sayısı ve geliriyle kapattık. Bu sene 60 milyon turist sayısı, 60 milyar dolar turizm geliri hedefliyoruz; inşallah bu hedefimizi de tutturacağız. Son bir yılda 1 milyon 105 bin ilave istihdam imkânı oluşturduk.
Millî gelirimiz 1 trilyon dolar sınırını geçerek 1 trilyon 119 milyar dolara ulaştı. Böylece, millî gelirde çok kritik bir psikolojik eşiği aşmayı başardık.
2024 yılında kredi notu üç büyük kuruluş tarafından artırılan tek ülke Türkiye oldu. Ekonomimizin temel göstergelerindeki iyileşmeye bağlı olarak ülkemizin risk primi de düşüyor. Bankacılık ve reel sektörümüzün dış borç çevirme oranları yükseldi. Türkiye’yi, daha çok siyasi sebeplerle alındığı gri listeden de çıkardık.
“ENFLASYONDA KALICI DÜŞÜŞ TRENDİNE GİRMİŞ BULUNUYORUZ”
Yine bu süreçte, 6 Şubat depremlerinin Türk ekonomisine getirdiği 104 milyar dolarlık ilave faturaya rağmen mali disiplinden taviz vermedik.
‘Kim ne vaat ediyorsa benden beş fazlası’ siyasetinin seçim meydanlarını esir aldığı 31 Mart sürecinde popülizme asla tevessül etmedik.
Kararlı duruşumuz sayesinde, hamdolsun, enflasyonda kalıcı düşüş trendine girmiş bulunuyoruz. Son üç ayda yıllık enflasyon 23,5 puan geriledi. Gıda enflasyonu da dört yıl sonra ilk kez aylık bazda negatife döndü. Önümüzdeki aylarda enflasyondaki düşüş devam edecek ve milletimiz bu düşüşü çarşıda, pazarda, alışveriş sepetinde, mutfağında daha fazla hissedecek.
Her zaman söylüyorum, bizim bir tane gündemimiz var; o da vatandaşımızın refahını ve alım gücünü kalıcı biçimde artırmaktır. Ne yapıyorsak sadece bunun için yapıyoruz. Hangi özveride bulunuyorsak bunun için bulunuyoruz. Yakın çevremiz istikrara kavuştukça inşallah biz de rahatlayacak, çok daha iyi yerlere geleceğiz.
“ASRIN FELAKETİNİN DE ETKİSİYLE SARSILAN MAKRO DENGELERİ HIZLA İYİLEŞTİRİYORUZ”
Şu hususu büyük bir memnuniyetle vurgulamak isterim, Kovid-19 salgınıyla başlayan, bölgemizdeki savaşlarla devam eden, asrın felaketinin de etkisiyle sarsılan makro dengeleri hızla iyileştiriyoruz. Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyütme stratejimizi uygulamaya devam edeceğiz.
Her fırsatta ifade ettiğim gibi, ekonomi programımıza katkı sunacak her türlü öneriye açığız. Ancak uyguladığımız programa olan inancı zayıflatmaya dönük söylemleri tasvip etmiyoruz. Kabul edelim ki eleştiri ayrıdır, ekonomik tetikçilik ayrıdır. Türkiye’ye kaybettirerek siyaset yapılmaz, millete faydalı olunmaz. Türkiye’nin ve 85 milyon vatandaşımızın menfaati söz konusu olduğunda siyasi rekabeti bir tarafa bırakmamız gerekiyor. Meclisimizden ve siz saygıdeğer milletvekillerimizden bu konuda azami hassasiyet bekliyor, desteğiniz için şimdiden her birinize teşekkür ediyorum. Deprem bölgemizin süratle ayağa kaldırılmasının gündemimizin ilk sırasında olmayı sürdüreceğini burada tekraren ifade etmek istiyorum. Şartlar ne olursa olsun 6 Şubat gecesi yuvası yıkılan, düzeni bozulan, yakınlarını kaybeden depremzede kardeşlerimizin yanında olacak, yaralarını saracak, inşallah güvenli yuvalarını peyderpey teslim edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi ile ilgili açıklamalarının ardından, Filistin ve Lübnan’da yaşanan gelişmelerle ilgili olarak şunları söyledi:
“İsrail’in Filistin’de, Gazze’de yaklaşık 1 yıldır yürüttüğü terör ve soykırım, bugünlerde maalesef Lübnan’a uzandı. Dün işgal güçleri, Lübnan topraklarına karadan girdiğini duyurdu. İsrail, bir yandan Gazze’de soykırım yaparken, bir yandan Lübnan’a terör saldırıları yaparken, aynı anda bölge ülkelerini de kendi ateşine çekmek için her yola başvuruyor, her türlü provokasyonu deniyor.
