- Haberler
- Çivi ve telleri sanata dönüştürüyor
Çivi ve telleri sanata dönüştürüyor
- Ankara'nın Çubuk ilçesinde öğretmenlik yapan Gökhan Duran, çivi ve tel kullanılarak yapılan 'filografi' sanatına duyduğu ilgi nedeniyle atölye açarak çevresindekilere de bunu öğretmeye başladı - Duran: - 'Gençlerimiz boş zamanlarında telefon, tablet, bilgisayar gibi şeylerle uğraşıyor. Ben de çocuklarımızın, gençlerimizin küçük yaştan itibaren el sanatlarıyla buluşmalarına katkı vermek istedim'
ANKARA (AA) - HÜSEYİN YİĞİNER- Ankara'nın Çubuk ilçesinde öğretmenlik yapan 30 yaşındaki Gökhan Duran, çivi ve teller kullanarak "filografi" sanatıyla yaptığı tablolar çevrede ilgi görünce, açtığı atölyesinde gençler başta olmak üzere bunu başkalarına da öğretmeye başladı.
Duran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''çivi ve telin büyüleyici dansı'' olarak da tanımlanan "filografı" sanatı ile 4 yıl önce bir İstanbul gezisinde "tanıştığını" ve o günden sonra bu sanata adeta "aşık olduğunu" ifade etti.
Herhangi bir kurs almadan filografi sanatını kendi çabalarıyla öğrendiğini ve bu alanda kendisini ilerlettiğini dile getiren Duran, şunları söyledi:
"El sanatlarına küçüklükten beri bir merakım vardı. İstanbul’da bir gezi sırasında karşılaştığım bu el sanatını, ‘bende yapabilirim’ diye araştırmaya başladım. Uzun bir araştırma ve uğraşın sonunda filografi sanatını yapmaya başladım. Öğrendikten sonra eşime ve anneme de öğrettim. Bir müddet bu sanatı evde yapmaya çalıştım ama evde çivi çaktığımız zaman komşularla bayağı bir sıkıntı yaşamaya başladım. Bunun sonucunda dışarıda veya okulda teneffüs aralarında çivileri çakmaya başladım. Teneffüs aralarında öğrencilerin gözü önünde yapmaya başlayınca öğrencilerde de bu sanata yönelik bir merak oluşmaya başladı. Öğrencilerimizin de bu sanata ilgisi arttı ve onlar da yapmaya başladı."
- İlgi artınca atölye açtı
Duran, eserlerine ve bu sanata ilginin giderek artmasıyla atölye açmaya karar verdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Yaptığım eserlere bakarak bu sanatı öğrenmek isteyenler de artmaya başladı. Bakıyorum gençlerimiz boş zamanlarında telefon, tablet, bilgisayar gibi şeylerle uğraşıyor. Ben de bu anlamda çocuklarımızın, gençlerimizin küçük yaştan itibaren el sanatlarıyla buluşmalarına katkı vermek istedim. Hem kendi boş zamanlarımı değerlendirmek, yeni eserler yapmak hem de isteyen herkese bu sanatı öğretmek için atölye açtım. Sabrı öğreten bu sanat, ruh dinlendirici olması ve olumlu psikolojik etkilerinden dolayı da stres attırıyor. Çivi çakma, teli sarma aşamalarıyla yoğun ve keyifli bir uğraş olan filografinin, insan üzerinde rahatlatıcı bir etkisi oluyor."
Eşiyle filografi sanatıyla tablolar yapan Hacer Duran da gün içerisinde okulda yaşadıkları stresi bu sanatla attıklarını dile getirerek, "Öncelikle eşimden görerek bir merakla başladım ve daha sonra devamı geldi. Hem güzel ve zevkli hem de boş zamanlarımızda birlikte bir şey yapabilme fırsatı doğuyor." dedi.