Bir elinde bağlaması, diğer elindeki iğnesine ömrünü adadı
Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde annesinden öğrendiği terzilik mesleğini ilk günkü heyecanla sürdüren 67 yaşındaki Mevlüt Toplu, bir taraftan da çocukluğunda merak sardığı bağlamasıyla ilçenin adının geçtiği türküler söylüyor. Toplu, türkülerinin yöresinde ilgi gördüğünü aktararak Belki zamanla halk benimsediği zaman halk türküsü olur diye konuştu.
Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde annesinden öğrendiği terzilik mesleğini ilk günkü heyecanla sürdüren 67 yaşındaki Mevlüt Toplu, bir taraftan da çocukluğunda merak sardığı bağlamasıyla ilçenin adının geçtiği türküler söylüyor. Toplu, türkülerinin yöresinde ilgi gördüğünü aktararak "Belki zamanla halk benimsediği zaman halk türküsü olur" diye konuştu.
Annesinin terzilik yaparak geçimini sağladığı 67 yaşındaki Mevlüt Toplu, bir taraftan da annesinin söylediği türkülerle büyüdü. Annesinden öğrendiği terzilik mesleğiyle 1968 yılında çıraklığa başlayan Toplu; bu sırada yörenin tanınmış türkücülerinden Hüseyin Çakır’ın söylediği türküleri dinlemeye başladı. Çevresinden içinde Çaycuma adının geçtiği türkülerin çok az olduğunu duyunca bağlamaya merak saran Mevlüt Toplu, kendi çabasıyla bağlama çalmayı da öğrendi. Bir taraftan terzilik mesleğini sürdüren Toplu; bir taraftan da Çaycuma adına türküler yakmaya başladı.
"Çaycuma Güzelleri", "Sen Güzelsin Çaycuma", "Çaycuma’nın Güzeli" ismiyle içerisinde Çaycuma geçen üç türkü yakan Toplu, bir elinde bağlamasına diğer elindeki iğnesine adeta ömrünü adadı.
Dikiş makinesinin başında çalışırken aklına ezgi geldikçe bağlamasını eline alarak türkü söylemeye başlayan Toplu, şöyle konuştu:
"Annem radyo açardı. Çaycumalı Hüseyin Çakır’dan alınan türküydü. Çocukken ablamla oynardık. Çaycuma Türküsü denilince Hüseyin Çakır kaynak gösterilince saza merak çocukluktan beri vardı. İlkokulu bitirdikten sonra terzi çıraklığına girdim. Aradan bir sene geçtikten sonra bağlama aldım. Kendi kendime öğrendim. Çalan arkadaşlarımız vardı görüyorduk ama metodlarını öğrenecek herhangi bir kurs yoktu. 1968’de terzi çıraklığına girdim. 1969’da bağlamayı öğrendim. Çaycuma adına türkü olmadığı konuşuluyordu. Çaycuma adına türküler yaktım. Çaycuma Güzelleri, Sen Güzelsin Çaycuma, Çaycuma’nın Güzeli içinde üç adet Çaycuma geçen türküm var. Huriye diye bir türküm var. Çaycuma’nın güzeline yaktığım türkü. Konu oldukça türkü yakmaya devam ediyorum. 1968 yılından bu yana çıraklık, kalfalık yaptım. 1990 yılından bu yana da bayan terzisi olarak devam ediyoruz. Bağlamayı hiçbir zaman bırakmıyoruz. Nefesimiz yettiği sürece çalar söylerim. Duyguları dile getiriyorsun. Neşeli, hüzünlü duyguları aktarıyorsun. Yakın arkadaşımdan birisi bağlamam. Ayrıca mesleğimi de çok seviyorum. Makine çalışırken de söylüyoruz. Çalışırken ezgi aklıma geldiğinde hemen bağlamamı elime alıyorum. Yada türkü yakacağım zaman o duyguların zirveye çıktığı zaman genelde öyle oluyor. Sözü ezgiye döküyorsun. Zaman gelince ortaya çıkacak şeylerdir. Beste tarzı değil de genelde türküyü sevdiğim kişiye, doğaya yakıyorum. Zamanla halk benimsediği zaman halk türküsü olur. Ama Çaycuma Güzelleri bizim yöremizde beğenilen bir türkü oldu. Geçenlerde Bakü’deki bir düğünde çalındı. Türk Halk Müziği korosuna gidiyorum. Belediyenin sanat müziği korosuna gidiyorum. Hem müzik bilgisini geliştirmek hem de sosyal sorumluluk projesine katkıda bulunmak için bu tür ortamlara katılıyoruz."