Askerde gördüğü kağnılar geçim kapısı oldu
Sivaslı Nejdet Çekmen'in İstanbul'daki Askeri Müze'de askerlik yaparken onarımını yaptığı fayton ve kağnılar yıllar sonra gelir kapısı oldu.
Sivaslı Nejdet Çekmen’in İstanbul’daki Askeri Müze’de askerlik yaparken onarımını yaptığı fayton ve kağnılar yıllar sonra gelir kapısı oldu.
Sivas’ta Karayolları Genel Müdürlüğü’nden emekli olduktan sonra kendisini tamamen el işçiliğine ve kağnı yapımına adayan Nejdet Çekmen, yaptığı kağnıları müzeler ve çiftliklerde dekor olarak kullanılmak üzere satıyor. Yaklaşık 1.5 metre boyunda yaptığı at arabaları, faytonları ve kağnıları yaklaşık 4 bin liraya satan Çekmen, yaptığı ürünlerin tarihi hakkında araştırmalar yapıp kitaplar okuduğunu belirterek, tarihini okumadan ve iyice tanımadan yapılacak ürünlerin uydurma olacağını söyledi.
Kağnı merakı müzeden geliyor
Nejdet Çekmen, askerlik yaptığı sırada komutanından el sanatları hakkında çok şey öğrendiğini belirterek, “İstanbul’da Askeri Müze Mehteran Takımı’ndaydım, nakkare çalıyordum. Oradaki müzeye birkaç sefer nöbete gittim. Müzedeki tarihi eserleri görünce içimde merak uyandı. Önünde tarihi toplar vardı. Tekerlerinin çürümüş olduğunu görünce komutanlardan müsaade aldım, onların tekerlerini onardım. Herkes beğenince orada bana bir cesaret geldi. Abdülhamit Han’a ait müzedeki faytonun tekerleri kırılmış, kasası çarpılmıştı. Onları da onardım. Onun haricinde müzelerde çok eserlerim var. Silah tamiri, sedefçilik, her şeyi orada öğrendim. Bir komutanımız vardı, bana çok şeyler öğretti” şeklinde konuştu.
Gerçek faytonlar da yapıyor
Çekmen, binilebilecek faytonlar da yaptığını söyleyerek, “Normal binilecek faytonu 2 ayda bitirebiliyorum. At arabalarını genelde Antalya, Kayseri, İstanbul’dan alıyorlar. Bizim Sivas’ta bu tür şeyler çok fazla ilgi görmüyor. Bu at arabasını 1.5 metrelik yaptığım zaman 4 bin liraya veriyorum. Kayseri’deki müşterilerim benden alıp 8-12 bin arasında satıyor. Ben hakkım neyse onu alıyorum. O da onların nasibi, helal olsun. Emekli olduğum için burada oyalanıyorum, günde 2-3 saat çalışıp gidiyorum. Bunları genelde mağazaların vitrinlerinden tut çiftlik ve bahçelerde maket ve süs eşyası olarak kullanıyorlar. Ben fotoğraf ve ölçüye bakamam, neyi görürsem hafızama kazınır ve yaparım. Bunun haricinde yaptığım malzemelerin tarihini çok okurum. Tarihini okumadan bir şey yaparsan uydurma olur” ifadelerini kullandı.