Öğretmen adaylarına uygulanacak sözlü sınav yargıya taşındı
Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesinde yapılan değişiklik Eğitim-Bir-Sen tarafından yargıya taşındı.
Öğretmen adaylarının ve sendikaların ısrarlarına rağmen mülakat sınavında ısrar edilmesi daha da ötesi mülakat sınav notunun % 50 oranına yükseltilmesi sonunda yargıya taşındı.
14.05.2024 tarihli ve 32546 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile öğretmenliğe atamaya esas sözlü sınav başarı puanı KPSS puanının yüzde 50’si ile sözlü sınavdan alınan puanın yüzde 50’si alınarak belirlenmiştir.
Kamu vicdanında karşılığı olmayan, ürettiği sosyal maliyet telafi edilemeyen, öğretmen adayından çok mağdur üreten mülakatla öğretmen atama hatasının hâlâ devam ettirilmesinin kabulü ve izahı mümkün değildir.
Öğretmen istihdamında sözleşmeli öğretmenlik uygulaması, süreçleri ve sonuçları itibarıyla sorunlu, çözüm yerine sorun üreten bir istihdam türü iken bir de bu sürecin mülakat yoluyla sürdürülmesi, eğitim-öğretime zarar vermekte, kamuya olan güveni aşındırmakta, kamu vicdanını yaralamakta ve adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır.
Bugüne kadarki uygulamalar göstermektedir ki öğretmen atamalarında mülakat, öğretmen adayının mesleki bilgi ve mesleki yeterlilik düzeyini ölçmeyi öncelememekte, adayın öğretmenlik mesleğine uygunluğunu ve yetkinliğini değerlendirememekte, öğretmen yeterliliklerinin ve eğitim-öğretimin niteliğinin artırılmasına katkıda bulunamamaktadır. Bunun üzerine, bir de sürecin şeffaf ve denetlenebilir bir tarzda yürütülememesi, gerçekte mülakatın istenen amacı sağlamadığını, başlı başına bir sorun alanına dönüştüğünü ortaya koymaktadır.
Mülakatın, kamu vicdanını yaralayacak ve kamu yönetiminin hukuk devletine bağlılığını sorgulatacak tarzda bir ‘aday eleme aracı’ olarak algılandığı göz önünde tutularak öğretmen adayının mesleğe yetkinliğini ve yeterliliğini tespit etmek amacını karşılamadığı görülmelidir.
Öğretmen seçiminin mülakatla yapılması, yapılan mülakatlar çerçevesinde adayların kazanma ya da kaybetme nedeninin objektif bir şekilde izah edilememesi, yıllarca emek vererek okumuş ve birçok yazılı sınavdan geçmiş, bu suretle yetkinliğini ve yeterliliğini fazlasıyla ispat etmiş öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca mülakatla elenmesi adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır.
Eğitim-Bir-Sen tarafından Danıştay'a açılan dava dilekçesine aşağıda yer verilmiştir.
DANIŞTAY İLGİLİ ( ) DAİRESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA
*Yürütmenin Durdurulması Taleplidir* * Anayasa Mahkemesine Somut Norm Denetimi Başvurusu Yapılması Taleplidir *
DAVACI : EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ SENDİKASI (EĞİTİM-BİR-SEN)
VEKİLLERİ : Av. Kadriye CANYURT & Av. Harun KALE & Av. Mehmet KOÇER Av. Ömer RAYLAZ & Av. Muhammed Furkan ARSLAN Zübeyde Hanım mah. Sebze Bahçeleri cad. No.86 Kat.14-15-16 Altındağ / Ankara (0 312) 231 23 06
DAVALI : MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI / ANKARA
KONU : 03.08.2016 tarihli ve 29790 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesine 14.05.2024 tarihli ve 32546 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle eklenen beşinci fıkradaki “Sözlü sınav...” ibaresi ile “...ile sözlü sınavdan alınan puanın %50’si...” ibaresinin öncelikle yürütmesinin durdurulmasına ve akabinde iptaline karar verilmesi ile düzenlemenin dayanağını oluşturan 14.09.2011 tarihli ve 28054 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 652 sayılı Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 4. maddesinin ikinci fıkrasının somut norm denetimi amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne itiraz başvurusunda bulunulması talebinden ibarettir.
TEBLİĞ TARİHİ : 14.05.2024
AÇIKLAMALAR : 03.08.2016 tarihli ve 29790 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesine 14.05.2024 tarihli ve 32546 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle “ Sözlü sınav başarı puanı KPSS puanının %50’si ile sözlü sınavdan alınan puanın %50’si alınarak belirlenir.” fıkrası eklenmiştir.
14.09.2011 tarihli ve 28054 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 652 sayılı Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 4. maddesinin ikinci fıkrasında “Sözleşmeli öğretmenler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde öngörülen genel şartlar ile öğretmen kadrosuna atanabilmek için aranan özel şartları taşıyanlardan Kamu Personel Seçme Sınavı puan sırasına konulmak kaydıyla alım yapılacak her bir pozisyonun üç katına kadar aday arasından Bakanlık tarafından yapılacak sözlü sınav başarı sırasına göre atanır. Sözleşmeli öğretmenliğe yapılan atama, sözleşmenin imzalanmasıyla geçerlilik kazanır. Sözleşme, imzalanmadan herhangi bir hak doğurmaz.” hükmü bulunmaktadır.