Burada iki hususun altını çizmek mecburiyetindeyim; ne yazık ki, bütün bölgeyi ateşe atmayı amaçlayan, Gazze’de, 17 bini çocuk olmak üzere 42 bin insanı katleden, şimdi de Lübnan’da katliama başlayan İsrail, dünyadan gerekli ve yeterli tepkiyi almamaktadır. Bunu, geçen hafta, İsrail saldırganlığının önüne geçmesi gereken Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulu’nda da açık ve net şekilde ifade ettim.
“GAZZE, 42 BİN MASUM İNSANIN KATLEDİLDİĞİ BÜYÜK BİR ‘İMHA KAMPINA’ DÖNÜŞMÜŞTÜR”
İsrail devleti, Netanyahu isimli bir Hitler özentisinin idaresinde, sadece son 51 haftada insanlığa karşı tüm suçları pervasızca işlemiştir. Soykırım, katliam, ırkçılık, ayrımcılık, taciz, tecavüz, işkence, etnik temizlik, gazeteci öldürme, ifade özgürlüğünü yok etme, ibadethaneleri, hastaneleri, okulları bombalama dâhil insanlığa karşı işlenebilecek ne kadar suç varsa tamamı defalarca işlenmiştir.
Gözünü kin ve nefret bürümüş bir cinayet şebekesinin elinde Gazze, 42 bin masum insanın katledildiği büyük bir “imha kampına” dönüşmüştür.
Tüm insanlık adına utanç verici bu tabloya rağmen, bazı ülkeler İsrail’e destek vermeye, finansal veya askerî destek sağlamaya devam ediyor. Diğer bazı ülkeler de susmak suretiyle bu insanlık suçuna, bu vahşete maalesef ortak oluyor.
Bu önemli günde şunu bir kez daha açık açık söylemek isterim; ne yaparsa yapsın İsrail er ya da geç durdurulacak. Kendini dev aynasında gören Hitler nasıl durdurulduysa Netanyahu da aynı şekilde durdurulacak. Evlatlarının beyaz kefenlerine sarılan anaların, babaların ahı, bu zalimleri rezil rüsva edecek. Ancak, sadece İsrail’in değil, bugün Batı’dakiler başta olmak üzere devletlerin alnına yapışan o kara leke asırlar boyunca unutulmayacak. Özellikle İslam dünyasının, halkları Müslüman olan yöneticilerin, İsrail’in Filistinlilerden ziyade Müslümanlara yönelik bu terörüne sessiz kalmaları, bir ayıp olarak, bir utanç vesikası olarak asırlarca silinmeden kalacak.
“TÜRKİYE OLARAK HAKKI CESARETLE SÖYLEMEYE, ZALİMLER KARŞISINDA DİMDİK DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Bakınız, bugün yüreğim yanarak, içim kan ağlayarak söylüyorum. İsrail’in Gazze halkına yönelik soykırımı başlayalı tam 360 gün oldu. 42 bin kardeşimiz kameralar önünde canlı yayınlarda alçakça şehit edildi. Annelere enkaz altında kalan ciğerparelerinin parçalarını toplattılar. İnsana ve insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsini çiğnediler, hepsini ayaklar altına aldılar. Sadece camileri değil, asırlık kiliseleri de bombalarla enkaz yığınına çevirdiler.
