- Haberler
- Kamuda kim kimdir?
- Doç. Dr. Hasan Doğan kimdir?
Doç. Dr. Hasan Doğan kimdir?
Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü Doç. Dr. Hasan Doğan'ın hayatı ve kariyeri merak konusu oldu. Peki, Hasan Doğan kimdir? Hasan Doğan kariyerinde hangi görevlerde bulundu ve kaç yaşında? İşte Hasan Doğan'ın detaylı biyografisi.
Bürokrat, ilahiyatçı, hukukçu, büyükelçi.
Doç. Dr. Hasan Doğan, 5 Eylül 1977 tarihinde Ankara'da doğmuştur.
Nisan 2024 itibarıyla 46 yaşındadır ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ile Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olmuştur.
Doç. Dr. Hasan Doğan, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde 2002'de yüksek lisansını ve 2008'de doktorasını tamamlamıştır. 2019 yılında Üniversitelerarası Kurul kararıyla doçent unvanını almıştır.
Çalışma hayatına üniversite yıllarından itibaren atılan Hasan Doğan, radyoculuk, fuar-kongre organizatörlüğü, yayıncılık ve öğretmenlik gibi çeşitli alanlarda çalışmıştır. Çalıştığı bazı yayın kuruluşlarında yayın kurulu üyeliği yapmıştır. Uzun yıllar Ankara'daki Arifan Radyo'da programcılık yapmıştır. Ankara İmam Hatip Liseleri Derneği (ANİMDER) Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmuştur.
Siyasi yaşamına Fazilet Partisi Ankara İl Gençlik Komisyonu'nda başlamıştır. AK Parti'nin kuruluşu sonrasında Genel Merkez Gençlik Kolları Kurucu MKYK üyeliğine seçilmiştir.
AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları'nda medyadan sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yapmıştır.
Hasan Doğan, 2008 yılında bir süre Londra'da dil eğitimi almıştır. Aynı yıl Başbakan Özel Kalem Müdürlüğü görevine atanmıştır.
2008-2014 yıllarında Başbakan Başmüşaviri ve Özel Kalem Müdürü olarak görev yapmıştır.
2 Eylül 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Özel Kalem Müdürlüğü'ne Büyükelçi unvanıyla atanmıştır.
Hasan Doğan, Rümeysa Doğan ile evli ve 2 erkek 1 kız çocuk babasıdır.
İngilizce ve Arapça dillerini bilmektedir.
Akademik çalışmaları
Yüksek Lisans: Hasan Doğan, 2002'de Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı'nda, İslam Hukuku Bilim Dalı'nda yüksek lisansını tamamlamıştır. Doç. Dr. Şamil Dağcı'nın danışmanlığında hazırladığı 103 sayfalık tez, "İslam Hukukunda Milletlerarası Antlaşmalar ve Hukuki Sonuçları" başlığını taşımaktadır. Bu çalışma, İslam hukukçularının Batı'dan yüzyıllar önce milletlerarası hukuka dair hassasiyetle durduğunu ve Kur'an ayetleri ile Hz. Peygamber'in uygulamaları etrafında çeşitli projeler ve görüşler sunduğunu ortaya koymaktadır. Tezde, Müslümanlarla gayri müslimler arasındaki ilişkilerin savaş veya barış şeklinde olması konusunda İslam hukukçuları arasındaki ihtilafın, milletlerarası hukukun en önemli kavramlarından antlaşmaların İslam hukukundaki meşruiyetini ve yerini derinden etkilediği vurgulanmaktadır. İslam'ın, barışa sürekli çağrıda bulunan, bozgunculuğa ve kaosa karşı çıkan ve savaşı hayat gayesi edinmeyen bir din olduğu, ancak anlaşıldığı üzere barışı şiddete tercih eden ve antlaşma konusunda geniş bir perspektife sahip olduğu ifade edilmektedir. Tezde ayrıca İslam dininin savaşın, şiddetin ve çatışmanın varlığını göz ardı etmediği, ancak bu konuda alınması gereken önlemleri ve izlenmesi gereken kuralları belirlediği, antlaşmaların da olağan bir durum olarak kabul edildiği ve müslümanlara antlaşma yapma konusunda büyük bir serbestlik tanındığı belirtilmektedir. Bu çalışma, müslümanların yaşadıkları çağın şartlarını, temin edilecek maslahatları ve medeniyetlerinin huzur, gelişme ve barışa olan ihtiyacını dikkate alarak antlaşmalar yapmalarının son derece olağan ve hatta gerekli bir durum olduğunu savunmaktadır. Hasan Doğan'ın bu kapsamlı tezi, İslam hukukuna ve milletlerarası hukuka dair derinlemesine bir anlayış ve perspektif sunmaktadır.
