Bir tarafta işsiz diğer tarafta asgari ücretli öğretmenler
Necati Doğru Sözcü gazetesindeki köşesinde işsiz öğretmen sayısındaki artış ile doğan çocuk sayısındaki artış arasında bağlantı kurarak ilginç bir yazı kaleme aldı.Doğru yazısında şu ifadeleri kullanıyor:
Çocuk doğumu azaldı! İşsiz öğretmen çoğaldı!
Son resmi bilgiler de yayınlandı. Bu iktidar döneminde Türkiye’de dünyanın parmak ısıracağı yönetim becerisi(!) ortaya çıktı. Çocuk doğumu azaldı. Çocukları okutacak öğretmenler içinde de “atanamayan öğretmen sayısı” patlama yaptı.
Mucize planlama.
Pırlanta yönetim.
Kusursuz kalkınma.
Bu iktidar başardı(!)
Öbür yandan da doğan çocuklar okul yaşına gelince onları eğitecek öğretmen sayısını planlayamadı. Çocuk doğumu azaldı. İşsiz öğretmen çoğaldı.
Anneyi mi suçlamalı.
Babayı mı kınamalı.
Atama isteyen öğretmenleri, zaten meydanlarda polislere dövdürüyorlar. Albert Einstein’ in bir sözü var: “Öğretmen ihmal edildiğinde o ülke intihar ediyor demektir”
Dün de Ankara’da yine Milli Eğitim Bakanlığı’na yürüyen öğretmenler; “asgari ücretle çalışmak istemiyoruz” diye bağırdılar. Polis, öğretmenlere müdahale etti. Öte yandan, “atanmayan öğretmenler sayısı da” her geçen yıl büyüdü. 22 yılı boyunca 9 Bakan değişti. 9 Bakanın, bazıları döneminde eğitim sistemini 2-3 kez sil baştan yeniledi. Bir sonra gelen bakan, bir öncekinin modelini sildi attı; 17 kez eğitim sistemi değişti. Öğretmen yetiştiren okulların her yıl mezun edecekleri öğretmen sayısı ile okulların öğretmene duyacağı ihtiyaç arasında uyum bir türlü sağlanamadı.
Öğretmen, fakat işsiz!
Haklı olarak şöyle bağırıyorlar: “Bizler atanamayan değil atanmayan öğretmenleriz. Madem atama yapamayacaktınız neden diploma verdiniz?” Eğitim Fakülteleri’nde okuyan yaklaşık 200.000 öğrenci, öğretmen diploması aldığında atanmazsa ne iş yapacağını bilemiyor.
Atanmayan öğretmen sayısının 1.000.000 olduğunu dile getirenler bile var.
Tam sayı nedir?
Bilen söylesin.
Öte yandan “doğurganlık oranında kırmızı alarm veren ülkeler” arasına Türkiye’de girdi. Doğurganlık hızının 2023 yılında 1.5’a kadar indiği açıklandı. Bir ülkede doğurganlık; nüfusun kendini yineleme eşiği sayılan 2.1’in altına inerse o ülke için kırmızı alarm sayılıyor. Türkiye’de bir yandan da boşanma hızı tavan yapıp o da kırmızıya dönüştü.
Kırmızılar alev aldı.
Aile tehlikede.
Çocuk doğumu azaldı.
İşsiz öğretmen çoğaldı.
Eğitim de tehlikede