• Haberler
  • Memur
  • KDK: Zararlı sokak hayvanları toplatılmalı, kısırlaştırılmalı ve aşılanmalı

KDK: Zararlı sokak hayvanları toplatılmalı, kısırlaştırılmalı ve aşılanmalı

Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), zararlı sokak hayvanlarının toplanması, kısırlaştırılması ve aşılanması gerektiğini belirten bir tavsiye kararı aldı. Mamak Belediye Başkanlığı'na, sokak hayvanlarının bakım ve rehabilitasyon çalışmalarının titizlikle yürütülmesi tavsiyesinde bulunuldu.

Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), insanlara zarar verme potansiyeli taşıyan sahipsiz sokak hayvanlarının toplanması, kısırlaştırılması ve aşılanması gerektiğine dair bir tavsiye kararı aldı. Tavsiye kararında, hem insanların şikâyetleri hem de sokak hayvanlarının yaşadığı zorluklar göz önüne alınarak, yerel yönetimlerin ve veteriner, doktor, biyolog gibi uzmanların bilimsel ve teknik görüşlerinin dikkate alınması gerektiği belirtildi.

KDK'nın verdiği karar, şikâyetler sonucu sokaklardan toplanan ve rehabilite edilen (kısırlaştırılan, mikroçip takılan, aşılanan, antiparaziter tedavileri tamamlanan, kulak küpesi takılan) hayvanların bakımı ve rehabilitasyon çalışmalarının kesintisiz ve dikkatli bir şekilde yürütülmesini öngörüyor. Ayrıca, mevcut bakım evlerinin kapasitelerinin artırılması ve iyileştirilmesi gerektiği vurgulandı.

Mamak Belediye Başkanlığı'na yönelik tavsiyede bulunan KDK, bu çalışmaların hem insan sağlığını ve güvenliğini hem de hayvanların korunmasını sağlamak amacıyla alınacak tedbirler ve denetimlerin titizlikle yürütülmesi gerektiğini belirtti. Kararın, başvurana ve Mamak Belediye Başkanlığı'na tebliğ edilmesi gerektiği ifade edildi. Ayrıca, 6328 sayılı Kanun'un 20'nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, idarenin bu karar üzerine tesis edeceği işlemin otuz gün içinde Kurum'a bildirilmesi zorunluluğu da hatırlatıldı.

Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi tarafından alınan bu karar, sokak hayvanlarının durumu ve insan sağlığı arasındaki dengeyi gözetmeyi amaçlıyor.

KDK kararı:

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
(OMBUDSMANLIK)

BAŞVURU NO: 2021/12366
SAYI: 2022/484-S.22.749

KARAR TARİHİ : 12/01/2022
KISMEN TAVSİYE KISMEN RET KARARI
BAŞVURUYA KONU İDARE : Mamak Belediye Başkanlığı

BAŞVURUNUN KONUSU : Başvuranın sokak hayvanları hakkındaki muhtelif talepleri hakkındadır

BAŞVURU TARİHİ    : 13/07/2021

I.BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ
1. Başvuran tarafından yapılan başvuruda özetle; Mamak Kartaltepe Mahallesindeki sokak hayvanlarının gönüllü beslemesini yaptığı, Belediyenin saldırı bahanesi ile sürekli sokak hayvanlarını topladığı, hayvanların rehabilitasyon süresini tamamladıktan sonra alındığı bölgeye bırakılmadığı, Belediye yetkililerine kısır, küpeli ve saldırgan olmayan köpekleri almamaları hususunun gönüllüler tarafından defalarca iletildiği, Belediyenin toplanan köpeklerin Sağlıklı Patiler Derneği yetkilisinin alanına bırakıldığı bilgisini verdiği, ancak ilgi kişinin toplanan köpeklerin sadece bir kısmının kendisinde olduğunu belirttiği, diğer sokak köpeklerinin akıbetinin bilinmediği, ilgili alanın sokak hayvanları için güvenli olmadığı, Belediyenin bu hayvanlar için barınak yapmadığı, gönüllülerden köpeklerin götürülmesi için yer bulunmasının istendiği ve sokak hayvanlarının bırakılacağı yer olarak ilgi dernek yetkilisi ile anlaşmalarının istendiği, böylece bilmediği bir derneğe ve tanımadığı kişilere yardım etmesinin beklendiği ifade ve iddia edilerek kısır, küpeli ve saldırgan olmayan sokak hayvanlarının düzenli olarak toplanıp yok edilmemesi, kısırlaştırılması için belediye yetkilisine teslim edilen sokak hayvanlarının alındıkları bölgeye bırakılması, yeni yakalanan ve halen Mamak Belediyesi Rehabilitasyon Merkezinde bulunan sokak hayvanlarının alındıkları bölgeye getirilmesi, Belediyenin sokak hayvanlarını yaşatmak için vatandaşları bilmediği dernek veya kişilere yardıma yönlendirmemesi için gereğinin yapılmasını talep edilmektedir.

