- Haberler
- Yargı Kararları
- Boşanma davalarında mal kaçırmaya Yargıtay engeli
Boşanma davalarında mal kaçırmaya Yargıtay engeli
Birikimlerin eşlerden birisine emanet edildiği ve bu birikimlerle alınan taşınmazların boşanma davası açılmadan önce muvazaalı bir şekilde başkalarına devredilmesi konusu, sıklıkla boşanma davalarında karşılaşılan bir durumdur. Avukat Hafize Erva Yıldız, bu konuya Yargıtay'ın vermiş olduğu bir karar ile açıklık getirdi.
Avukat Hafize Erva Yıldız; boşanma davasında, taraflar arasında mal kaçırma konusunda uyuşmazlıklar olduğu, muvazalı bir şekilde boşanmadan önce başkalarının üzerine malların devredildiğini ifade etmiştir. Bu konuya ilişkin Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gelen bir davada; davacı tarafından, davalı tarafın evlilik sürecinde maddi olarak zenginleştiğini, ancak bu zenginliğin resmi olarak hiçbir zaman yansıtılmadığı, evliliğin başından itibaren boşanma planı yapılarak maddi olarak müvekkili aldattığı ve evlilik süresince edinilen malları sistematik bir şekilde kaçırdığı, birikimlerini davalıya emanet ettiğini ve bu birikimlerle alınan taşınmazların boşanma davası açılmadan önce, muvazaalı bir şekilde başkalarına devredildiğini iddia etmiştir.
Davacı; davalı tarafından, davalının babası ve kız kardeşleri adına kaydedilen malların tapularının iptal edilerek davalı adına tescil edilmesini talep etmiş, eğer bu talep kabul edilmezse, edinilmiş malların değeri üzerinden hesaplanacak katılma alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp müvekkiline verilmesini istemiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararında, kayıtlı arsa ve bağımsız bölümlerin boşanma dava tarihinden önce satıldığı ve bu satışların gerçek olduğu ancak satış bedelinin evlilik giderlerine harcandığının ispat edilemediği belirlenmiştir. Bu nedenle, bu taşınmazların değerleri, eşlerin katılma alacağı hesaplamasında dikkate alınmıştır.
Bağımsız bölümün edinme tarihi itibariyle davalının malı olduğu, davacının ise bu taşınmazın alımında kendi kazancıyla katkıda bulunduğu, ancak davalının babasından alındığı iddia edilen 10 bin Mark/Euro'nun banka kaydı olmadan dosyaya sunulmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, ziynet eşyaları ile ilgili katkı iddiaları da soyut beyanlarla kanıtlanmadığından reddedilmiştir.
Mahkeme, davacının talebinin kısmen kabul edildiği, ancak fazlaya ilişkin isteğin reddedildiği bir karar vermiş, ancak İstinaf Mahkemesi davacının taleplerinin daha fazla kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararı bozmuş ve davacı lehine bağımsız bölüm yönünden yeniden hüküm kurulmasına karar vermiştir. Sonuç olarak, dava konusu taşınmazlar yönünden belirlenen katılma alacağı, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtay tarafından onanmıştır.