Ek gösterge ve makam tazminatı konusunda kapsamlı rehber
Türkiye'de 5510 sayılı Kanun sonrası makam tazminatı ve ek gösterge konularında yaşanan karmaşalar, memurların emeklilik haklarını ve maaşlarını doğrudan etkiliyor.Kamu personel rejimi alanında uzman isim Ahmet Ünlü'nün meseleyi derinlemesine incelemeye alıyor.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu sonrası makam tazminatı ve ek gösterge konularında karmaşık durumlar ve mağduriyetler yaşanıyor.
Kamu personel rejimi alanında uzman isim Ahmet Ünlü'nün incelemesine göre makam tazminatı ve ek gösterge ödemeleri farklı kanunlarda düzenlenmiş durumda.
Ünlü'nün hazırladığı analizde, makam tazminatı ve ek gösterge ödemelerinin nasıl ve kimlere verildiği konusunda farklı kanunlar tarafından düzenlemeler yapıldığı belirtiliyor. Örneğin, Genelkurmay Başkanı, hem ek gösterge hem de makam tazminatı olarak en yüksek ödemeye sahip bir pozisyonda bulunmakta.
Emeklilikte makam tazminatını hak etmek için genellikle 2 yıl süre şartı aranıyor. Bu süre, 5434 sayılı Kanun'un ek 68’inci maddesine göre belirlenmiştir ve bu kanun kapsamında olanlar için geçerlidir. Örnek vermek gerekirse, bir memurun 2 yıl boyunca yüksek bir görevde bulunması halinde, emekliliğinde o görevin makam tazminatını almaya hak kazanıyor.
Ancak, 5510 sayılı Kanun'a tabi olanlar için bu durum biraz farklılık gösteriyor. Bu kanuna göre, emekli maaşları prime esas kazançlara göre belirleniyor ve makam tazminatından da prim kesintisi yapılıyor. Bu nedenle, 5510 sayılı Kanun'a tabi olanlar için makam tazminatı tutarı, 5434 sayılı Kanun'a tabi olanlara göre emekli maaşına eklenmiyor.
Ek göstergeden yararlanabilmek için genellikle en az 6 ay süreyle yüksek ek göstergeli bir görevde bulunmak gerekiyor. Ancak, bu kurala bazı istisnalar bulunmaktadır. Örneğin, yaş haddi nedeniyle emekliye ayrılanlar için bu 6 aylık süre şartı aranmıyor.
Uygulamada, bu konularla ilgili olarak çelişkiler ve karmaşalar bulunuyor. Özellikle Emekli Sandığı Tahsisler Daire Başkanlığı'nın T-774 No’lu İç Genelgesi'nde belirtilenlerle, 5434 sayılı Kanun'un ek maddeleri arasında çelişkiler yaşanıyor. Bu durum, kanuni düzenlemelerin ve genelgelerin yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor.
Ahmet Ünlü'nün Yeni Şafak gazetesindeki yazısı:
5510 sonrası ek gösterge ve makam tazminatına ilişkin özellikli durumlar
5510 sayılı Kanun sonrasında makam tazminatı ve ek gösterge ödemelerinde bazı ince durumlar ortaya çıkmış ve bu durumlar bazen bilinmediği için mağduriyetler oluşmaya başlamıştır. Bu konuyu açıklamaya çalışacağız.
En yüksek makam tazminatı ve ek göstergeyi kimler almaktadır?
Makam tazminatı ile ek göstergeler değişik kanunlarda düzenlenmiştir. Bunlardan belli başlıları; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu’dur. Ayrıca, en yüksek devlet memuru olarak Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı bilinmesine rağmen Genelkurmay Başkanı hem ek gösterge hem de makam ve temsil tazminatı olarak 1 numaradır. Genelkurmay Başkanı’nın ek göstergesi 9.000, makam tazminatı göstergesi 30.000, temsil tazminatı ise 30.000’dir.
Emeklilikte makam tazminatını hak etmek için ne kadar süre çalışmak gerekir?