II.İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI
2.Kurumumuzca, verilecek karara esas olmak üzere başvuru belgesinde yer alan iddiaların doğruluğunun tespiti ve eğer mümkünse ilgili idare ile başvurucu arasında muhtemel bir dostane çözümün tesisi amacı ile 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu hükümleri uyarınca inceleme ve araştırma gerçekleştirilmiştir. 6328 sayılı Kanun’un “Bilgi ve belge istenmesi” başlıklı 18’inci maddesi hükmü uyarınca Kurumumuzca 05/08/2021 tarih ve ... sayılı yazı ile Mamak Belediye Başkanlığından bilgi ve belge talep edilmiş olup, başvuruya konu iddialar hakkında Mamak Belediye
Başkanlığı Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından 31/08/2021 tarih ve ... sayılı cevabi yazı ve eklerinde;
2.1.Çalışmalarının 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun yasal prosedürleri çerçevesinde kesintisiz olarak devam ettiği, bahse konu şikâyetle ilgili olarak bölgede çok yoğun olarak saldırgan sokak hayvanı şikâyetinin geldiği, Kartaltepe Mahallesi ve civarındaki mahallelerde 15/03/2021 ve 21/04/2021 tarihleri arasında 5 adet ısırma olayı meydana gelmiş olup vatandaşların vermiş olduğu ve yer göstermeleri sonucu belirlenen saldırgan sokak hayvanları yakalanarak rehabilite edildikten sonra bölgede bulunan hayvan sever gönüllüsünün bilgisi dâhilinde meskül mahal dışında bulunan Sağlıklı Patiler Derneğinin barınağında muhafaza altına alındığı, rehabilite edilmemiş olarak yakalanan saldırgan mizaçlı olmayan sokak hayvanlarının rehabilitasyonu tamamlandıktan sonra alındığı ortama bırakıldığı, bahse konu hayvan sever gönüllüsü veya ilgili derneğe vatandaşların yönlendirilmesi ve bağışta bulunulması konusunda telkinde bulunulmasının söz konusu olmadığı,
2.2.Söz konusu şikâyetin gerçek dışı olduğu, Belediyelerince 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na aykırı iş ve işlemlerin yapılmadığı,
2.3.2021 yılı Ocak ayı itibariyle 21 adet şikâyetin meydana geldiği, bölgede yapılan çalışmalarda 7 adet sokak hayvanının yakalanarak rehabilite edilmek üzere Geçici Bakım Merkezine alındığı, Şubat ayında 10 adet şikâyetin meydana geldiği ve bölgede yapılan çalışmalarda 1 adet sokak hayvanının yakalanarak rehabilite edilmek üzere Geçici Bakım Merkezine alındığı, Mart ayında 29 adet şikâyetin meydana geldiği ve bölgede yapılan çalışmalarda 13 adet sokak hayvanının yakalanarak rehabilite edilmek üzere Geçici Bakım Merkezine alındığı, Nisan ayında 22 adet şikâyetin meydana geldiği ve bölgede yapılan çalışmalarda 2 adet sokak hayvanının yakalanarak rehabilite edilmek üzere Geçici Bakım Merkezine alındığı, Mayıs ayında 13 adet şikâyetin meydana geldiği ve bölgede yapılan çalışmalarda sokak hayvanının yakalanmadığı, Haziran ayında 12 adet şikâyetin meydana geldiği ve bölgede yapılan çalışmalarda sokak hayvanı yakalanmadığı, Temmuz ayında 6 adet şikâyetin meydana geldiği ve bölgede yapılan çalışmalarda 5 adet hayvanın yakalanarak rehabilite edilmek üzere Geçici Bakım Merkezine alındığı, Ağustos ayında 8 adet şikâyetin meydana geldiği ve bölgede yapılan çalışmalarda sokak hayvanının yakalanamadığı,
2.4.15/03/2021 ve 21/04/2021 tarihleri arasında bahse konu Kartaltepe Mahallesi ve civarındaki mahallelerde 5 adet ısırma vakasının meydana geldiği, müşahede tutanakları düzenlenerek bahse konu ısırmayı gerçekleştiren köpeklerin tespit edildiği, yakalanan hayvanların Sağlıklı Patiler Barınağına yerleştirildiği,
2.5.5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereği Geçici Bakım Merkezinde saldırgan mizaçlı hayvanların imkânlar ölçüsünde barınakta tutulduğu, rehabilite edilen (kısırlaştırılan, mikroçip takılan, aşılanan, antiparaziter tedavileri tamamlanan, kulak küpesi takılan) hayvanların barınak dolu olduğunda gönüllü kuruluşların barınağında muhafaza edildiği,
2.6.Belediyelerince yakalanıp rehabilite edilen hayvanların 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereği alındığı ortama bırakıldığı,
2.7.Belediyelerinin 250 hayvan kapasiteli rehabilitasyon ve Geçici Bakım Merkezinin mevcut olduğu, sokak hayvanlarının rehabilite süresi bittikten sonra barınaklarda tutulmasının 5199 sayılı Kanun’a aykırı olduğu, ilgi dernek yetkilisine sadece saldırgan mizaçlı hayvanların bırakıldığı, diğer sokak hayvanlarının alındıkları ortama bırakıldığı,
2.8.Şikâyetçinin taleplerinden 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na aykırı olmayanların yerine getirildiği,
2.9.Şikâyetçinin şikâyetinde gerçek olmayan iddialarda bulunarak 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na uygun olmayan taleplerde bulunduğu,
2.10.    Konu ile ilgili herhangi bir davanın bulunmadığı, şikâyet ile ilgili kanuni dayanağın ve kanuni belgenin 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu olduğu,
açıklamalarına yer verilmiştir.

V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
A. Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Yönünden Değerlendirme
3. Bir numaralı paragrafta açıklandığı üzere başvuran tarafından özetle; saldırı ve şikayet bahanesi ile kısır, küpeli ve saldırgan olmayan sokak hayvanlarının düzenli olarak toplanıp yok edilmemesi, kısırlaştırılması için belediye yetkilisine teslim edilen sokak hayvanlarının alındıkları bölgeye bırakılması, yeni yakalanan ve halen Mamak Belediyesi Rehabilitasyon Merkezinde bulunan sokak hayvanlarının alındıkları bölgeye getirilmesi, ilgili Belediyenin sokak hayvanlarını yaşatmak için vatandaşları bilmediği dernek veya kişilere yardıma yönlendirmemesi için gereğinin yapılmasını talep edilmektedir.

4. Mamak Belediye Başkanlığınca özetle; bahse konu şikâyetle ilgili olarak bölgede çok yoğun olarak saldırgan sokak hayvanı şikâyetinin geldiği, Kartaltepe Mahallesi ve civarındaki mahallelerde 15/03/2021 ve 21/04/2021 tarihleri arasında 5 adet ısırma olayı meydana geldiği, vatandaşların vermiş olduğu ve yer göstermeleri sonucu belirlenen saldırgan sokak hayvanlarının yakalanarak rehabilite edildikten sonra bölgede bulunan hayvan sever gönüllüsünün bilgisi dâhilinde meskül mahal dışında bulunan Sağlıklı Patiler Derneğinin barınağında muhafaza altına alındığı, rehabilite edilmemiş olarak yakalanan saldırgan mizaçlı olmayan sokak hayvanlarının rehabilitasyonu tamamlandıktan sonra alındığı ortama bırakıldığı, bahse konu hayvan sever gönüllüsü veya ilgili derneğe vatandaşların yönlendirilmesi ve bağışta bulunulması konusunda telkinde bulunulmasının söz konusu olmadığı, 2021 yılının ilk sekiz ayı itibariyle toplam 121 adet şikâyetin olduğu ve 28 sokak hayvanının yakalanarak rehabilite edilmek üzere Geçici Bakım Merkezine alındığı, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereği Geçici Bakım Merkezinde saldırgan mizaçlı hayvanların imkânlar ölçüsünde barınakta tutulduğu, rehabilite edilen (kısırlaştırılan, mikroçip takılan, aşılanan, antiparaziter tedavileri tamamlanan, kulak küpesi takılan) hayvanların barınak dolu olduğunda gönüllü kuruluşların barınağında muhafaza edildiği, Belediyelerince yakalanıp rehabilite edilen hayvanların 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereği alındığı ortama bırakıldığı, bahse konu iddiaların gerçek dışı olduğu, Belediyelerinin 250 hayvan kapasiteli rehabilitasyon ve Geçici Bakım Merkezinin mevcut olduğu, sokak hayvanlarının rehabilite süresi bittikten sonra barınaklarda tutulmasının 5199 sayılı Kanun’a aykırı olduğu, ilgili dernek yetkilisine sadece saldırgan mizaçlı hayvanların bırakıldığı, diğer sokak hayvanlarının alındıkları ortama bırakıldığı, açıklamalarına yer verilmiştir.

5. Şikâyet konusu, bir tarafta başıboş sokak hayvanlarının insanlara zarar vermesi ve diğer tarafta hayvan hakları boyutu ile hassasiyet arz etmektedir. Kamu Denetçiliği Kurumu olarak Kurumumuza bu konudaki yapılan şikâyetlerin arttığı da dikkate alınarak detaylı inceleme konusu yapılması ihtiyacı doğmuştur. Bu nedenle Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından konunun tarafları ile 24 Ocak 2019 tarihinde "Hayvan Hakları Çözüm Çalıştayı" düzenlenmiş ve Çalıştayda sokak hayvanlarına yönelik hukuki düzenlemeler, sokak hayvanlarıyla ilgili olarak yerel yönetimlerin çözüm uygulamaları ve önerileri, hayvan barınakları, hayvan haklarını koruma stratejilerinin ele alınmıştır. Söz konusu Çalıştayın akabinde Kurumumuz tarafından ‘Hayvan Hakları Çözüm Çalıştayı’ raporu hazırlanarak, başta Türkiye Büyük Millet Meclisi Hayvan Haklarının Araştırılması Komisyonu olmak üzere konunun muhatapları olan tüm ilgililere, yetkililere, kurumlara ve STK'lara gönderilmiştir.

