Enflasyon vergisi servetten alınmalı
Yüksek enflasyonun etkileri tartışılırken, uzmanlar gelir eşitsizliğini azaltmak için varlıklı kesimlerden alınacak vergilerin artırılmasını öneriyor.
2024 yılının sonlarına yaklaşılırken, asgari ücret artışına yönelik tartışmalar hız kazandı. İş dünyası, zam oranının yüzde 35 seviyelerine ulaşması durumunda, bunun yüksek kur ve enflasyon artışlarını tetikleyebileceği uyarısında bulunuyor. Ancak ekonomik koşulların giderek ağırlaştığı bu dönemde, yükün dar gelirli kesim yerine, varlıklı kesimlere adaletli bir şekilde dağıtılması gerektiği vurgulanıyor.
Sözcü gazetesinden Erdal Sağlam'ın köşe yazısının ayrıntıları…
Ekonomist ve TEPAV Direktörlerinden Coşkun Cangöz, yüksek enflasyon ve kur artışlarının yarattığı ekonomik tablonun, büyük bir servet transferine yol açtığını belirtiyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nda (TEPAV) yayınlanan yazısında, son yıllarda servetine servet katan kesimlerin, ekonomik büyümenin ve gelir eşitsizliğinin temel nedenlerinden biri olduğuna dikkat çekiyor.
Türkiye, Servet Artışında Dünya Lideri
İsviçre Bankası UBS’in Küresel Servet Raporu’na göre, Türkiye’de yetişkin başına düşen servet, 2023 yılında yerel para birimi cinsinden yüzde 157,78 oranında artarak dünya rekoru kırdı. Aynı zamanda, dolar bazında yapılan analizlerde de yüzde 63,2 oranında artışla Türkiye’nin liderliği dikkat çekiyor. Bu tablo, yüksek enflasyonun ve kur artışlarının sermaye sahiplerine nasıl avantaj sağladığını açıkça ortaya koyuyor.
Raporda, Türkiye’deki milyoner sayısının 2022 ve 2023 yıllarında sabit kalarak 61 bin olduğu belirtiliyor. Ancak mevcut milyonerlerin servetlerinin önemli ölçüde arttığına işaret ediliyor. Cangöz, bu durumun, yeni milyoner yaratılmadığını ancak mevcut milyonerlerin daha da zenginleştiğini gösterdiğini ifade ediyor.
Servet Vergisi Gündemde
UBS raporu, hanehalkı servetinin büyük bir kısmının finansal olmayan varlıklardan, özellikle gayrimenkullerden oluştuğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de gayrimenkul yatırımlarının hanehalkı serveti içindeki payı yüzde 77,5 ile dünya ortalamasının yaklaşık bir buçuk katı. Bu tablo, gayrimenkul rantlarının vergilendirilmesinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Cangöz, TÜİK’in gelir dağılımı anketiyle UBS raporunu birleştirerek, toplumun yüzde 90’lık kesiminden yüzde 10’luk kesime ciddi bir servet transferinin gerçekleştiğini belirtiyor. Özellikle dolar milyonerlerinin yüzde 1’lik kesimde yoğunlaştığı ve bu kesimin servetini artırdığı bir dönemde, geri kalan yüzde 99’un fakirleştiği vurgulanıyor.
Eşitsizlikle Mücadelede Yeni Politikalar Gerekiyor
Uzmanlar, asgari ücret artışını sınırlamak yerine, rant sahiplerinin vergilendirilmesine yönelik adımların atılması gerektiğini savunuyor. Gayrimenkul rantlarının yanı sıra, yüksek enflasyon ve faiz gelirleriyle servet kazanan kesimlerin, ekonomik yükü adil bir şekilde paylaşması gerektiği ifade ediliyor.
Coşkun Cangöz, bu koşullarda enflasyonist etkiler yaratmamak gerekçesiyle asgari ücret artışının sınırlanmasını değil, gelir eşitsizliğini azaltmaya yönelik politikaların önceliklendirilmesi gerektiğini belirterek, “Artık yükün servet sahiplerine adil bir şekilde dağıtılması gerekiyor” diyor.