15.10.2008 tarihinden önce memur olanlar için 5434 sayılı Kanun’un ek 68’inci maddesine göre; makam tazminatı ile yüksek hakimlik tazminatı ödenmesini gerektiren görevlerde toplam 2 yıl bulunduktan sonra emekliye ayrılanlara makam veya yüksek hakimlik ve temsil veya görev tazminatları bulundukları en üst görevleri esas alınarak ödenmektedir.
Örnekle konuyu açıklamak gerekirse; A şahsı 1 yıl 9 ay daire başkanı ve 4 ay genel müdür olarak görev yaptıktan sonra emekliye ayrılmışsa bu kişi toplamda 2 yıllık süreyi doldurduğu için en yüksek makam tazminatı olan genel müdürün makam tazminatı olan 7.000 göstergenin karşılığını emeklilikte alacaktır. 5510 sayılı Kanun’a tabi olanlar açısından durum biraz farklıdır. Bunların emekli maaşları prime esas kazançlara göre belirlendiği ve makam tazminatından da prim kesildiği için makam tazminatı tutarı 5434 sayılı Kanun’a tabi olanlar gibi emekli maaşına ilave edilmemektedir.
6 ay makam tazminatlı görevlerde çalışmanın bir anlamı var mı?
En çok sorulan sorulardan birisi de makam tazminatlı görevlerde 6 ay çalışmanın bir karşılığının olup olmadığıdır.
Konuyu örneklerle açıklamak gerekirse; 6 ay daire başkanı olarak görev yapan bir kişi 1’inci dereceli uzman kadrosuna atanırsa daire başkanının makam tazminatını 657 sayılı Kanun’un ekinde yer alan IV sayılı Makam Tazminatı Cetveli’nde yer alan; 5, 6 ve 7’nci sıralar ile 8’inci sıranın (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı kadro ve görevlerde fiilen altı ay çalıştıktan sonra bu kanunun 43’üncü maddesinin ‘B’ bendinin üçüncü paragrafında belirtilen kadro ve görevlere atananlar 2.000 göstergenin karşılığı makam tazminatını almaya devam edecektir. Toplamda da iki yıllık süre fiilen bu görevlerde çalışma olmuşsa emeklilikte 2.000 göstergenin karşılığı tutar alınacaktır.
Ancak, 5510 sayılı Kanun’a tabi olanlar açısından prime esas kazançlar emekli maaşında esas alındığı için bunların altı ay veya iki yıl çalışmanın 5434 sayılı Kanun’a tabi olanlar gibi emekli maaşına bir etkisi bulunmamaktadır.
Bir ay bile çalışanların makam tazminatı aldıkları doğru mudur?
Makam tazminatına emeklilikte hak kazanabilmek için toplam iki yıllık çalışma gerekmekle birlikte 5434 sayılı Kanun’un geçici 208’inci maddesiyle getirilen bir istisna ile bir ay dahi çalışması olana makam tazminatı ödemesi yapılmıştır. Buna göre; Bu kanunun yürürlük tarihinden önce görevleri sona ermiş olanlar için kanunun ek 68’inci maddesinde söz konusu edilen makam tazminatı, yüksek hakimlik tazminatı ile temsil tazminatı ödenmesinde iki yıllık görev süresini doldurma şartı aranmaz. Ancak bu hüküm 92’nci madde kapsamına girenler hakkında uygulanmaz.
Bu kanunun 2/2/2000 tarihinde yürürlüğe girdiği düşünüldüğünde bu tarihten önce makam tazminatlı görevlerde bulunanlardan görevleri sonra ermiş olanların görev süresine bakılmaksızın makam tazminatı ödemesi yapılacaktır. Bu anlatılanların 5510 sayılı Kanun’a tabi olanlar açısından bir anlamı yoktur.
Ek göstergeden yararlanmak için 6 ay şart mıdır? İstisnaları var mıdır?
Yüksek ek göstergeli bir göreve atananın söz konusu ek göstergeyi hak etmesi için normal şartlar altında en az 6 ay çalışması gerekmektedir. 5434 sayılı Kanun’un ek 73, ek 67 ve ek 48’inci maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; yüksek ek göstergeyi emeklilikte kazanmak için en az 6 ay bu görevi yapmak gerekmektedir.