Doktora: Hasan Doğan, 2008'de Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı'nda, İslam Hukuku Bilim Dalı'nda doktora çalışmasını tamamlamıştır. Danışmanlığını Prof. Dr. İbrahim Çalışkan'ın yaptığı 260 sayfalık tez, "İslam Hukukunda iftira suçu ve cezası" başlığını taşımaktadır. Tezde, İslam hukukunun iftira suçunu açık bir dille yasakladığı belirtilmektedir. Özellikle zina iftirası (kazf) konusunda İslam hukukunun diğer iftiralardan farklı bir yaklaşım benimsediği ve bu konuda daha hassas bir çerçeve çizdiği vurgulanmaktadır. Zina iftirasının, hem Allah hakkı hem de birey hakkının birlikte bulunması sebebiyle diğer iftiralardan ve hükümlerden ayrıldığı ifade edilmektedir. İslam hukuku, kazf için bedeni cezanın yanı sıra, diğer hukuk sistemlerinde nadiren görülen bir cezalandırma biçimi olan şahitlikten men cezasına da yer vermektedir. Bu cezanın, birey ve toplum psikolojisi ile caydırıcılık bağlamında büyük önem taşıdığı belirtilmektedir. Tezde ayrıca, İslam hukukunun kazf dışındaki iftiralar için, siyasi otoriteye, toplumun durumuna, suçların gelişimine ve bireylerin özel şartlarına göre düzenlemeler yapma imkanı tanıdığı, temel amacının ceza vermek değil, barış ve huzurun hakim olduğu bir toplum oluşturmak olduğu ve suçun kaynağını kurutmaya yönelik tedbirler aldığı anlatılmaktadır. Hasan Doğan'ın bu kapsamlı doktora tezi, İslam hukukuna ve iftira suçuna dair derinlemesine bir anlayış ve perspektif sunmaktadır. Tez, İslam hukukunun insan onuruna, toplumun genel maslahatına ve insanlararası ilişkilere verdiği büyük değeri ortaya koymaktadır.
Makale: Hasan Doğan'ın "Osmanlı Savaş Hukukunda Sivillere Yönelik Benimsenen Genel Siyaset (1853-1920)" başlıklı akademik makalesi, 2023 yılında yayımlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle kurulan kurumlardan biri olan Türk Tarih Kurumunun hakemli dergisi Belleten'de yayımlanan bu makale, Osmanlı Devleti'nin savaş hukuku anlayışını ve bu anlayışın sivillere yönelik benimsediği genel siyaseti detaylı bir şekilde ele almaktadır. Makalede, Osmanlı Devleti'nin yönetim anlayışının İslam dini ve hukuk sistemine dayandığı vurgulanmaktadır. İslam dininin meşruiyet nedenleri ve gözettiği hukuki ve ahlaki ilkeler, Osmanlı savaş hukukuna da yansımıştır. Savaşın meşruiyetinin, gerekçeleri ve gerçekleştiriliş biçimi bakımından önemli olduğu belirtilmiştir. Ayrıca savaşın tüm safhalarında insani, hukuki ve ahlaki prensiplere uyulması gerektiği vurgulanmıştır. Osmanlı Devleti'nin tarih boyunca birçok savaşa katıldığı, kuruluş döneminde genellikle galip veya belirleyici taraf olarak çıktığı, ancak XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren büyük savaşların çoğunu kaybettiği ifade edilmektedir. Bununla birlikte, Osmanlı Devleti'nin savaş sırasında ve sonrasında sivillerin, özellikle kadınlar ve çocukların haklarını koruma konusunda büyük çaba sarf ettiği belirtilmektedir. Devletin bu konudaki ilkelerini gözetmeye çalışırken zaman zaman kendi yetkililerini uyaran ve aksine davrananları cezalandıran bir siyaset izlediği ifade edilmektedir.Makalede kullanılan anahtar kelimeler arasında Osmanlı, İslam, Hukuk, Savaş, Siviller ve İnsan Hakları gibi konuyla doğrudan ilgili kavramlar bulunmaktadır. Bu kavramlar, makalenin ana temalarını ve üzerinde durduğu konuları belirlemektedir. Doğan'ın bu makalesi, Osmanlı Devleti'nin savaş hukuku anlayışını, sivillere yönelik genel siyasetini ve bu siyasetin tarihsel gelişimini detaylı bir şekilde ortaya koymaktadır. Makale, Osmanlı Devleti'nin savaş hukuku konusundaki yaklaşımını anlamak ve bu konuda derinlemesine bir analiz yapmak isteyenler için önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır.