6. Benzer şikâyet konusu hakkında Kurumumuza yapılan 2018/9733 nolu başvuru hakkında Kurumumuz Başdenetçilik Makamınca verilen 29/01/2019 tarih ve E.2134 sayılı Tavsiye Kararında:
“(10) Tarih boyunca insan-hayvan birlikteliğinin yeri ve önemi değişerek süregelmiştir. Başlangıçta avcılık ve beslenme gibi ihtiyaçların karşılanmasında yararlanılan hayvanlardan evcilleştirme ile birlikte korunma, giyim ve yük taşıma gibi ekonomik faydası bulunan alanlarda da yararlanılmış, böylelikle insan ve hayvanlar arasındaki etkileşim günden güne artarak devam etmiştir. Diğer taraftan geçmişten günümüze kadar olan süreçte insanlar kimi zaman hayvanlara eziyet etmiş ve hatta dehşet verici muamelelerde bulunmuş kimi zaman da onları çok önemsemiş hatta onları kutsal bir şekilde düşünerek kıymet vermiştir. (Dilara Buket Tatar, “Hayvanların Korunmasına Dair Görüşlere Eleştirel Bir Bakış”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XX, Y. 2016, Sa. 3, s.298-299.) İnsan ve hayvan ilişkileri bağlamında özellikle çevre hakkının öneminin artması ile birlikte yalnızca ekonomik faydası olan hayvanlar değil, evcil hayvanlar ile yabani hayvanlar da hukuki düzenlemelere konu olmuştur.
(11) Ancak günümüzde gerek ülkemizde gerekse dünyada sokak hayvanları önemli tartışma konuları içinde yer almaktadır. Nitekim vatandaşlar ve yerel yönetimlerin sokak hayvanlarına yönelik yaklaşım şekilleri arasındaki farklılıklar bazı toplumsal sorunlara yol açmaktadır. Bir kısım vatandaş sokaklarında insanlar gibi hayvanların da yaşam alanı olduğunu savunmakta ve onları besleyip korumaktadır. Bir kısım vatandaş da sokak hayvanlarının okul ve hastane gibi sosyal alanlardan uzaklaştırılması gerektiğini savunmakta ayrıca insan sağlığı için ayrı yerlerde barındırılmasını daha iyi bir çözüm olacağı düşüncesini benimsemektedir. Bazı kişiler de söz konusu hayvanların tümüyle itlaf edilebileceğini ileri sürmektedir. Bu kapsamda da kimi zaman sokak hayvanlarından korkan ya da şikâyetçi olan kişilerle onları besleyenler arasında da tartışmalar meydana gelmektedir.
(12) Bilindiği üzere hayvan hakları konusunda uluslararası düzeydeki en önemli metin, Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi’dir. Beyanname 15 Ekim 1978 tarihinde Paris’teki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Merkezinde ilan edilmiştir. Bu konuda önemli bir diğer uluslararası belge olarak kabul gören ve 1987 yılında imzaya açılan Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi Türkiye’de 2003 yılında kabul edilmiştir. Hayvan hakları düzenlemelerinin önemli bir bölümünü sokakta yaşayan ya da sokağa terk edilen sahipsiz hayvanlar oluşturmaktadır. Sokakta yaşayan hayvanlar bugün gelişmiş ya da gelişmekte olan neredeyse çoğu toplumun ortak sorunlarının başında yer almaktadır. Hayvanların itlafı, hayvanlara yapılan kötü muameleler, sözü edilen hayvanların tedavisi, barınması, beslenmesi ve sahiplendirilmesi gibi konular ise en çok tartışılan hususlar arasında bulunmaktadır.
(13)  Birçok ülke kendi yapısına uygun düzenlemelerle hayvan haklarını koruma altına alırken, Türkiye 2004 yılında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nu kabul ederek 2006 yılında da “Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği’ni” yayınlamıştır. Gerek 5199 sayılı Kanun gerek uygulama yönetmeliği gereğince; sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması, kısırlaştırılması, aşılanması, gerekli tıbbî bakımlarının yapılması ve alındıkları ortama geri bırakılması gibi hususlara yönelik bir takım esaslar belirlenmiştir. Kanunda yetkili makam olarak tanımlanan Tarım ve Orman Bakanlığı (Çevre ve Orman Bakanlığı) yetkilerini il müdürlükleri ve yerel yönetimlere devretmiş durumdadır. Ancak uygulamada meydana gelen sorunların da etkisiyle ilgili Kanun’da bir takım değişikliklerin yapılması çeşitli zamanlarda gündeme gelmektedir.
(14) Sahipsiz köpekler ya da diğer bir tabirle sokak köpekleri başta Avrupa’da bulunan ülkeler olmak üzere dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde karşılaşılan temel sorunlardan biri olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 1990 yılında dünya üzerindeki köpek sayısının 500 milyon olduğu (insan nüfusunun 10’da biri) ve bu sayının yaklaşık olarak %75’inin de başıboş olduğu tahmin edilmektedir. (IV. Türk Veteriner Hekimliği Kurultayı Komisyon Raporları, 30 Mart-1 Nisan 2018, Antalya, s. 390.) Ülkeler bazında sokak hayvanlarına olan yaklaşım açılarına bakıldığında ise (IV. Türk Veteriner Hekimliği Kurultayı Komisyon Raporları, 30 Mart-1 Nisan 2018, Antalya.);
(14.1.) Birleşik Krallık; 1878 yılında kayıt altına alınma işlemi zorunlu tutulmuş 1988 yılında da uygulama ortadan kaldırılmıştır. Ancak 2005 yılında çıkarılan kanunla, sokak hayvanlarının toplanması, yerel otoritelerin sorumluluğuna verilmiştir. Sokak hayvanlarının sayısını kontrol altına almak için kısırlaştırma yöntemine başvurulmaktadır. Toplanan hayvanlar 7 gün boyunca yerel otoriteler tarafından barınaklarda tutulmakta olup, bu süre sonunda sahiplendirilemeyen hayvanlar hayvan refahı kuruluşlarına gönderilmekte ya da bu hayvanlara ötenazi uygulanmaktadır. Diğer taraftan Ceza Kanuna göre yasal olmayan hayvan öldürmeleri “hayvan cinayetleri” başlığı altında düzenlenmiş olup yasal olmayan yöntemlerle ve izinsiz olarak hayvanları öldürmek yaptırıma bağlanmıştır.
(14.2.) Fransa; tanımlama ve kayıt altına alma işlemlerinin gerçekleştirilmesi bir zorunluluk olmasına rağmen, uygulamada ciddi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Kaybolan veya terk edilen sokak hayvanları sadece geçici bir süre için barınaklarda tutulmaktadır. Bu süre zarfında sahibi bulunamayan ya da yeniden sahiplendirilemeyen hayvanlara, veteriner hekimler gözetiminde ötenazi uygulanabilmektedir. Bu durum, hayvanların sağlıklı ve genç olup olmadığına bakılmaksızın itlaf edilmesi sonucunu doğurması nedeniyle hayvan severler tarafından sıkça eleştirilmektedir. Ayrıca hayvan hakları ceza kanununda düzenlenmiş ve hayvan haklarına aykırı muameleler suç kabul edilmiştir. Hayvanlara yapılan işkenceler hayvanların kötüye kullanılması ve zalimlik suçlarına Fransız Ceza Kanunu’nun 521-1 numaralı maddesine göre iki yıl hapis ve 30.000 € para cezası uygulanabilmektedir.
(14.3.) Almanya; sahipsiz hayvan kontrolü ile ilgili etkili bir yasal zemin bulunmaktadır. İlgili mevzuatın uygulanmasından yerel otoriteler sorumlu tutulmuştur. Sahipsiz hayvanlara yönelik zorunlu kayıt sistemi uygulanmakta olup köpeklerin tanımlanmasında mikroçip veya dövme (tattoo) yaygın olarak kullanılmaktadır. Ülkede hayvan popülasyonunu kontrol altına almak için yerel düzeyde eğitim programları uygulanmaktadır. Almanya’nın en önemli kararlarından birisi de ötenazi işleminin yasak olmasıdır. Sokakta bulunan hayvanlar kontrol altında tutulabilmesi için toplanmakta barınaklara/bakımevlerine yerleştirilmektedir.
 (14.4.) Belçika; ülkede mikroçip ve dövmeler yardımıyla zorunlu kayıt sistemi uygulanmaktadır. Belçika’da yerel düzeyde eğitim faaliyetleri yürütülmekte halkta hayvan bilinci oluşturma faaliyetleri gerçekleştirilmektedir. Sahipsiz hayvanların kontrol altında tutulması için bakımevlerine yerleştirilmeyen hayvanlara ötenazi işlemi gerçekleştirilmektedir.
(14.5.) İspanya; sokak hayvanlarının kontrolüne ilişkin kapsamlı yasal düzenlemeler bulunmaktadır. Ancak mevzuatın uygulanması noktasında önemli derecede aksaklıklar görülmektedir. Bu durumun bir yansıması olarak, söz konusu ülkelerde sokak hayvanlarının kayıt altına alınması ve tanımlanması zorunlu olmasına rağmen, ulusal düzeyde bu şartların tam olarak karşılanmadığına ve yetkili otoritelerin denetimlerini etkin olarak gerçekleştirmediklerine rastlanmaktadır. Kısırlaştırma programlarının uygulanması ise, yetkili otoritelerin maddi ve altyapısal yetersizleri dolayısıyla henüz yeterli bir seviyeye ulaşılmış değildir.
(14.6.) Tayvan; ülkede köpeklere karşı uygulanan işkence ileri düzeydedir. Başıboş köpekleri yakalayıp toplayarak bir kafese koymak ve içi su dolu bir tankta boğulmalarını beklemek bir tür gelenek haline gelmiştir.
(14.7.) Hindistan; ülkede köpekler büyük bir sorundur. Ülkede çöp yığınları da fazla olduğundan köpekler sokaklardaki çöplerden beslenmektedir. Bu yoğunluk nedeniyle köpeklerin itlafı kolaylıkla yapılabilmektedir. İçi su dolu bir tank içinde bir tür römorkta tutularak elektrik uygulanarak itlaf edilmektedir.
(14.8.) İtalya; 1991 yılına kadar sahipsiz hayvanlar sorununu çözmek için kullandığı yöntem hayvanların yakalanması ve akabinde öldürülmesi olmuştur. 1991 yılında yürürlüğe giren yasa ile bu politikaya son verilmiştir. Sahipsiz hayvanların sayısını kontrol altına almak için cerrahi kısırlaştırma yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca 2004 yılında yürürlüğe konulan Kanun ile hayvanlara karşı işlenen suçlara ağır yaptırımlar uygulanmaya başlanmıştır. Hayvan sahiplerinin hayvanlarını terk etmesi durumunda bir yıla kadar hapis ve 10.000 € para cezasına kadar yaptırım uygulanmaktadır. Hayvanları gereksiz yere öldürmenin ya da kötü muameleye tabi tutmanın ise 18 ay hapis ve 15.000 € para cezası bulunmaktadır.
(15)Türkiye, sokak hayvanları popülasyonunun yüksek olduğu ülkelerden birisidir. Ancak ülkemizde sokak hayvanları ile ilgili veri ve bilgi sınırlıdır. Dolayısıyla meydana gelen sorunlarının çözülmesine yönelik politikalar ile yasal ve yönetsel düzenlemelere temel oluşturacak veri ve bilgilerin elde edilmesi için yeni çalışmalara gerek duyulmaktadır. Bu kapsamda hayvan popülasyonunun belirlenmesi amacıyla kapsamlı bir çalışma yapılarak sahipli hayvanlarla, sahipsiz hayvanların sayısı, coğrafi lokasyonu, cins, cinsiyet, yaş gibi özellikleri ve sağlık durumları gibi gerekli tüm bilgilerin tespit edilmesi ve kayıt altına alınması gerekmektedir. Bu anlamda hem sokak hayvan popülasyonu kontrol altına alınacak hem de hayvan hastalıkları ve tehlikeli ırkların denetiminin yapılması gibi uygulamaların yürütülmesinde yardımcı olacaktır.
(16)    Bir başka ifadeyle sorun olduğu düşünülen bir alanda gerekli çalışmalar yapmadan önce sorunun tanımlanması ve buna yönelik gerekli analizlerin oluşturulması gerekmektedir. Nitekim sorunun kaynağı tam olarak bilinmeden sonun çözümü de istenildiği gibi etkili olamayacaktır. Bu bağlamda öncelikli olarak sokak hayvanları ile ilgili gerekli bilgilere sahip olunmalı ardından hem insanların şikâyetleri hem de sokak hayvanlarının yaşadığı zorluklar bakımından gerekli analizler gerçekleştirilmelidir. Veterinerler, doktorlar, biyologlar, hayvan korumacıları, idareciler gibi yetkili kişiler ve hayvan sahipleri tarafından sokak köpekleriyle ilgili mevcut problemler kabul edilip işbirliği yapılmadığı sürece çözülmeyecektir.