Ancak, maddenin 2’nci fıkrası bazı istisnalar getirmiştir. Ancak bu istisnalar 5434’ün ek 48’inci maddesinin (a) fıkrasının son cümlesi olan “Ek göstergesi daha düşük kadrolara atananların emeklilik keseneklerine önceki ek göstergeleri esas alınır” ibaresinin, 2005 yılında 5335 sayılı Kanun’un 29’uncu maddesiyle yürürlükten kaldırılması sonrasında uygulanmamaktadır. Yani memur müşterek kararnameli bir göreve atanmış olsa da, en az 6 ay görev yapmamışsa yüksek ek göstergeyi emeklilikte hak edememektedir. Sadece yüksek ek göstergeli görevde iken yaş haddi nedeniyle emekliliğe ayrılanlarda en az 6 ay görev yapmış olma şartı aranmamaktadır.
Mükteseben yapılan atamalarda da 6 ay şartı aranmamaktadır. Yine, 5510 sayılı Kanun’a tabi olanlar açısından bu hususlar sadece emekli ikramiyesinin hesabında geçerlidir.
İstisnalar için de 6 ay çalışma şartı aranması uygulaması doğru mudur?
Uygulama yukarıda belirtmiş olduğumuz şekilde Emekli Sandığı Tahsisler Daire Başkanlığı’nın T-774 No’lu İç Genelgesi’ne göre yapılmakta olup, bize göre yanlış unsurlar içermektedir. Çünkü, 5434 sayılı Kanun’un ek 73’üncü maddesinde yer alan hususlar istisna niteliğinde olup, bunlar için 6 aylık süre aranmamalıdır. Şayet 6 aylık süre aranmak isteniyorsa bu maddede kanuni düzenleme yapılması şarttır.
Bu konuya bir örnek vermek gerekirse, daha önce Bakanlık Müfettişi olan bir personel, 5 ay Genel Müdür olarak görev yaptıktan sonra Bakanlık Müşaviri olarak atanırsa bu personelin emekli kesintisi 6400 ek gösterge (Genel Müdürün Ek Göstergesi) üzerinden kesilecektir. Genelgeye göre ise 6400 ek gösterge üzerinden kesinti yapılsa dahi emeklilikte yararlanılamayacaktır.
Yukarıdaki açıklamalarda da görüleceği üzere, 657 sayılı Kanun’un 43/B maddesinde belirtilen kadrolara atanma halinde ise, zaten daha önce bulunulan ek gösterge ödeneceğinden 1 ay çalışılmış olsa dahi emeklilik açısından sorun bulunmamaktadır. Örnek vermek gerekirse kararnamesiz bir genel müdürlüğe atanan bir kişinin altı ay geçmeden 1’inci dereceli Uzman kadrosuna atanması halinde yüksek ek göstergeyi aynen almaya devam etmesi gerekecektir. Ek 73’üncü maddede yer alan hükümler ek 67’nci maddede yer alan hükümlerle zımnen mülga olmayıp, istisna niteliğinde olduğundan uygulanması zorunlu hükümlerdir. Uygulamanın çelişkisini gösteren diğer bir örnekte yaş haddi nedeniyle emekliye ayrılanlar için 6 ay çalışma şartı aranmamaktadır. Yine 6 aylık süreyi doldurmadan ölenler de aynı durumdadır. Sonuç olarak ek 73’üncü maddenin kimi hükümleri uygulanıyor kimi hükümleri ise uygulanmıyor. Dolayısıyla mezkur genelgenin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.
Bu anlattıklarımız 5434 sayılı Kanun’a tabi olanların emekli aylığı bağlanmasında geçerlidir. 5510 sayılı Kanun’a tabi olanların emekli maaş hesabında prime esas kazançlar esas alındığı için yüksek ek göstergeli görevlerde 6 aylık çalışma şartından bahsedilemez. Ancak, 15.10.2008 tarihinden itibaren memur olanlar için 5434 sayılı Kanun’un Ek 82’nci madde hükmü, eski memur için ise 5434 sayılı Kanun’un 89’uncu madde hükmü uygulanacağı için ek gösterge ile yapmış olduğumuz hususlar hem eski memurlar hem de yeni memurların emekli ikramiye hesabında geçerlidir.