Ancak bu süreçte ne uluslararası kuruluşlar ne insan hakları örgütleri ne de 2 milyar Müslümanı temsil eden devletler bir araya gelip, bir ortak tepki göstermedi. Tam 360 gündür bırakınız İsrail’i caydırmayı, bırakınız İsrail’i durdurmayı, müşterek bir tavır dahi sergilenmedi. Hamas’ın defalarca kabul ettiğini açıkladığı ateşkese İsrail’i icbar edecek zorlayıcı hiçbir adım atılmadı.
Oysa herkes biliyor ki, ses çıkartılmadıkça İsrail işgal, istila ve katliam politikasını pervasızca devam ettirecek. Susmak, vahşeti görmezden, duymazdan gelmek hiç kimseyi, hiçbirimizi, bölgedeki hiçbir ülkeyi bu soykırım şebekesinin saldırganlığından kurtaramayacak. Bu tembelliğin, bu ataletin, bu tepkisizliğin, duygusuzluğun sona ermesi için Türkiye olarak hakkı cesaretle söylemeye, hakkı savunmaya, zalimler karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz.”
Kimler katıldı?
Açılış oturumuna Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Sayıştay Başkanı Metin Yener, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve komuta kademesi, eski TBMM Başkanları Mustafa Şentop, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, İsmet Yılmaz ve Cemil Çiçek ile yabancı misyon temsilcileri de locadan izledi.
Erdoğan, konuşmasının ardından salondan alkışlarla uğurlandı. Kurtulmuş, Erdoğan'ın konuşmasını tamamlamasının ardından birleşimi 2 Ekim Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
Yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla Meclis'te geniş güvenlik önlemleri alındı. Genel Kurul salonu, açılış öncesinde bomba arama köpeği Ateş'in eşlik ettiği ekipler tarafından arandı. Açılış için tüm milletvekillerinin masalarına çiçek bırakıldı.
Meclis gündemindeki ilk işler
Yeni yasama yılında TBMM Genel Kurulunun gündeminin ılk sıralarında Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) Teklifi ve 9. Yargı Paketi bulunuyor. Ayrıca Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın sunum yapacağı bildirildi.
CHP’de ayağa kalkma tartışması
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP milletvekillerinin Erdoğan'ı ayakta karşılaması konusunda gazetecilere açıklamada bulundu. Özel, "Makama saygıdan kalktık, bundan sonra da olacak" değerlendirmesinde bulundu.
Özel, "Cumhurbaşkanını makama saygıdan dolayı ayakta karşıladık, ancak konuşması bir parti genel başkanı konuşması olduğu için giderken kalkmadık. Bundan sonra da bu tutumu sürdüreceğiz" dedi. Özel, CHP'nin makama saygı konusunda tavrını sürdüreceğini, ancak eleştirilerini de sert bir şekilde yapmaya devam edeceklerini belirtti.
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'nin yeni yasama yılı açılışında CHP milletvekillerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ayakta karşılamasıyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, "Biz CHP’liler, yalnızca halk için ayağa kalkarız; yoksulluğa mahkum edilen emekliler, yatağa aç giren çocuklar için ayağa kalkarız" dedi.
Kılıçdaroğlu, açıklamasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarafsızlık yemini etmesine rağmen yeminine sadık kalmadığını ve CHP’nin, hukuksuzlukların onaylayıcısı olmayacağını vurguladı. CHP milletvekillerinin, halka ve anayasal değerlere saygı duyulmayan bir ortamda saygı göstermeyeceğini belirtti.
Öte yandan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına dair sorulara yanıt vererek, "Biz makama saygıdan kalktık ve gerektiğinde yine kalkarız. Ancak halk için, emekçiler ve üreticiler için de ayağa kalktık, kalkmaya devam edeceğiz" dedi.
Yeni Yasama Yılı Açılış Resepsiyonu
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TBMM 28. Dönem 3. Yasama Yılı açılışı dolayısıyla Meclis'te resepsiyon düzenledi. Saat 19.30’da başlayan TBMM Tören Salonu’ndaki resepsiyona çok sayıda davetli katıldı.
[Fotoğraf: TBMM]
Geleneksel resepsiyona Finlandiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alexander Stubb’u ağırlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan iştirak etmedi.
