Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Çankırı'da gençlerle buluştu
Çankırı'da bir dizi programa katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Anadolu'nun ilk darülhadisi olan Taş Mescit'te gençler ile bir araya geldi.
Çankırı’da bir dizi programa katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Anadolu’nun ilk darülhadisi olan Taş Mescit’te gençler ile bir araya geldi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, bir dizi programa katılmak için ziyaret ettiği Çankırı’da iftar programının ardından gençlerle bir araya geldi. Çankırı Karatekin Üniversitesi ev sahipliğinde Anadolu’nun ilk Darülhadisi olan Taş Mescit’te gerçekleşen programa Bakan Dönmez’in yanı sıra, Çankırı Valisi Abdullah Ayaz, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, AK Parti Çankırı Milletvekili Salim Çivitcioğlu, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi ve gençler katıldı. Programda konuşan Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, öğrencilere yönelik gerçekleştirdikleri çalışmalarla ilgili bilgi verdi.
Daha sonra konuşan Bakan Dönmez, tarihi mekanların önemine değinerek, “’İnsanı yaşıt ki devlet yaşasın’ demiş. İnsan olmazsa bu binalar olmaz. Rektör hocamız ve bina yöneticileri, buraya ait bilgiler paylaştılar. Binanın yüzde 80 kısmı yapılmadan önce yokmuş. Devlet var mıydı, evet. Türklerin hüküm sürdüğü devletler var. Eğer siz odağına insanı yerleştirmezseniz bu eserleri hayata tekrar kazandırma, aslına rücu etme imkanı da bulamıyorsunuz. Biz bu sebeple hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem de arkadaşlarımızla dile getiriyoruz, ‘insanı yaşat k devlet yaşasın.’ İnsan odaklı medeniyetin maddi ve manevi eserlerinin ihyası bizim için son derece önemli. Bu binaların yapılıp içinin boş olmasının da bir anlamı yok. Buraları yaşatacak olan bu ruh. Bizim bu ruhu ihya etmemiz gerekiyor. Şehirlerimizi, yaşadığımız mekanları fiziki anlamda nasıl imar eden mimarlar var ise inşaları, gönüllerimiz, ruhlarımızı imar eden gönül insanlarımız var. Allah onlardan razı olsun. Burayı 8 asır önce hem maddi anlamda insan hastalıklarına şifa olmak hem de manevi anlam da şifa bulmak için nakli ve akli ilimler aynı çatı altında veren bir müessese kurmuşlar. Belki çok da geç olsa bu eseri ihya etmiş oldular. Bu eserin yeniden kazandırılmasında emeği geçen ağabeylerimiz, kardeşlerimiz var, onlara da teşekkür ediyoruz” dedi.