(17) Dolayısıyla yapılacak olan düzenlemelerde veterinerler, doktorlar, biyologlar gibi görevlilerin bilimsel ve teknik görüşlerinin dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca sokak hayvanlarına yönelik çalışmaları uygulayacak olan yerel yönetimler de mevzuat düzenlemesine yönelik çalışmalara dahil edilmeli ve sivil toplum kuruluşlarının ve yurttaşların katılımını sağlayacak bir düzenlemenin yapılmasına özen gösterilmelidir. Ancak bununla birlikte düzenlemede yetki ve sorumluluk dengesinin sağlanmasına da dikkat edilmelidir.
(18) Sokak hayvanlarının sayı olarak çok oluşu aslında büyük ve öncelikli bir problemdir. Bu kapsamda meydana gelen sorunların çözümü için ülkemiz koşullarının göz önünde bulundurulduğu ve bilimsel yöntemlerle hazırlanarak popülasyonun kontrol altına alınmasını amaçlayan “sokak hayvanları popülasyonunun kontrol altına alınmasına yönelik bir yönetim programının” hazırlanması gerektiği değerlendirilmektedir.
(19) Aslında kontrol altına alınmayan sokak hayvanları için sokaklar güvenilir bir mekan ya da yuva değildir. Sokaktaki bu hayvanlar açlık, susuzluk, iklimsel koşullar, hastalık, işkence, insanlar tarafından yapılan kötü muameleler, güçlü hayvanların zayıf hayvanlara verdiği zararlar, birbirleri ile yapmış olduğu kavgalar gibi çeşitli zorluklarla mücadele etmek durumunda kalmaktadırlar.
(20) Diğer taraftan sokakta bulunan ve kontrol edilemeyen sahipsiz hayvanlar insanlar için de güvenilir bir çözüm değildir. İnsanlara saldırma, kuduz gibi hastalıkları bulaştırma, insanları ısırma, hayvanların neden olduğu trafik kazaları (maddi hasar, ölüm ya da yaralanma ile sonuçlanan vakalar bulunmaktadır) gibi risklerin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu çerçevede gerek insan yaşamı ve hakları gerek hayvanların yaşamı ve hakları bağlamında hayvanlara yönelik şiddetin ve kötü muamelenin görmezden gelinmemesi ve duyarlı olunması gerektiği gibi insanların uğradığı saldırılar ve zararlar da görmezden gelinmemelidir. Bu açıdan her iki taraf için en yüksek faydanın sağlanacağı çözümlere bilimsel ve teknik bilgilerle ulaşılabileceği düşünülmektedir. Netice itibariyle ülkemizde basın ve yayın organlarına yansıyan bir hayvana yapılan şiddet kamu vicdanını yaraladığı gibi köpek kovalamasından kaçan bir çocuğun trafik kazası sonucu ölümü ya da köpek saldırısı sonucu kuduzdan yaşamını yitiren bir çocuğun durumu, parkta spor yaparken köpek saldırısıyla oluşan yaralanmalar gibi olaylar da kamu vicdanını yaralamaktadır. Bu kapsamda hayvanlara yapılan kötü muamelelere sessiz kalınmaması gibi insanların yaşadığı sorunların da göz ardı edilmeyerek kişilerin kamusal alanlarda güven içinde yaşamasını sağlayan önlemlerin alınması gerekmektedir. Dolayısıyla sokak hayvanların kontrolünün sağlanması için yapılan çalışmalara bu duyarlılıkla yaklaşılmalı her iki durum da göz önünde bulundurulmalıdır.
(21) Bu kapsamda hem insanların hem de sokak hayvanlarının sağlığı ve güvenliği için aynı çevre dengesinin korunması adına sokak hayvan popülasyonun kontrol altında bulundurulması büyük önem arz etmektedir. Ancak sokak hayvanların kontrol altında bulundurulması hayvanların itlafı anlamına gelmemektedir. Çünkü hayvanların itlaf edilmesi etkili, kabul edilebilir ve sürdürülebilir bir çözüm değildir. Aynı zamanda sahipsiz de olsalar sokak hayvanlarının yaşam haklarının ortadan kaldırılması insanların karar verebileceği bir durum değildir. Kaldı ki köpeklerin ortadan kaldırılması sorunun çözümü için etkili bir yol değildir. Öncelikli olarak sokak köpekleriyle ilgili şikâyetlerin nedenlerinin belirlenmesi, sokak köpeklerine yönelik yapılan çalışmalarda ne gibi eksikliklerin bulunduğunun tanımlanması, gerekli tedaviler yapılmasına rağmen sayı artışının kontrol edilememesi, hayvanlardaki saldırganlık eğilimleri gibi temel durumların tespit edilmesi gerekmektedir. Ayrıca kentsel alanların taşıma kapasitesi her zaman doldurulmaya eğilimli olduğu böylece bölgede yaşayan köpeklerin uzaklaştırılması ya da yok edilmesi ile söz konusu bölgeye terkedilmiş ve başıboş köpeklerin bu bölgeye göçünü sağlayacağı göz önünde bulundurulmadan şehir içine 30- 60 km kadar uzaklıkta bulunan kırsal ve tarım arazilerinin de dahil olduğu bölgeyi de kapsamayan ve diğer önlemlerle birleştirilmeyen yok etme politikasının uzun vadede yeterli olmayacağı bilinmelidir. (Guidelines For Dog Population Management, WHO,WSPA, Genava, 1990, s.74.) Bu nedenle program dahilinde yürütülen kısırlaştırma ve aşılama faaliyetlerinin kırsal alanlarda ve köylerde de Bakanlık, İl Özel İdaresi gibi kuruluşlarca yapılarak sistem bütünlüğü sağlanmalıdır.
(22) “Avrupa’da sokak hayvanlarının bulunmadığı” teşhisinden hareketle her türlü sokak hayvanlarının itlaf edilmesine yol açacak şekilde bir düzenleme yada uygulama yapılmasının hayvanların yaşam hakkını ortadan kaldırılmakla eşdeğer olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla sokak hayvanlarına yönelik yapılacak programın kentleşme yapısı, toplumsal bilgilendirme ve eğitim süreçleriyle ilişkilendirilmesi gerekmekte olup ülkemize özgü bir model arayışında olunması gerekmektedir. Nitekim Bursa'da 19. yüzyılda göçmen kuşların bakımının yapılması amacıyla kurulan ve “dünyanın ilk hayvan hastanesi” olduğu bildirilen, “Gurabahane-i Laklakan (Düşkün Leylekler Evi) olarak bilinen göçmen kuşlar hastanesinde geçmişte başta leylekler olmak üzere her türlü kuşun bakımı ve tedavisi yapılmıştır. Bu kapsamda hayvanların yaşamından, insan ve hayvanın birlikte yaşamından yana olan ve tarihsel olarak kültürümüze daha uygun modellerin oluşturulup oluşturulamayacağının bilimsel bir değerlendirmesinin yapılması gerekmektedir. Kısacası yasalar sadece insanların bugününü korumak için değil, gelecekteki çevreyi ve doğayı korumak için de yapılmalıdır. Bu kapsamda yapılacak çalışmalarda, sadece insanın bugünkü ihtiyaçları ve isteklerine göre değil, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma amacının da bulunması gerekmektedir. Bu anlamda, yapılması planlanan değişiklikler ile konunun daha hassas ve dikkatlice irdelenip, etkin çareler üretmemizi sağlayacak yasal alt yapıya kovuşturulması ivedilik arz etmektedir.
(23) Ne yazık ki bugüne kadar ülkemizde sokak hayvanları popülasyonun kontrol altına alınması için kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır. Sokak hayvanları için bilimsel ve belirli bir plan ve program dahilinde yapılmayan çalışmalar etkin bir kontrol yönetimi değildir. Nitekim bazı zamanlarda yerel planda yapılan itlafların soruna çözüm olmadığı görülmektedir. Çünkü uygulanan yöntemle o bölgede köpekler azalsa da daha sonrasında çevre bölgeden köpekler söz konusu bölgeye gelerek ya da üreme sayısı ile sayı yine artacaktır. (Guidelines For Dog Population Management, WHO, WSPA, Genava, 1990, s.74.) Ayrıca bölgedeki aşılı köpeklerin itlafı çevreden aşısız köpeklerin o bölgeye gelmesine yol açabilecektir. Dolayısıyla birçok köpeğin itlaf edilmesine ve masraf yapılmasına rağmen sorun başlangıç noktasına geri dönülmüş olacaktır.
(24) Ayrıca pek çok sokak hayvanı sokakta doğmamakta aksine sokaklara bırakılmaktadır. Kimi zaman sahipleri tarafından köpeğin kendisine uygun olmaması, davranışlarından rahatsız olunması, beklediği gibi bir köpeğinin gelmemesi, köpeğini eğitememesi, tatil yöresinde alınan köpeğin tatil bittiğinde orada bırakılması gibi birçok sebeplerle evde veya iç ortamlarda beslenmeye başlanan hayvanlar sokağa atılmaktadır. Ayrıca bazı belediyeler tarafından da başka belediyelerin sınırları içine bırakılan sokak köpekleri olduğu da bilinmektedir. Bu kapsamda gösteriş veya eğlence amaçlı hayvan sahiplenilmesinin engellenmesi amacıyla caydırıcı cezai yaptırımların uygulamaya konulması elzemdir. Ayrıca pet shoplar ve hayvan satışı yapan çiftlikler denetlenmeli
buralardan evcil hayvan satışının kontrol altına alınması gerekmektedir. Bu noktada, evcil hayvan satışı yapanlar ve evde hayvan beslemek isteyenler kayıt altına alınmalı ve hayvanların durumu sürekli olarak izlenmeli sokağa bırakılan hayvanlar için sahibine cezai yapıtımlar düzenlenmelidir. Özellikle çip sistemi gibi teknolojik imkânlardan faydalanılarak kayıt altına alınan ve tüm ilgili birimler tarafından kolaylıkla ulaşılabilen ve entegre edilmiş sistem üzerinden izlenen hayvanların böylelikle şehir içinde bir başka noktaya nakledilmemesi sağlanacağı başka bir deyişle başka şehirler ya da belediyelerden kent içine getirilip bırakılmasının önleneceği değerlendirilmektedir.
(25) Bu kapsamda yapılacak olan sokak hayvanlarına yönelik oluşturulan programının, bakanlıklardan, yerel yönetimlere hatta saha çalışanlarına ve hayvan sahiplerine kadar her seviyede sıkı bir şekilde uygulanabilmesi için etkili bir yönetim yapısına sahip olunması gerektiği değerlendirilmektedir. Ayrıca bu kapsamda gerçekleştirilecek eylemler için sorumlulukların açık bir şekilde tanımlanması ve sorumlulukların net bir şekilde tahsis edilmesi gerekmektedir. Bu açıdan da yetki ve sorumluluk dengesinin sağlanmasına özen gösterilmelidir. Diğer bir deyişle sokak hayvanlarına yönelik sorumluluğun yerel yönetimlerde olduğu bir düzenleme yapılmışsa buna uygun yetkilerin verilmesi de icap etmektedir.
(26) Sokak hayvanları popülasyonu yönetim sistemine yönelik oluşturulan plan ve programın da bir ulusal politika haline getirilerek sağlık, eğitim, çevre, kırsal kalkınma gibi ulusal politikalara entegrasyonunu sağlanarak mevcut koşullara uyarlanmalıdır. Örneğin, sokak hayvanların yönelik durumu tek bir açıdan değerlendirmeyip sağlık veya çevre gibi politikalarla birlikte kabul edildiğinde programın uzun vadeli başarısının daha mümkün olacağı değerlendirilmektedir
(27) Bu kapsamda yapılacak olan ulusal programlar için, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Dünya Hayvanları Koruma Derneği (WASP) yeni adıyla Dünya Hayvanlarını Koruma (World Animal Protection/WAP) gibi dünya çapındaki kurumların bilgileriyle desteklenmesi mümkün görünmektedir. Ayrıca diğer ülkelerin, mevzuat, yapı ve yönetim programlarındaki deneyimlerin paylaşılması programın hazırlanmasına yardımcı olabilir. Ancak, kendi kültürümüze uygun olmayan yasaların veya programların aktarılmasını önlemek için dikkatli olunması gerekmektedir.
(28) Sokak hayvanlarına yönelik yürütülen çalışmalar sırasında veteriner hekimlerin ve yerel yönetimlerde ayrı bir veteriner hizmetleri birimimin bulunmasının önemli olduğu ve bu kapsamda daha etkin bir hizmet sağlanması için her belediyede veteriner hizmetleri biriminin ve ilgili birimlerde de yeteri kadar veterinerin görev yapmasına dikkat edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Ayrıca hayvanlara yönelik konularda bu meslek grubunun bilgi, birikim ve tecrübesinden yararlanmak amacı ile karar mekanizmasına katılımının sağlanması önemlidir.
