- Haberler
- Yargı Kararları
- Dinlenme saatinde kalp krizi geçirilmesi iş kazası sayılır mı?
Dinlenme saatinde kalp krizi geçirilmesi iş kazası sayılır mı?
Yargıtay, işyerinde dinlenme saatleri içinde kalp krizi geçirerek vefat eden bir işçinin durumunu değerlendirerek, iş kazası kapsamında sorumluluğun tespiti gerektiğine hükmetti.
Bir işçinin dinlenme saatleri içinde kalp krizi geçirmesi durumunda işverenin yükümlülükleri ve bu olayın iş kazası kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, Yargıtay’ın verdiği emsal kararlarla netlik kazandı. Olay, bir inşaat şirketinde çalışan A.Ç.'nin dinlenme saatleri içinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmesiyle başladı. A.Ç.'nin mirasçıları, ağır iş yükünün A.Ç.’nin kalp krizi geçirmesine neden olduğunu belirterek tazminat talebiyle mahkemeye başvurdu.
İlk derece mahkemesi, davanın değerlendirilmesinde kusur oranını %50-%50 olarak belirledi ve bu oran üzerinden A.Ç.'nin mirasçılarına tazminat ödenmesine karar verdi. Ancak, bölge idare mahkemesi, kusur oranının adaletli olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının bozulması talebini reddetti.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, %50'lik kusur oranının hangi kriterlere göre belirlendiğinin net olmadığı gerekçesiyle bölge mahkemesinin kararını bozdu. Yargıtay, olayın iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiğini vurgulayarak, işverenin çalışanlarının güvenliğini sağlama yükümlülüğünü hatırlattı.
Davanın ayrıntılarında, A.Ç.’nin çalıştığı inşaat şirketinde dinlenme saatleri sırasında kalp krizi geçirdiği ve bu olayın sonucunda hayatını kaybettiği belirtiliyor. Davacı vekili, müvekkilinin 95.621,21 TL maddi tazminat talep etti. İlk derece mahkemesi, davacının talebinin kısmen kabulüne ve 88.517,21 TL net maddi tazminatın iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren işverenden tahsil edilmesine karar verdi.
Bölge Adliye Mahkemesi, davacının dinlenme saatlerinde işyerinde kalmayı tercih etmesinin işverenin kontrol yükümlülüğünü etkilediğini belirtti ve müveffanın kalp rahatsızlığını tetikleyen alışkanlıklar veya bu durumu etkileyen herhangi bir delil sunulmadığını vurguladı.
Temyiz sürecinde davalı vekili, A.Ç.'nin kalp krizinin iş saatleri dışında ve iş ile ilgili herhangi bir meşguliyeti olmadan meydana geldiğini, bu nedenle işverenin sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürdü. Ancak Yargıtay, işverenin iş sağlığı ve güvenliği açısından alması gereken önlemleri vurguladı ve gerekli kriterlerin değerlendirileceği bir bilirkişi raporu alınmasını talep etti.
Bu emsal karar, dinlenme saatlerinde yaşanan kalp krizinin iş kazası kapsamına girip girmediği konusunda önemli bir rehber niteliği taşıyor ve işverenlerin çalışanlarının sağlığını koruma yükümlülüklerini bir kez daha gözler önüne seriyor.