Resepsiyona çeşitli siyasi partilerin liderleri, bürokratlar, sanatçılar ve sporcular katıldı.
Resepsiyona, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Genel Başkan Vekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala, kuvvet komutanları, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, milletvekilleri, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, milli atıcı Yusuf Dikeç ve sanatçı İbrahim Tatlıses de iştirak etti.
Kurtulmuş, resepsiyonda gazetecilere açıklamalarda bulundu. Yeni yasama yılının hayırlı olmasını dileyen Kurtulmuş, TBMM'de siyasi nezaket ve olgunluk içerisinde tartışmaların gerçekleştirilmesini temenni etti. Önceki yasama yılında TBMM'nin 1.512 saat çalıştığını belirten Kurtulmuş, bazı siyasi söylemlerin Meclis'in itibarını zedelediğini ifade etti.
Kurtulmuş, "Hele hele çevremiz bir ateş çemberi değil artık bir ateş çukuruna dönüşmüşken, siyasi tartışmalarımızı yaparken milli menfaatlerimizi göz önünde bulundurarak hareket etmemiz gerekiyor" dedi. Yeni anayasa yapımı ve Meclis İçtüzüğü'nde değişiklik yapılması konularına da değinen Kurtulmuş, bu sürecin önemini vurguladı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, resepsiyonda gazetecilere yaptığı açıklamada, Türk vatandaşlarının Lübnan’dan tahliyesine ilişkin hazırlıklarının tamamlandığını belirtti. Ayrıca, sanatçılar İbrahim Tatlıses ve Mustafa Keser ile olimpiyat gümüş madalyalı atıcı Yusuf Dikeç de resepsiyona katıldı.
Kurtulmuş ile Özel resepsiyonda ayaküstü sohbet etti. Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ana muhalefet lideri Amerika'dayken sizin aynı anda Rusya'da olmanız anlamlı bir mesaj oldu" şeklindeki ifadesi üzerine Kurtulmuş, bu durumun planlanan bir durum olmadığını, verilen mesajların önemine dikkat çekti.
TBMM'nin siyasi sürecinin olgun ve şeffaf bir şekilde ilerlemesi için tüm siyasi partilerin iş birliği içinde olması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, "Meclis çalışmasına başlasın, zaten yoğun yasama faaliyetleri olacak, partilerle en kısa zamanda görüşmelere başlayacağız" dedi.
Kurtulmuş, Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi konusunda TBMM'nin herhangi bir yargı yetkisi olmadığını, ancak yüksek yargı organlarının yetkilerini gözden geçirme hakkına sahip olduğunu belirtti.
Numan Kurtulmuş, yeni yasama yılının Türkiye için verimli geçmesini temenni etti.
Bahçeli ve Özel görüşmesi
Resepsiyona MHP lideri Bahçeli ile CHP lideri Özel’in sohbeti damgasını vurdu.
Bahçeli, Özel ile tokalaşırken, esprili bir şekilde "Umarım alınmıyorsun, bunları siyaseten söylüyoruz" dedi. Bahçeli’nin bu sözüne karşılık, Özgür Özel ise "Yok efendim. Herkes doğru bildiğini savunuyor. Önemli olan saygıda, sevgide eksiklik göstermemek" diyerek nezaketini korudu.
Bir gazetecinin, "Bugün Özgür Özel’e yönelik sert eleştirilerde bulundunuz ancak tokalaşmaya da geldiniz. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Bahçeli, "El sıkma değerlendirmenin işaretidir" cevabını verdi.
Özgür Özel: Bana yönelik tehditler vız gelir, tırıs gider
CHP lideri Özel, Bahçeli ile ayak üstü sohbetinden sonra ilerleyen dakikalarda soruları cevapladı. Özgür Özel, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin kendisi ve gazetecilere yönelik açıklamalarına sert tepki gösterdi. Özel, "Bana ilişkin yaptığı tehditler vız gelir tırıs gider" dedi.