1982 Anayasasının “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10 uncu maddesinde, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. … Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” hükmü yer almaktadır. Zira dava konusu düzenlemeler, anayasa başta olmak üzere ulusal ve uluslarası hukukta teminat altına alınmış eşitlik, ayrımcılık yasağı ve çalışma hakkına aykırı hüküm tesis edilmesi, mevcut bir hakkın ihlali ve de aynı hukuki statüdeki kamu görevlileri arasında eşitsizlik ve ayrımcılık teşkil etmektedir.
Öte yandan dava konusu düzenleme hakkında iptal kararı verilinceye kadar öğretmen kadrolarında istihdam edilmek isteyen ve istihdam edilecek adayların başvuruda bulunamama ve atanamama şeklinde telafisi mümkün olmayan somut zararları söz konusu olacaktır. Usul hukukunda öngörülen bahse konu iki şartın varlığının şekli anlamda birlikte aranmasının yanında, İ.Y.U.K 27/2 maddesi bağlamında Anayasa Mahkemesinin “hak arama hürriyeti” noktasındaki yorumunun da göz önüne alınması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi kararında, idari yargıda yürütmenin durdurulması kararıyla güdülen amacın, kişilerin hak arama özgürlüklerini daha etkili biçimde kullanabilmelerini sağlamak olduğu, hukuka aykırı olan işlemin telafisi güç zararlara yol açması halinde bile yürütmenin durdurulması kararı verilememesinin bu müesseseyi etkisizleştirdiği, bu nedenle hak arama hürriyetini de sınırlandırdığı belirtilmiştir.
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 13 üncü maddesinde düzenlenen etkili başvuru yolunun var olup olmadığının değerlendirildiği uyuşmazlıklarda, yargısal denetimi yapan Mahkemenin hakkının ihlal edildiğini iddia eden kişini başvurusu halinde makul sürede ihlali giderebilecek ve ihlalin sonuçlarını tamamen askıya alabilecek bir giderim yolu sağlanmasının zorunluluğuna vurgu yapmaktadır. Ayrıca Jabari/Türkiye kararıyla iç hukukta yer alan iki şartın birlikte gerçekleşmesini arayan ve bu şartlar gerçekleşmediği için yürütmenin durdurulması talebini reddeden idare mahkemesi kararı nedeniyle ülkemizin Sözleşmenin 13 üncü maddesini ihlal ettiğine hükmetmiştir.
Söz konusu kararda, hukuka aykırı olduğu tespit edilen işlemin sonuçlarının bu tespitin yapıldığı tarihte ve mümkün olduğu kadar çabuk bir şekilde ortadan kaldırılmasının gerekliliğine vurgu yapılmıştır. Muhammed/Avusturya kararında da idari otorite veya mahkemenin hukuka aykırılık veya hak ihlalini tespit ettiği anda bu ihlali gidermesi gerektiği belirtilmektedir.
AİHM’nin kararlarına göre, Sözleşmenin 13 üncü maddesinin öngördüğü başvuru yolunun etkili olabilmesi için, bu yolun hukuken olduğu kadar pratikte de mevcut olması gerekmektedir ve özellikle de, hukuk yolunun uygulanması davalı devlet yetkililerinin eylem ya da ihmalleriyle haksız bir biçimde engellenmemelidir.
Aynı şekilde hukuk yolunun hızlı olmasına özel bir dikkat gösterilmelidir. Çünkü bir iç hukuk yolunun çok uzun sürmesinin, bu hukuk yolunun yeterliliğini zayıflatabileceği ihtimali gözden uzak tutulmamalıdır. Yine Mahkemeye göre yürütmenin durdurulması kararını, zararın mutlaka doğacak olmasına bağlayan bir hukuk sistemi, ihlal edildiği iddia edilen hak konusunda etkili bir giderim yolu sağlayamamakta, bu durum ise 13 üncü maddenin ihlali Anayasa Mahkemesi’nin 03.10.2010 gün ve E.2008/77, K. 2010/77 sayılı Kararı 5 AİHM (De Souza Ribeiro/France, no. 22689/07) AİHM (Jabari/Türkiye, no. 40035/98) 7 AİHM (Mohammed/Avusturya, no. 2283/12) AİHM (Çakıcı/Türkiye [BD], no 23657/94)
AİHM (Doran/İrlanda, no 50389/99) AİHM (M.S.S./Belçika&Yunanistan, no. 30696/09) anlamına gelmektedir. Bu yüzden dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasının hukuka uyarlılığın gerçekleşmesine katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.
HUKUKİ SEBEPLER : T.C. Anayasası, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 2577 sayılı İ.Y.U.K, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, 03.08.2016 tarihli ve 29790 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelik, 14.05.2024 tarihli ve 32546 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ve sair ilgili yasal mevzuat.
NETİCE ve TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle ve de Sayın Mahkemenin res’en tayin edeceği sair sebeplerle;
1) 03.08.2016 tarihli ve 29790 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesine 14.05.2024 tarihli ve 32546 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle eklenen beşinci fıkradaki “Sözlü sınav...” ibaresi ile “...ile sözlü sınavdan alınan puanın %50’si...” ibaresinin öncelikle yürütmesinin durdurulmasına ve akabinde iptaline,
2) 14.09.2011 tarihli ve 28054 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 652 sayılı Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 4. maddesinin ikinci fıkrasının somut norm denetimi amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne itiraz başvurusunda bulunulmasına,
3) Muhakeme giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı İdare üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini saygılarımızla vekâleten arz ederiz.
Davacı Eğitimciler Birliği Sendikası Vekilleri