- Haberler
- Yargı Kararları
- Danıştay, eşini demirle döven memuru özel hayat gerekçesiyle göreve iade etti!
Danıştay, eşini demirle döven memuru özel hayat gerekçesiyle göreve iade etti!
Danıştay, eşini demirle ve yumrukla döven memuru verdiği özel hayat gerekçesiyle adeta sevindirdi. Danıştay, eşini yolda görüp arabasına alarak ıssız bir yerde demirle ve yumrukla döven, ertesi gün bacanağının evinde kalan eşini almaya giden ve eve zorla girerek kapıyı kilitleyip eşini ve baldızını rehin alan imamın yaptığına özel hayat dedi ve memuriyete iadesine karar verdi. İşte o karar:
T.C. D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/129
Karar No : 2021/2905
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...İşleri Başkanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri ...
İSTEMİN KONUSU : ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, ...Camii İmam Hatibi olan davacının, Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/1-(b) maddesinde yer alan ortak niteliği kaybettiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98/b maddesi uyarınca görevinin sona erdirilmesine ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı ...tarih ve ...sayılı işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile soruşturma raporu ve ekindeki ifadeler birlikte değerlendirildiğinde; davacı hakkında yer alan iddiaların sabit olduğu sonucuna varıldığından, Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, ...Camii İmam Hatibi olan davacının yürüttüğü hizmet gereğince tavır ve hareketlerinin dini kurallara ve geleneklere uygun olduğunun çevresinde bilinir olması, tavır ve davranışları ile cami cemaatine rehberlik edecek nitelikte olması gerektiği sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kendisine isnat edilen fiillerin sübuta ermediği ve dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ :Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı "Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı" üzerine Dairemize devredilen dosya incelenerek işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, ...İmam Hatibi olan davacı hakkında yapılan soruşturma sonucu düzenlenen ...tarih ve ...sayılı soruşturma raporunda; "adı geçenin eşi ile bir çok defalar tartıştığı, aralarında yaşanan olaylar nedeniyle eşine bir çok kez şiddet uyguladığı, davacının eşine uyguladığı şiddet sebebiyle mahkemelik oldukları ve ...Aile Mahkemesi'nce verilen ...tarih ve E:...D.İş, K:...kararı ile ortak konutun eşine tahsisine ve davacının 4 ay süre ile evden uzaklaştırılmasına karar verildiği, aralarında yaşanan olaylar nedeniyle eşinin kadın sığınma evinde kaldığı, daha sonra 18/07/2011 tarihinde eşinin yaşanan olaylar nedeniyle evden ayrılmasından 3 gün sonra eşini yolda görüp arabasına alarak ıssız bir yerde demirle ve yumrukla dövdüğü, ertesi gün bacanağının evinde kalan eşini almaya gittiği ve eve zorla girerek kapıyı kilitleyip eşini ve baldızını rehin aldığı, eşinin gelmesi için silahla tehdit ettiği ve bir el ateş etmesi üzerine komşularının ihbarı sonucu polisin gelmesiyle teslim olup Mahkemece tutuklandığı; diğer taraftan eşinin kadın sığınma evinde kaldığı sırada boşanmak istediğini belirttiği, davacının Bulgaristan uyruklu bir bayanla telefon ve internet üzerinden görüştüğü hususlarının tesbit edilmesi üzerine davacının bahsi geçen bu eylemleri nedeniyle yürüttüğü görevin gereği olarak dini ve ahlaki yönden içinde bulunduğu topluma örnek olmak ve rehberlikte bulunmak vasfını yitirdiği, bu nedenle din hizmetleri sınıfından alınması yönünde getirilen teklif sonucunda Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Kurulu tarafından dava konusu 28/12/2011 tarih ve 107 sayılı kararı ile davacının Diyanet İşleri Başkanlığı Atama Ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/1-(b) maddesinde yer alan "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan unvanlarda; itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak"genel şartını kaybettiği sonucuna varılarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmiş ve karar Diyanet İşleri Başkanlığının ...tarih ve ...sayılı kararı ile onaylanmıştır.
Bunun üzerine davacının görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın “Özel Hayatın Gizliliği” başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasında; “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz." hükmüne yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Özel ve aile hayatına saygı hakkı” başlıklı 8. maddesinde de;
“(1) Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
(2) Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir,” düzenlemesi yer almaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin birinci fıkrasının "Özel şartları" belirleyen (B) bendinin (2) numaralı alt bendinde, "Kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak" kuralına yer verilmiş; 98. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi", Devlet memurluğunu sonra erdiren haller arasında sayılmıştır.
633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Personelin nitelikleri" başlıklı 9. maddesinin ikinci fıkrasında, "Başkanlık personelinin 657 sayılı Kanunda ve bu Kanunda yer almayan diğer nitelikleri ile atanmalarında dinî öğrenim şartı arananlara ilişkin ortak nitelikler yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
25/10/2011 tarih ve 28095 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin "Genel şartlar" başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan unvanlarda; itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak" hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa’nın 20. maddesinde, herkesin özel hayatına saygı gösterilmesi hakkına sahip olduğu ve özel hayatın gizliliğine dokunulamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemede yer verilen özel hayatın gizliliği hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesi çerçevesinde özel yaşama saygı hakkı kapsamında güvence altına alınan hakka karşılık gelmektedir. Bireyin mahremiyet alanının ve bu alanda meydana eden eylem ve davranışlarının kişinin özel yaşamı kapsamında olduğu açıktır. Mahremiyet hakkı ve bu alana ilişkin bilgilerin gizliliğinin korunması Anayasa Mahkemesi tarafından da, Anayasa’nın 20. maddesi kapsamında değerlendirilmektedir. Zira, kişinin mahremiyet alanının gizliliği ve bu alana saygı gösterilmesi hakkı bireyin kişisel güvenliği, varlığı ve kimliği için gerekli olan en temel haklardan biri olduğuna ilişkin değerlendirmelere yer verilmiştir.
"Özel hayat", gerek özel hukukta ve gerekse kamu hukukunda, kişinin özel yaşam alanına girilmesine ya da müdahale edilmesine ilişkin olarak ilgilinin açık veya zımni rızasının olup olmadığı yönünden hukuka uygunluk denetiminin özünü teşkil etmektedir. Özellikle birey tarafından bire bir özel (sır) yaşam alanını, gizli tutmak istediği, bir başka kişi ya da kişilerin bilmesini istemediği konuları içermektedir. Kişinin sır alanı, hukukun çok sıkı biçimde koruduğu bir alan olup; dokunulamayan bu alana idari makamlarca doğrudan müdahale edilmesi veya bu alanı sınırlayıcı idari yaptırım kararlarının uygulanması imkanı bulunmamaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta; davacının üzerine atılı bulunan ve soruşturma konusu olan eylemlerin özel hayatına ilişkin olduğu; yürütmekte olduğu kamu göreviyle, bir başka ifadeyle mesleki faaliyetiyle ilgisinin olmadığı anlaşıldığından, davacının atanmasında itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinde İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğuna dair ortak nitelik şartını taşımadığından bahisle ağır idari yaptırım niteliğini haiz olan; imam hatiplik görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.