Özel, Bahçeli'nin grup toplantısında CHP ve gazetecileri hedef alan söylemlerini değerlendirirken, "Bahçeli'nin tehditlerinin bana etkisi yok, ancak gazetecilerin kılına zarar gelirse azmettirici bellidir" ifadesini kullandı. Ayrıca, dört gazetecinin tehdit edilmesini "Devlet Bey'in siyasi hayatındaki en büyük ayıplardan biri" olarak nitelendiren Özel, bu tavrın siyaset üslubuna yakışmadığını belirtti. Özel, Bahçeli’nin bir dönem ülkücüleri sokaktan çekmekle övündüğünü hatırlatarak, bu üslubun siyasi ahlaka ve liderlik makamına zarar verdiğini ifade etti.
Bahçeli'den DEM Partililer ile tokalaşma yorumu: Ülkemizde barışı sağlamamız lazım
MHP lideri Bahçeli'ye resepsiyonda, TBMM açılış oturumunda DEM Partililerle tokalaşması hatırlatıldı. Bunun üzerine Bahçeli "Yeni bir döneme giriyoruz, dünyada barışı isterken kendi ülkemizde barışı sağlamamız lazım" ifadelerini kullandı.
Resepsiyona MHP lideri Bahçeli de katıldı. [Fotoğraf: Uğur Akkuş, Memur5.com]
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun Anayasa’nın ilk dört maddesine ilişkin yaptığı açıklamaların ardından yaşanan tartışmalara da değinen Bahçeli, "O tartışmalar bitmiştir. Onlara sorun, bizim için değişen bir şey yok" diyerek konunun MHP açısından kapandığını belirtti.
Devlet Bahçeli bir zamanlar 'Serok Ahmet' diyerek hedef aldığı Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ile sohbet etti. [Fotoğraf: Uğur Akkuş, Memur5.com]
Abdullah Güler’in açıklamaları
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Meclis'te düzenlenen resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Güler, CHP milletvekillerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Genel Kurul Salonu'na gelişinde ayakta karşılamasını değerlendirerek "Arkadaşlara teşekkür ediyorum. Olumlu duruş ve davranışların devamını diliyorum" dedi.
Cezasızlık algısı ile ilgili bir soru üzerine Güler, "Bu konuda çalışma yapıldığını" belirterek, "Cezasızlık algısı noktasında bir çalışmayı ortaya koymamız lazım. İleriki yargı paketlerinde değerlendireceğiz" ifadelerini kullandı. Güler, cezaevlerinde hükümlülere verilen eğitimlerin tekrar suç işleme olasılığını azaltmayı hedeflediğini aktardı. Ayrıca, 'af' gibi ya da 'farklı cezalarda indirim' gibi beklentilerin gündemlerinde olmadığını vurguladı.
Siber güvenlik alanında yeni bir teşkilat belirten duyuran Güler, Cumhurbaşkanlığına bağlı bir başkanlık makamı oluşturulacağını ve bu Başkanlığın çeşitli kurumların bilgi işlem merkezlerinin korunmasında gerekli koordinasyonu sağlayacağını bildirdi. Güler, "Siber saldırı ihtimalinin ortaya çıkması durumunda tüm kurumların iş birliği ve koordinasyon içerisinde güvenliğini sağlaması noktasında bir birime ihtiyaç var" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TBMM Genel Kurulu'na gelişinde CHP milletvekillerinin ayağa kalktıklarının hatırlatılması üzerine Güler, "Aziz milletimizin oylarıyla, yüzde 52,5 oyla seçilmiş Cumhurbaşkanımız, devleti, devletin birliğini, beraberliğini temsil ediyor. Dolayısıyla Meclisimizin Genel Kuruluna geldiğinde onu hep ayakta alkışlamak, ayakta karşılamak, işin nezaket boyutuyla beraber kuralı da olmalıdır" şeklinde konuştu.
Güler, devletin birliğini ve beraberliğini temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamına karşı her zaman saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı ve "Özgür Bey uzun zamandır bunu söylüyordu, bizim ülkemizin milli çıkarı, ulusal güvenliği söz konusu olduğunda herhangi siyasi düşünce aranmaksızın ülkemizin çıkarına katkı sağlayacak yerde oluruz" ifadelerini kullandı.