Adana'daki Ermeni mezalimi ağıtlarda yaşıyor
Adanalı yazar Yusuf Delikoca, 1920 yılında Ermenilerin Adanalılara yaptığı mezalimlerin bir ispatı olarak, o dönemde söylenen ağıtların bugünlere kadar geldiğini söyledi.
Adanalı yazar Yusuf Delikoca, 1920 yılında Ermenilerin Adanalılara yaptığı mezalimlerin bir ispatı olarak, o dönemde söylenen ağıtların bugünlere kadar geldiğini söyledi.
Yaklaşık 20 yıldır Adana ve çevresinde araştırmalar yaparak Milli Mücadele üzerine 10 kitap yazan Araştırmacı Yazar Yusuf Delikoca, son günlerde yeniden gündeme getirilen sözde Ermeni soykırımı iddialarına “Milli Kahraman İbo Osman” adlı eserinde yer alan ağıtlar ve 1919-1921 yılları arasında Fransız işgali altında Ermeni Kamavorlar tarafından Türk milletine karşı yapılan katliamlarla cevap verdi.
Çukurova’da neredeyse her evden bir ailenin ferdinin Ermeni katliamına maruz kaldığını aktaran Delikoca, Adana’nın Çakalkuyusu köyünden Celal Çelik’in söylediği ağıdın yüz yıl sonra bile yürekleri yaktığını söyledi.
1920 yılının Haziran ve Temmuz aylarının Fransız işgalinin en kara günleri olduğunu belirten Delikoca, şöyle devam etti:
"Türk bayrağının asılması yasaklanmış, Adana merkez mahallelerinde Osmanlı yönetiminin pasifliğini fırsat bilen Ermeni örgütleri eşkıya düzeni kurmuşlar, katliam, yağma ve soygun yapmışlardır. Osmanlı arşiv kayıtlarına geçen Camili Köyü, İncirlik ve Kahyaoğlu Çiftliği’nde büyük bir katliam yaşamış olan Adanalılar, öz yurtlarında mazlum durumuna düşmüş, evlerini barklarını terk ederek zulüm ve ölümden kurtulup Kuvayı Milliye’ye destek olmak için Toroslara doğru göç etmişlerdir. Göç yolunda Ermeni çetelerine kurban olmamak için İbo Osman ve mücahitleri gibi Kuvayı Milliyecileri kurtuluşun umudu olarak görmüşlerdir. ’Kaç Kaç’ denilen bu olay yüzyılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen unutulmadı. ’10 Temmuz ne kara gündü \ Obalar göçtü, ocaklar söndü’ diye başlayan feryatlar, ’Kaç Kaç’a giderken yastığım kaldı / İğneden ipliğe Fransız aldı’ diyerek devam etti. Ve yaşananların unutulmaması için ağıtları söylemeye devam ettiler. Kozan, Saimbeyli ve daha birçok bölgede işgal altında yaşanan acı günlerin hikayeleri ve ağıtları halen söylenmektedir.”
1920 yılında yaşanan katliamlara ve Kaç Kaç’a tanık olan Çakalkuyusu Köyünden Fadime Çelik’in o günlerde söylenen ağıtları hiçbir zaman unutmadığını kaydeden Yusuf Delikoca, “Onun oğullarına yazdırdığı ağıt katliamların ardından yıllarca söylendi ve gelecek nesillere hatıra kaldı. Bebekli, çocuk, kadın ve ihtiyar demeden hunharca masum insanların katledildiği ağıtlarda anlatıldı” diye konuştu.