Danıştay: Kamu görevi eğitim hakkından önce gelir
Danıştay, 'eğitim nedeniyle' tayin talepleri konusunda önemli bir karara imza attı. Kamu personelinin sıkça gündeme getirdiği bu konuda alınan karar, emsal niteliği taşıyor. Örnek bir dava üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda Danıştay, kamu görevlilerinin 'eğitim hakkını' gerekçe göstererek tayin talebinde bulunamayacaklarına hükmetti. Yüksek mahkeme, kamu görevinin eğitim hakkından önce geldiğini vurguladı.
Danıştay, kamu personelinin tayinlerinde 'eğitim nedeniyle' taleplerin, kamu görevinin önünde olduğuna hükmetti.
Diyarbakır Eğil İlçe Hastanesi'nde 4/B statüsünde çalışan bir çevre sağlığı teknisyeni, Ankara'daki bir üniversitede eğitim almak için Başkent'e tayin istedi. Ancak idare, bu talebi reddetti.
Teknisyen, idarenin kararını mahkemeye taşıdı ve eğitim hakkının Anayasa ile güvence altına alındığını vurgulayarak idarenin olumlu yanıt vermesini talep etti. İdare mahkemesi, eğitim hakkının engellenmemesi gerektiğine hükmetti ve idarenin kararını iptal etti.
İdare, mahkeme kararını temyiz etti. Temyiz talebi Danıştay 5. Dairesi'nde değerlendirildi. Danıştay, eğitim hakkının kamu görevinin önünde geldiğine dair bir karar vererek idare mahkemesinin kararını onayladı ve idarenin kararını hukuka uygun buldu.
Danıştay'ın verdiği kararın ilgili bölümü şöyle:
"....İlgilinin kamu görevlisi olması kendisine sağladığı bir takım ayrıcalık ve avantajların yanı sıra, bir çok külfet ve sorumluluklara katlanmayı ve diğer kişilerin tabi olmadığı bazı sınırlamalara tabi olmayı gerekmektedir. Kamu görevine kendi isteği ile giren kişi, bu statünün gerektirdiği ayrıcalıklardan yararlanmayı ve külfetlere katlanmayı kabul etmiş sayılmakta olup, kamu hizmetinin kendine has özellikleri, bu avantaj ve sınırlamaları zorunlu kılmaktadır.
Anayasa ile güvence altına eğitim hakkının kapsamının, kamu görevlisinin devam etmek istediği bir eğitim programının, atanma veya atanmama taleplerinde mazeret olarak dikkate alınması ve atanma talebinin eğitim özrü doğrultusunda yerine getirilmesi gibi pozitif yükümlülükleri içerecek kadar geniş olduğu sonucuna ulaşılması mümkün değildir.
Nitekim, eğitim özrü nedeniyle kurumlar arası atama talebine ilgili idarece muvafakat verilmemesi ve buna ilişkin davanın reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesince verilen 20/02/2014 günlü, E:2012/606 sayılı kararda da bu görüş bensimsenmiştir.