(29) Sokak hayvanlarına yönelik beslenme, aşılama hatta barınak hizmeti veren hayvan dernekleri bulunmaktadır. Ancak sokak hayvanlarının kontrolüne yönelik çalışmalar yapılırken yetkili olmayan kişiler tarafından kontrol dışı hayvan koruma hareketlerinin ortaya çıkmaması gerekmektedir. Bu kapsamda derneklerle yerel yönetimler arasında iletişim kopukluğu olmamasına ve işbirliği içinde çalışmaların yürütülmesine dikkat edilmesi gerekmekte olup derneklerin yapmış olduğu çalışmaların yerel yönetimlerin programlarına dahil edilerek gerekli denetimlerinde yapılması gerekmektedir. Diğer bir deyişle “işbirliği” adı altında sorumluluk yetki dengesini bozucu çalışmaların olmaması ve sorumlu kişilerin işlerini engelleyici düzenlemelerin yapılmaması gerekmektedir.
(30) Yönetmeliğe göre; geçici bakımevlerine getirilen hayvanların sahiplendirilmesi için belediye tarafından duyuru yapılması ve sahiplendirilmelerin teşvik edilmesi gerekmektedir. Ayrıca geçici bakımevlerinde on gün süre ile gerekli duyurular yapıldığı halde sahiplendirilemeyen hayvanların; kontrolleri, aşıları ve tıbbî müdahaleler ile kısırlaştırılmaları yapıldıktan ve operasyon yaraları kapandıktan en az yedi gün sonra kayıt altına alınıp, müdahale görmüş olduklarını gösteren işaretleri üzerlerinde olacak şekilde veteriner hekimin onayı ile alındıkları ortama geri bırakması gereklidir. Bu kapsamda belediyeler tarafından hayvanların kısırlaştırması ve aşılanması gibi çalışmaların tavizsiz ve büyük bir titizlikle yürütülmesi gerekmektedir. Ayrıca hayvanların sahiplendirme çalışmaları için sivil toplum kuruluşlarının da yerel yönetimlerle işbirliği yapmasının gerekli olduğu ve bu kapsamda yapılacak olan eğitim faaliyetlerinin de önemli olduğu değerlendirilmektedir. Bu bağlamda “Satın alma, sahiplen” türünde kampanyalarla barınaklardan sahiplendirme işlemleri teşvik edilmelidir.
(31) Sahipsiz hayvanların bakımı ile ilgili yapılan çalışmalar hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesinin gerektiği düşünülmektedir. Bu kapsamda hangi ilçede ya da ilde kaç hayvan barınağının olduğu, kaç hayvanın aşılandığı, kısırlaştırıldığı, bakım ve tedavilerinin yapıldığı gibi bilgilerin kamuoyunun bilgisine açık olmalıdır.
(32) Sahipsiz hayvan popülasyonun artmasının nedenleri titizlikle araştırılmalıdır. Ayrıca sayı artışına neden olan durumların engellenmesi adına hem yasal düzenlemelerin yapılması hem de caydırıcı yaptırımların bulunmasına dikkat edilmelidir. Benzer şekilde sokaklarda bulunan saldırgan hayvanlarla ilgili bir çalışma yapılarak hem nedenlerin tespit edilmesi hem de acil çözümlerinin bulunması gerekmektedir.
(33)  5199 sayılı Kanun ile Uygulama Yönetmeliği gereğince sahipsiz hayvan yönetim süreci “topla, kısırlaştır, aşıla, işaretle, geri bırak” şeklindedir. (paraf. 6.4) Ancak ülke genelinde uygulanan bir işaret ve kayıt sistemi bulunmamaktadır. Bu sebeple her belediyenin ve yetki organın ulaşabileceği bir kayıt sistemi ile tüm yerel yönetimler tarafından uygulanan bir işaret sistemi olmasının daha faydalı olacağı düşünülmektedir. Diğer bir deyişle kayıt sistemi tüm hayvanlarda zorunlu olmalı ve uygulamasının sıkı takibi yapılmalı aynı zamanda kısırlaştırma ve mikroçip ile kayıt altına alınan hayvanlar yönelik bilgi sistemi tek elden yapılarak takip edilmelidir.
(34)  Sokak hayvanlarının beslenmesi üzerinde de önemle durulmalıdır. Diğer bir ifadeyle sokak hayvanlarının beslenmesi için dışarıya veya çöp kenarlarına bırakılan besinlere dikkat edilmelidir. Nitekim sokak kedilerinin, çöp konteynırlarına veya dışarıya gelişigüzel atılan çiğ etleri tüketmelerine neden olmakta; tükettikleri çiğ ette mevcut doku kistlerini alarak enfekte olan kedilerde de zamanla ookistler dışkı ile çevreye saçılarak enfeksiyon zinciri kırılmadan devam etmekte ve çevre sağlığı da olumsuz yönde etkilenmektedir. (http://www.skb.gov.tr/wp- content/uploads/2018/05/Halk-Sagligi-veSokak-Hayvanlari-Doc.-Dr.-Sibel-Cevizci-Oymak.pdf)
(35)    Sahipsiz hayvanlar konusunda yapılan önerilerin bilimsel bir temelde değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda öncelikli olarak sokaklardaki şikâyete konu olan saldırgan ve sürü halinde gezerek insanlara zarar veren hayvanların acilen toplatılarak rasyonel çözümlerin bulunması gerekmektedir. Ayrıca sahipsiz kedi ve köpeklerin bir bölgeye yığılmamasına dikkat edilmelidir.
(36)    Kurumumuzca yapılan değerlendirme neticesinde özetle,
Öncelikli olarak sahipli ve sahipsiz hayvanlarla ile ilgili gerekli verilerin oluşturulması için çalışma yürütülmesi,
İlgili verilerin elde edilmesiyle birlikte hem insanların şikâyetleri hem de sokak hayvanlarının yaşadığı zorluklar bakımından gerekli analizlerin yapılması,
Uygulamada meydana gelen sorunlar göz önünde bulundurularak yapılacak olan mevzuat çalışmalarında öncelikli olarak yerel yönetimlerin tespit ve önerilerinin dikkate alınarak yetki ve sorumluluk dengesinin sağlanmasına dikkat edilmesi,
Sokak hayvanlarına yönelik meydana gelen sorunun yalnızca hayvanları ilgilendirmediği insan sağlığı ile de ilgili olduğu göz önüne alınarak yapılacak kanun ve yönetmelik çalışmalarında veterinerler, doktorlar, biyologlar gibi görevlilerin bilimsel ve teknik görüşlerine başvurulması,
Ülkemiz koşullarının göz önünde bulundurulduğu ve bilimsel yöntemlerle hazırlanan ve popülasyonun kontrol altına alınmasını amaçlayan “sokak hayvanları popülasyonunun kontrol altına alınmasına yönelik bir yönetim programının” hazırlanması,
Sokak hayvanlarına yönelik oluşturulan programın, bakanlıklardan, yerel yönetimlere hatta saha çalışanlarına ve hayvan sahiplerine kadar her seviyede sıkı bir şekilde uygulanabilmesi için etkili bir yönetim yapısına sahip olması,
Gösteriş veya eğlence amaçlı hayvan sahiplenilmesinin engellenmesi amacıyla yasal olarak caydırıcı nitelikte cezai yaptırımların bulunması,
Uzun vadede bir başarı sağlanması adına sokak hayvanları popülasyonu yönetim sistemine yönelik oluşturulan plan ve programın da bir ulusal politika haline getirilerek sağlık, eğitim, çevre, kırsal kalkınma gibi ulusal politikalara entegrasyonunun ve mevcut koşullara uyarlığının sağlanması,
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Hayvanlarını Koruma (World Animal Protection/WAP) gibi dünya çapındaki kurumların bilgileri ele alınarak ve diğer ülkelerin, mevzuat, yapı ve yönetim programlarındaki deneyimlerinden yararlanılarak gerekli programın hazırlanması,
Daha etkin bir hizmet sağlanması için her belediyede veteriner hizmetleri biriminin ve ilgili birimlerde de yeteri kadar veterinerin görev yapmasına dikkat edilmesi,
Sokak hayvanlarının kontrolüne yönelik çalışmalar yapılırken yetkili olmayan kişiler tarafından kontrol dışı hayvan koruma hareketlerinin ortaya çıkması engellenerek “işbirliği” adı altında yetki-sorumluluk dengesini bozucu çalışmaların ve sorumlu kişilerin işlerini engelleyici düzenlemelerin yapılmaması,
Hayvanların sahiplendirme çalışmaları için sivil toplum kuruluşlarının da yerel yönetimlerle işbirliği yapmasının gerektiği ve bu kapsamda yapılacak olan eğitim faaliyetlerinin de önemli olduğu tespitlerinin yapılması,
Ayrıca hayvan ticaretinin engellenmesi adına pet shoplar ve hayvan satışı yapan çiftlikler denetlenerek buralardan evcil hayvan satışının kontrol altına alınması, “Satın alma, sahiplen” türünde kampanyalarla barınaklardan sahiplendirme işlemlerinin teşvik edilmesine yönelik düzenlemelerin yapılması,
Hangi ilçede ya da ilde kaç hayvan barınağının olduğu, kaç hayvanın aşılandığı, kısırlaştırıldığı, bakım ve tedavilerinin yapıldığı gibi bilgilerin kamuoyunun bilgisine açık olması,
Sahipli ya da sahipsiz tüm hayvanlarda kayıt sisteminin zorunlu tutulması ve uygulamasının sıkı takibi yapılarak kısırlaştırma ve mikroçip ile kayıt altına alınan hayvanların tutulduğu bilgi sisteminin tek elden yapılması ve entegre edilmesi,
Belediyeler tarafından hayvanların kısırlaştırması ve aşılanması gibi çalışmaların tavizsiz ve büyük bir titizlikle yürütülmesi,
Program dâhilinde yürütülen kısırlaştırma ve aşılama faaliyetlerinin kırsal alanlarda ve köylerde de Bakanlık, İl Özel İdaresi gibi kuruluşlarca yapılarak sistem bütünlüğü sağlanması,
Sahipsiz hayvanlar konusunda yapılan önerilerin bilimsel bir temelde değerlendirilmesi ve öncelikli olarak sokaklardaki şikâyete konu olan saldırgan ve sürü halinde gezerek insanlara zarar veren hayvanların acilen toplatılarak rasyonel çözümlerin bulunması gerektiği hususları tespit edildiğinden ilgili yasal ve yönetsel düzenlemelerde gerekli işlemlerin yapılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde, uyuşmazlık konusu hakkında hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönünden değerlendirmelere yer verilerek;
- 36 numaralı paragrafta belirtilen öneriler göz önünde bulundurularak makul sürede işlem tesis edilmesi ile gerekli mevzuat çalışmalarında dikkate alınması,
- 36 numaralı paragrafta belirtilen çalışmaların işbirliği içinde yürütülmesi için en kısa zamanda yerel yönetim temsilcileri ile veterinerler, doktorlar, biyologlar gibi görevlilerden oluşan bir temsilci grubu ile çalışma yapılması ve - Kısırlaştırma ve aşılama faaliyetlerinin kırsal alanlarda ve köylerde de Bakanlık, İl Özel İdaresi gibi kuruluşlarca yapılarak sistem bütünlüğü sağlanması için TARIM VE ORMAN BAKANLIĞINA TAVSİYEDE BULUNULMASINA,
- Uzun vadede bir başarı sağlanması adına sokak hayvanları popülasyonu yönetim sistemine yönelik oluşturulan plan ve programın da bir ulusal politika haline getirilerek sağlık, eğitim, çevre, kırsal kalkınma gibi ulusal politikalara entegrasyonunu sağlanarak mevcut koşullara uyarlığının sağlanması için TARIM VE ORMAN BAKANLIĞINA, SAĞLIK BAKANLIĞINA, MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA ve İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA TAVSİYEDE BULUNULMASINA,
-    Sokaklardaki şikâyete konu olan saldırgan ve sürü halinde gezerek insanlara zarar veren hayvanların acilen toplatılmasının ve kısırlaştırma ve aşılama gibi çalışmaların kesintisiz ve dikkatli bir şekilde yürütülerek daha dikkatli olunması için ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞINA ve ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞINA TAVSİYEDE BULUNULMASINA,
Kararın ŞİKÂYETÇİYE ve TARIM VE ORMAN BAKANLIĞINA, SAĞLIK BAKANLIĞINA, MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA, ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞINA ve ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞINA tebliğine,
Kararın bir örneğinin de bilgileri için CUMHURBAŞKANLIĞI HUKUK POLİTİKALARI KURULU ile HUKUK VE MEVZUAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE tebliğine karar verilmiştir.”

