Fahri Kur'an kursu öğreticilerine kadro için yeni kanun teklifi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Isparta Milletvekili Halil Öztürk, fahri (geçici) Kuran kursu öğreticilerinin kadroya alınmasına yönelik bir kanun teklifi sundu. Teklif, 1 Ocak 2011 tarihinden sonra fahri olarak veya ek ders ücreti karşılığında Kuran kurslarında görev yapan öğreticilere yönelik düzenlemeleri içeriyor. 

Teklife göre, en az üç eğitim öğretim yılı boyunca görev yapmış ve yapılacak sınavda başarılı olan öğreticiler, SGK prim günleri dikkate alınarak ilgili kadrolara atanabilecek. Bu kadroya atama için, öğreticilerin hâlihazırda görevde olup olmadıkları göz önünde bulundurulmayacak. Teklif, yıllardır yaşanan mağduriyetin giderilmesini hedefliyor.

Kanun Teklifinin Maddeleri

Madde 1: Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Kuran kurslarında 01.01.2011 tarihinden sonra fahri veya ek ders ücreti karşılığında görev yapan ve en az üç eğitim öğretim yılı çalışmış öğreticiler, sınavda başarılı olmaları şartıyla, SGK prim günleri üzerinden hesaplanacak şekilde kadrolu öğretici olarak atanacak.
Madde 2: Bu düzenleme yürürlüğe girecek.
Madde 3: Kanunun yürütülmesinden sorumlu olan organı belirler.

Fahri Kuran Kursu Öğreticileri Platformu, konuya dair açıklama yaparak, bugüne kadar dört farklı partiden kanun teklifi alındığını duyurdu. Bu teklifler sırasıyla şu tarihlerde verildi:  
- Yeniden Refah Partisi: 24 Ocak 2024  
- Saadet Partisi ve Gelecek Partisi: 20 Mayıs 2024  
- Deva Partisi: 31 Ekim 2024  
- Milliyetçi Hareket Partisi (MHP): 11 Kasım 2024  

Platform, ayrıca, öğreticilerin haklarını savunmak amacıyla birçok soru önergesi ve Meclis’te konuşmalar yapıldığını belirtti.

Fahri Kuran Kursu Öğreticileri Platformu Başkanı Saliha Şentürk, platform olarak bu sürecin takipçisi olduklarını ve hakların bir an önce teslim edilmesi gerektiğini vurguladı.

Teklifin genel gerekçesi

"Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde hizmet etmiş, fahri (geçici) Kur’an kursu öğreticileri bir yılda iki kez kış ve yaz dönemi olmak üzere KPSS, DHBT (Din Hizmetleri Alan Bilgisi) sınavlarının ardından mülakat puanları ile ve belirli belgeleri (hafızlık, çocuk gelişimi, işaret dili, diploma vs.) de ibraz ederek atama şartlarını taşıyarak istihdam edilmektedir. Fahri (geçici) Kur’an kursu öğreticileri her yıl müftüler tarafından yapılan mülakat sonrasında, başarılı olanlar fahri (geçici) Kur’an kursu öğreticileri olarak göreve başlatılmaktadır.

Milletimizi, yüce Kitabımızı hayat veren ilke ve değerleriyle buluşturan Kur’an kursları, Türkiye’de Kur’an öğretimini sürdüren en önemli kurumların başında gelmektedir.

Bu kurumların amacı, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde müftülüklere bağlı Kur’an kurslarında istihdam edilen fahri (geçici) Kur’an kursu öğreticileri tarafından Kur’an-ı Kerim’i okumak, anlamını öğretmek, hafızlık yaptırmak ve dini bilgileri ile aydınlatmak isteyen vatandaşlarımız başta olmak üzere ihtiyaç odaklı kategoride, 4-6 yaş çocuk kategorisinde, hafızlık kategorisinde, görme ve işitme engelli sınıflarında uzun süreli yaz ve kış aylarında fahri (geçici) Kur’an kursu öğreticisi olarak görev yapmaktadır.

