- Haberler
- Yaşam
- Bakan Kirişci: 'Son 50 yılda memeli, kuş, sürüngen ve balık popülasyonunun yüzde 68'i ortadan kalkmıştır'
Bakan Kirişci: 'Son 50 yılda memeli, kuş, sürüngen ve balık popülasyonunun yüzde 68'i ortadan kalkmıştır'
VAN (İHA) – Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, Üzülerek ifade etmek isterim ki, dünya ölçeğinde değerlendirildiğinde son 50 yılda memeli, kuş, sürüngen ve balık popülasyonunun yüzde 68'i ortadan kalkmıştır. Tatlı sularda yaşayan türlerin, üçte birinin nesli de tükenme tehdidi altındadır' dedi.
VAN (İHA) – Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, "Üzülerek ifade etmek isterim ki, dünya ölçeğinde değerlendirildiğinde son 50 yılda; memeli, kuş, sürüngen ve balık popülasyonunun yüzde 68’i ortadan kalkmıştır. Tatlı sularda yaşayan türlerin, üçte birinin nesli de tükenme tehdidi altındadır” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı, YYÜ, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) ile Yaban Hayvanları Korum ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü tarafından düzenlenen "2. Uluslararası Yaban Hayvanları Kongresi" başladı. Double Tree By Hilton Van Otelinde düzenlenen kongre saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kongreye video konferans yöntemiyle katılan Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, özellikle son yıllarda daha sık yaşanan sel, kuraklık ve orman yangını gibi felaketlerin, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de doğal yaşamın korunmasına yönelik çalışmaların arttırılması gerektiğine işaret etti. Bakan Kirişci, "Üzülerek ifade etmek isterim ki, dünya ölçeğinde değerlendirildiğinde, son 50 yılda; memeli, kuş, sürüngen ve balık popülasyonunun yüzde 68’i ortadan kalkmıştır. Tatlı sularda yaşayan türlerin, üçte birinin nesli de tükenme tehdidi altındadır. Son yıllarda olumsuz etkilerini daha fazla gözlemlediğimiz iklim değişikliği, orman yangını ve çevre kirliliğine bağlı olarak yaban hayatının sürdüğü ekolojik ortamlar zarar görmüştür. Bu olumsuzluklara bağlı olarak 1 milyon tür yok olma riski altındadır. Ekolojik bozulmaların doğal bir sonucu olarak yaban hayatında yaşanan kayıplar, zamanla insan yaşamını da olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle; yaban hayatının korunması ve sürdürülebilirliğinin temini için atılacak adımlar, tercihin ötesinde bir zorunluluk ve sorumluluktur" dedi.
“Anadolu’da 150 memeli, 130 sürüngen türü ve 481 kuş türü bulunmaktadır”
Dünya ölçeğinde değerlendirildiğinde, Türkiye’nin sahip olduğu biyoçeşitlilikle oldukça önemli bir konuma sahip olduğunu belirten Bakan Kirişci, "Ülkemiz, orta kuşak coğrafyasında yer almaktadır. Deniz seviyesinden başlayarak, yaklaşık 5 bin metre yüksekliğe kadar değişken bir topoğrafyaya, farklı iklim koşullarına ve zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Zengin bitki örtüsü ve farklı iklimsel koşullar, ülkemizin yaban hayvan varlığını da zenginleştirmiştir. Bu durumun avantajıyla, Anadolu’da 150 memeli, 130 sürüngen türü ve 481 kuş türü bulunmaktadır. Bu türlerin kayıt altına alınarak eksiksiz bir envantere dönüştürülmesi ve düzenli izleme çalışmaları sürdürülmektedir. Bu zenginliğin korunarak sürdürülmesi, ülkemizin bu alandaki ayrıcalıklı konumunu güçlendirecektir. Bu yıl içerisinde geçekleştirilen envanter çalışmalarında ülkemizde yer alan 135 sulak alanda kışlayan, 104 kuş türüne ait 1 milyon 396 bin 369 adet su kuşu sayılmıştır. 2021 yılında ülkemizde yapılan çalışmalar neticesinde, 178 türden 33 bin 817 adet kuş halkalanmıştır. Ayrıca, son 3 yılda 10 türden 52 adet yaban hayvanı, tasma takılmak suretiyle izlemeye alınmıştır" ifadelerine yer verdi.
“Kongrelerin çok kıymetli olduğundan kuşkumuz yok”
Kongreye online bağlanan TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyon Başkanı ve AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç da; üniversitelerle, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüyle işbirliği içinde bu duyarlılığın oluşmasının bile önemli bir gelişme olduğunu belirtti. Bu çalışmalar sayesinde doğanın, çevrenin daha fazla farkında olma imkanı bulacaklarını dile getiren Kılıç, "Bununla alakalı bilimsel çalışmalar yapmış çevrelerin gelişmesine önemli bir katkı sağlayacak. Kongrelerin çok kıymetli olduğundan kuşkumuz yok. Bundan sonra bu süreci sahiplenmemizle ülkemiz için, doğa ve çevre için önemli katkılar verecektir. Bilimsel katkılar sunacak olan arkadaşlarımızı kutluyorum" dedi.
“Yaban hayvanlarını koruyoruz, rehabilite ediyoruz”
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü İsmail Üzmez ise Van’da düzenlenen kongrenin Türkiye’deki nadir bilimsel etkinliklerden biri olduğunu ifade ederek, yaban hayatını koruyan ve geliştiren bir kurum olarak kongreye seve seve katıldıklarını söyledi. Üzmez, "Yaban hayvanlarını koruyoruz, rehabilite ediyoruz. 22 veterinerlik fakültesi ile anlaşmamız var. Bunları doğaya kazandırıyoruz, üretiyoruz, salıyoruz, aşılıyoruz. Üretim istasyonlarımızda nesli tükenme tehlikesinde olan hayvanları ürettikten sonra yaşam alanlarına bırakıyoruz" ifadelerini kullandı.
YYÜ Yaban Hayvanlarını Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan da, 5 yıl önce düzenledikleri kongrenin ikincisini gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını ifade ederek, "Önceki kongrede aldığımız kararların tamamı hayata geçti. DKMP Genel Müdürlüğümüz bütün üniversitelerde rehabilitasyon merkezlerine destek verdi. Bu süreçte belirlediğimiz hedeflere ulaştık. Bundan sonra daha çok çalışacağız ve daha güzel bilimsel çalışmalarda beraber olacağız. Yaban hayvanlarının insanla hiç temasa geçmemesi gerekiyor. Onun için en önemli faktör hayvanları yerinde ve doğasında korumaktır" diye konuştu.
Konuşmaların ardından daha önce düzenlenen yarışmalarda dereceye giren öğrencilere hediye çekleri takdim edildi.
2 gün boyunca akademisyenlerin 60 sözlü ve 16 poster bildiri sunacağı kongrenin açılışına Vali Yardımcısı Adem Balkanlıoğlu, İpekyolu Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili İhsan Emre Aydın, Van, Hakkari, Muş, Bitlis ve Siirt üniversitesi rektörleri, kurum amirleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.