12.    Bu kapsamda yukarıda yer alan Tavsiye Kararında da yer verildiği üzere; hem insanların şikâyetleri hem de sokak hayvanlarının yaşadığı zorluklar bakımından gerekli analizlerin yapılması ve uygulamada meydana gelen sorunlar göz önünde bulundurularak yerel yönetimlerin ve “veteriner, doktor, biyolog” gibi görevlilerin bilimsel ve teknik görüşleri dikkate alınmak suretiyle düzenleyici çalışmalar yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

13. Başvuru konusu somut olayda; Mamak Belediye Başkanlığı tarafından, sadece bir ay içinde farklı mahallelerden beş adet yaralama şikâyetinin yapıldığı ve 2021 yılının ilk sekiz ayında sokak hayvanlarına ilişkin olarak gelen şikâyet sayısının 121 adet olduğu ifade edilmiştir. Söz konusu sayıların dikkat çekici seviyede olduğu değerlendirilmektedir. Somut olay özelinde, idare tarafından yakalanıp rehabilite edilen hayvanların 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereği alındığı ortama bırakıldığı, Belediye tarafından 250 hayvan kapasiteli rehabilitasyon ve Geçici Bakım Merkezinin mevcut olduğu, 2021 yılının ilk sekiz ayı itibariyle ilgili Merkezde 28 adet köpeğin rehabilite edildiği, sokak hayvanlarının rehabilite süresi bittikten sonra barınaklarda tutulmasının 5199 sayılı Kanun’a aykırı olduğu ifade edilmiştir. Yine, Başkanlıkları tarafından ilgili bölgedeki hayvanların kısırlaştırma işlemleri ve tedavilerinin yapıldıktan sonra 5199 sayılı Kanun gereği alındığı ortama tekrar bırakıldığı belirtilmiştir.