“Kur’an-ı Kerim” ve “İslam Dini” öğretilmesinde önemli bir sorumluluğu üstlenen fahri Kur’an kursu öğreticileri kadrosuz olarak çalışmakta, her an işlerine son verilme korkusu ile büyük mağduriyetler yaşamaktadır. Bu mağduriyetlerin başında özlük haklar ve sosyal haklar alanındaki sorunlar ile ücret adaletsizliği gelmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde fahri (geçici) Kur’an kursu öğreticiliği görevini yapmış, ve yapmakta olanlar, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunun 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda yer alan “Ek Ders” karşılığında çalışmaktadırlar. Kadrolu ve sözleşmeli olarak çalışan Kur’an Kursu öğreticileri ile aynı görevleri yapmalarına rağmen, fahri Kur’an kursu öğreticileri, asgari ücretin çok altında ek ders karşılığı çalıştırılmaktadırlar. Yine sözleşmelilere ve kadrolu çalışanlara tanınan haklar ve aynı özlük sistemine fahri Kur’an kursu öğreticileri ve özlük hakları bakımından sahip değiller.

Fahri Kur’an kursu öğreticiliği yapmak için; iki yılda bir KPSS ve DHBT (Din Hizmetleri Alan Bilgisi) ve mülakat puanları istenmektedir. Kış Dönemi dokuz ay görev yapmak için KPSS+DHBT ve mülakat puanı ile göreve başlayıp, dokuz ayın sonunda görevden istifa ettirilmektedirler. Yaz döneminde ise iki ay görev yapmak için KPSS+DHBT ve mülakata tabi tutularak görev sonunda yine istifa ettirilmektedirler. Bu çalışma ve ayrılma şekli ile mali ve sosyal haktan da el çektirilmiş, olmaktadırlar.

Çalışma süresince asgari ücretin çok altında 5.000 TL - 6.000 TL ve aylık olarak 8-9 günlük sigorta primleri yatırılmaktadır. Aylık olarak yatırılan 8-9 günlük sigortadan dolayı da SGK üzerinden prim borçları oluşmaktadır. Özlük hakların olmayışı, işsizlik maaşı, sosyal haklardan faydalanmamaları ve emeklilik haklarına dahi sahip olamamaktadırlar. Yaklaşık on bir yıldır düzenli bir alım yapılmadığından ve yasal kontenjan sağlanmadığından dolayı KPSS+DHBT sınavlarından başarı sağlayan fahri Kur’an kursu öğreticileri herhangi bir şekilde atanıp görevlendirilememiştir.

Yıllardır kendilerinden istenen tüm şartları sağlayarak, sınavlarda belli bir başarı elde ederek Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan fahri Kur’an kursu öğreticilerinin insanların çalışma hayatında en temel insanî haklardan olan emeklilik hakkı doğmaması sosyal hak çalışmaları, malaşması iş hayatına aykırılık teşkil etmektedir. Uzun yıllardır Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışan fahri Kur’an kursu öğreticileri, birçok mağduriyetle karşı karşıya kalmaktadır. Emeklilik haklarından mahrum bırakılmaları, sosyal güvencelerinin eksik olması ve düşük ücretlerle çalışmaları, onları maddi ve manevi olarak zor durumda bırakmaktadır. Bu durum, sadece çalışanların değil, aynı zamanda dini eğitim almak isteyen vatandaşların da mağduriyetine neden olmaktadır.

Fahri Kur’an kursu öğreticileri, kadro, sosyal haklar, emeklilik ve daha iyi çalışma koşulları gibi temel haklara sahip olmak için uzun süredir mücadele etmektedir. Bu konuda ilgili makamların, fahri Kur’an kursu öğreticilerinin sorunlarını çözmeye yönelik adımlar atmaları ve bu öğreticilere hak ettikleri koşulları sağlamaları beklenmektedir."