AYM kararı yayımlandı: Mahkumun gitarına erişimi engellenmesi hak ihlali

Anayasa Mahkemesi, ceza infaz kurumunda gitarına erişim engellenen hükümlünün, maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Anayasa Mahkemesi (AYM), Bandırma Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bir mahkumun, gitarına erişim hakkının engellenmesi nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar verdi. AYM kararı, 18 Eylül 2024 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı.

Mahkumun gitar talebi reddedildi

Bandırma Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olarak bulunan başvurucu, cezaevi idaresinden kendisine ait gitarın koğuşuna getirilmesini talep etti. Ancak, koğuşta hâlihazırda bir enstrüman bulunduğu gerekçesiyle bu talebi reddedildi. Hükümlü, infaz kurumunun bu kararına karşı itiraz ederek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. Mahkum, İnfaz Kurumu’nun bu uygulamasının hukuka aykırı olduğunu, müzik enstrümanına erişiminin, ruhsal sağlığını korumak adına önemli bir hak olduğunu savundu.

İhlal kararı ve tazminat hükmü

Anayasa Mahkemesi, 17. maddede güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar vererek başvurucuya 3.000 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Mahkeme ayrıca, tazminatın Hazine ve Maliye Bakanlığı'na başvurudan itibaren dört ay içinde ödenmesi ve ödeme tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerektiğine karar verdi.

Mahkeme, başvurucunun hak ihlali iddialarını incelerken, cezaevi yönetiminin koğuşta hâlihazırda bir enstrüman bulunduğu gerekçesiyle gitarın teslim edilmemesinin keyfi bir uygulama olup olmadığını değerlendirdi. Yönetmelikte her mahkuma bir enstrüman hakkı tanındığını vurgulayan Mahkeme, İnfaz Kurumu’nun bu hakkı kısıtlarken hukuka aykırı bir uygulama yaptığını tespit etti.

Anayasa Mahkemesi kararından pasajlar

Anayasa Mahkemesi kararının ilgili bölümünde şu ifadeler yer aldı: 

“Başvurucunun şikâyetinin özü; mevzuatta öngörülen açık düzenlemeye ve kesinleşmiş yargı kararına rağmen kendisine ait gitarın koğuşa getirilmesine izin verilmemesidir. Müzik aleti çalmanın kişiliği geliştirme yollarından biri olduğu göz önüne alındığında, başvurucunun şikâyetleri bir bütün olarak Anayasa’nın 17. maddesi kapsamında, maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı bağlamında incelenmiştir.”

Ayrıca Mahkeme, cezaevi yönetiminin dışarıdan gelen gitarın güvenlik riski taşıyabileceği iddiasına karşı şu değerlendirmeyi yaptı: 

“Ceza infaz kurumlarında güvenlik gereklilikleri nedeniyle bazı kısıtlamalar getirilmesi anlaşılabilir olsa da başvurucunun kantinden gitar satın alması önerisi, kesinleşmiş yargı kararına rağmen gereksiz bir engel teşkil etmiştir. Cezaevi idaresi, mahkumun mağduriyetini bir yıl boyunca giderememiştir ve bu süreç, başvurucunun kişisel gelişimine olumsuz etkiler yaratmıştır.”

Mahkumun bir yıl süren mağduriyeti

Mahkeme kararında, başvurucunun neredeyse bir yıl boyunca gitarına erişememesi nedeniyle yaşadığı psikolojik zorluklara da vurgu yapıldı. Başvurucu, bu süreç boyunca ruhsal sağlığı açısından önemli bir araç olan gitarından mahrum kaldığını ifade etti. Mahkeme, başvurucunun gitarının teslim edilmesiyle mağduriyetin tamamen ortadan kalkmadığını belirterek şu sonuca vardı:

“Anayasa’nın 17. maddesi kapsamında devletin pozitif yükümlülükleri arasında, bireylerin sahip oldukları hakları tam anlamıyla kullanabilmeleri için gerekli tedbirlerin alınması zorunludur. Somut olayda bu yükümlülük yerine getirilmemiş ve başvurucu bir yıl boyunca, kendisine tanınan bir haktan yararlanamamıştır.”

 'Pozitif yükümlülükler ihlal edildi'

Anayasa Mahkemesi, cezaevi yönetiminin başvurucunun temel haklarına saygı göstermediği sonucuna ulaştı. İhlalin sadece gitarın teslim edilmemesiyle sınırlı kalmadığını belirten Mahkeme, cezaevinde bulunan mahkumların Anayasa’da düzenlenen temel hak ve özgürlüklere sahip olduklarını ve bu hakların ancak güvenlik gibi meşru gerekçelerle sınırlanabileceğini vurguladı.

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bu karar, ceza infaz kurumlarında tutuklu ve hükümlülerin haklarının korunması gerektiğini ve bu hakların kısıtlanmasının ölçülülük ilkesine uygun olması gerektiğini bir kez daha hatırlatmış oldu.

Karar, cezaevlerinde hak ihlallerine dikkat çekiyor

Bu karar, ceza infaz kurumlarındaki uygulamaların mahkumların temel haklarını ihlal etmemesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Cezaevi idarelerinin keyfi uygulamaları, mahkumların ruhsal sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Anayasa Mahkemesi, bu tür hak ihlallerine karşı devletin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini belirtti.

Bakmadan Geçme