14. Diğer taraftan, Hayvanları Koruma Kanunu gereği Geçici Bakım Merkezinde saldırgan mizaçlı hayvanların imkânlar ölçüsünde barınakta tutulduğu, rehabilite edilen (kısırlaştırılan, mikroçip takılan, aşılanan, antiparaziter tedavileri tamamlanan, kulak küpesi takılan) hayvanların barınak dolu olduğunda gönüllü kuruluşların barınağında geçici süreyle muhafaza edildiği ve ismi anılan kişiye de saldırgan mizaçlı hayvanların bu amaçla bırakıldığı göz önüne alındığında belediyelerin mevcut imkân ve kaynaklarının yetersiz kaldığı noktalarda konu ile ilgilenen sivil toplum kuruluşlarından destek alabileceği değerlendirilmektedir.
Diğer taraftan sokak hayvanlarının kontrolüne yönelik çalışmalar yapılırken yetkili olmayan kişiler tarafından kontrol dışı hayvan koruma hareketlerinin ortaya çıkmaması ve sokak hayvanlarına yönelik çalışmaların mevzuata uygun şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Bu kapsamda derneklerle yerel yönetimler arasında iletişim kopukluğu olmamasına ve işbirliği içinde çalışmaların yürütülmesine dikkat edilmesinin ve derneklerin yapmış olduğu çalışmaların yerel yönetimlerin programlarına dahil edilerek gerekli denetimlerin yapılması gerekmektedir. İdareler tarafından gerek belediyeye ait gerekse özel barınakların kapasite ve koşullarının denetiminde gerekli önlemleri almasının önemli olduğu değerlendirilmektedir. Nitekim başvuran tarafından gönderilen ek dilekçeler incelendiğinde idare tarafından Kartaltepe Mahallesinde yapılan çalışmaların bölgede hayvan sever gönüllüsü olarak çalışan kişi ile koordineli olarak yapıldığı anlaşılmıştır. Buna karşın, bilindiği üzere kamu idareleri hizmetleri gereği gibi ifa etmekle birlikte yürüttükleri hizmetin işleyişini sürekli kontrol etmek ve bu hususta gerekli önlemleri almakla da yükümlüdürler. Bu kapsamda, hem insan sağlığını ve güvenliğini hem de hayvanların korunmasını sağlayacak tedbirlerin alınması, düzenlemelerin ivedilikle yapılması ve bu hususlardaki denetimlerin titizlik ile devam ettirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.