Eserleri
1. İslam ve Barış:
Kitap, Kadim Yayınları etiketiyle raflarda yerini almıştır.
- Kitapta, antlaşma ve barış kavramlarının İslam hukukundaki yerini derinlemesine incelemiştir.
- İçeriği, antlaşma kavramı, barış kavramı, uluslararası sorunların çözümü, uluslararası antlaşmaların çeşitleri ve uluslararası antlaşmaların sona ermesi gibi konuları kapsamaktadır.
- Kitapta, İslam'ın barışa ve antlaşmaya ne şekilde yaklaştığı ve bu kavramların İslam hukukundaki yeri detaylı bir şekilde incelenmektedir.
2. İslam ve Savaş:
Eser, Kadim Yayınları etiketiyle raflarda yerini almıştır.
- Kitapta, savaşın mâhiyeti, uluslararası hukukta savaş, diğer dinlerde savaş, savaş-cihat ilişkisi ve İslam hukukunda savaşın hükmü gibi konular ele alınmıştır.
- İslam hukukunda savaşın meşruiyeti, savaşın meşru kılan sebepler ve savaşta gözetilen hukukî ve ahlâkî ilkeler gibi konular detaylı bir şekilde incelenmektedir.
3. İslam Hukukunda Barış ve Antlaşma:
Eser, Kadim Yayınları etiketiyle raflarda yerini almıştır.
- Kitapta, İslam hukukçularının müslümanlarla gayri müslimler arasındaki ilişkinin savaş veya barış olması konusundaki görüşleri incelenmektedir.
- İslam hukukunda antlaşma ve barışın meşruiyeti, müslümanlarla gayri müslimler arasındaki ilişkiler, savaşın meşru kılan sebepler ve savaşta gözetilen hukukî ve ahlâkî ilkeler gibi konular kitapta detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
4. İslam Hukuku Açısından Kripto Paralar ve Blockchain Teknolojisi:
Kitap, Kadim Yayınları etiketini taşıyor.
Eser, Kripto para ve blockchain teknolojisi gibi modern finansal kavramların İslam Hukuku'nda nasıl değerlendirileceğine dair derinlemesine bir inceleme sunmaktadır. Bu çalışma, sadece bilişim ve ekonomi alanlarını değil, aynı zamanda din ve hukuk bilimlerini de içine alan geniş bir perspektiften yaklaşmaktadır. Kitapta, kripto para kavramı ve blockchain teknolojisinin temel prensipleri ve işleyişi üzerinde durulduktan sonra, bu teknolojilerin İslam Hukuku açısından müspet ve menfi yönleri ele alınmaktadır. Doğan, kripto paraların ve blockchain teknolojisinin borsa, bankacılık, sigorta ve kredi gibi finansal sistemlerdeki dönüşümleri dikkate alarak, bu teknolojilerin İslam Hukuku'na etkilerini çok boyutlu bir şekilde değerlendirmektedir. Kitabın genel yayın yönetmenliğini Serhat Buhari Baytekin yaparken editörlüğünü Hamit Emrah Beriş üstlenmiştir. Metin Özkan'ın genel koordinatörlüğünde, Fatih Yıldız'ın yayın yönetmenliğinde hazırlanan kitabın redaktörlüğünü Sıla Aldemir yapmıştır. Kapak tasarımı Muhammed Nur Anbarlı tarafından yapılan kitap, grafik tasarım koordinatörlüğünü Yeşim Sel tarafından üstlenmiştir. Hasan Doğan'ın bu eseri, kripto para ve blockchain teknolojisinin karmaşık yapısını, İslam Hukuku'nun perspektifinden ele alarak okuyuculara hem bu teknolojilerin işleyişini anlama fırsatı sunuyor hem de bu teknolojilerin İslam Hukuku'ndaki yeri ve etkileri hakkında derinlemesine bir bilgi sahibi olmalarını sağlıyor.
Kitapları, ilgili konulara derinlemesine bir bakış açısı sunmakta ve okuyucuya İslam'ın barış, antlaşma ve savaş kavramlarına nasıl yaklaştığına dair geniş bir perspektif kazandırmaktadır.