Eşini kanserden kaybetti, marangoz atölyesinde hayat buldu
Antalya'da yaşayan Özgür Dimlioğlu, kanserden kaybettiği eşinin acısını hafifletmek amacıyla girdiği babasına ait marangozhanesinde ahşap dekor ürünleri üretiyor. Ürettiği ürünler oldukça ilgi gören Dimlioğlu, Kötü alışkanlıklara yönelmek yerine burada rehabilite oldum, kendimi buldum dedi.
Antalya’da yaşayan Özgür Dimlioğlu, kanserden kaybettiği eşinin acısını hafifletmek amacıyla girdiği babasına ait marangozhanesinde ahşap dekor ürünleri üretiyor. Ürettiği ürünler oldukça ilgi gören Dimlioğlu, "Kötü alışkanlıklara yönelmek yerine burada rehabilite oldum, kendimi buldum" dedi.
Kepez ilçesinde yaşayan 39 yaşındaki 2 çocuk babası Özgür Dimlioğlu, 6 yıl önce hayat arkadaşını aniden ortaya çıkan kanser nedeniyle kaybetti. Uzun süre kendine gelemeyen Dimlioğlu, otomobil tamirciliği işini de bırakmak zorunda kaldı. Dimlioğlu, çevresinin telkinleri ile babasının marangoz atölyesine hobi amaçlı vakit geçirmek için geldi. Burada kendini bulan ve çeşitli ahşap ürünler üreten Dimlioğlu’nun çalışmaları büyük beğeni topladı. 40 metrekarelik marangoz atölyesinde bir nevi rehabilite olan Dimlioğlu, el emeği göz nuru ahşap ürünler ortaya çıkarmaya başladı. Ağaç dallarından lambader, küllük, kartvizitlik, masa, sehpa, tabla, senit, oklava, kaşık, dolap ve aksesuar ürünleri üreten Dimlioğlu, yeniden hayata tutundu. Özgür Dimlioğlu, 20 yıldır otomotiv sektöründe çalıştıktan sonra son 5 yıldır da marangoz atölyesinde ahşap işlerine zaman ayırmaya başladığını belirtti.
"Rehabilite oldum"
Hayat arkadaşını 6 yıl önce aniden ortaya çıkan kanser nedeniyle kaybettiğini hatırlatan Dimlioğlu, "O zamandan sonra kendimi toparlayamadım. Otomotiv sektöründeki işimi bıraktım. Babamın marangoz atölyesine gelmeye başladım kendimi toparlamak için. Kafamı dağıtmak rehabilite olmak için babamla ağaçla ilgilenmeye başladım. Hobi olarak bir şeyler yapmaya başladım. İlk olarak lambader yaptım. Yol üzerine koyduk herkesin ilgisini çekti. Baktım ürün beğeniliyor ve ilgi görüyor, devamını yapmaya karar verdim” dedi.
"Kendimi çok iyi hissediyorum"
Tüm ürünlerini ahşaptan oluşturduğunu, endüstriyel bir ürün kullanmadığının altını çizen Dimlioğlu, “Babamdan ne öğrendiysem onu uyguluyorum. Ağacın doğallığını bozmadan müşterilerime en kaliteli ürünü sunmaya çalışıyorum. 40 metrekare bir alanda bu işleri yapıyorum. Buraya geldiğim ana ağacın kokusunu aldığım zaman hiç gitmek istemiyorum. Kendimi çok iyi hissediyorum. Kendi tasarımım olan ürünlerin yanında, müşterinin istediği aksesuarları da yapıyorum. Babam döneminde senit, oklava, tabla, arı kovanı, baston o dönemin ihtiyaçlarını yapıyordu. Şimdi ise mobilya ve tasarım üzerine ürünler yapıyoruz. Ama talep gelen o ürünleri de yapıyorum" diye konuştu.
"Kendimi buldum"
Hobi amaçlı başladığı işin bu kadar beğenileceğini tahmin etmediğini ifade eden Dimlioğlu, “Rahatlamak için bu atölyeye geldim, hayat arkadaşımı kaybetmiştim. Kötü alışkanlıklara yönelmek yerine burada rehabilite oldum, kendimi buldum. Ürünlerimin bu kadar beğenileceğini, ilgi göreceğini tahmin etmiyorum. Takdir görmek beni mutlu ediyor” dedi.