15. Başvuranın iddiaları, idarelerin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat hükümlerinin incelenmesi ve tüm dosya kapsamı ile birlikte Kurumumuzca yapılan değerlendirme neticesinde;
15.1. Başvuru dilekçesinin ekleri incelendiğinde, idare tarafından sadece bir ay içinde birkaç mahallede beş adet ısırma şikayeti geldiği, sekiz ayda sokak hayvanlarına ilişkin gelen şikâyet sayısının 121 adet olduğu, idare tarafından yakalanıp rehabilite edilen hayvanların 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereği alındığı ortama bırakıldığı, Belediye tarafından 250 hayvan kapasiteli rehabilitasyon ve Geçici Bakım Merkezinin mevcut olduğu, Kartaltepe Mahallesinde yapılan çalışmaların bölgedeki hayvan sever gönüllüsü ile koordineli çalışılarak yapıldığı ve toplanarak müşahedede tutulan hayvanların rehabilite edildiği anlaşılmıştır. Bu noktada, başvuranın kısır, küpeli ve saldırgan olmayan sokak hayvanlarının düzenli olarak toplanıp yok edilmemesi, kısırlaştırılması için belediye yetkilisine teslim edilen sokak hayvanlarının alındıkları bölgeye bırakılması, yeni yakalanan ve halen Mamak Belediyesi Rehabilitasyon Merkezinde bulunan sokak hayvanlarının alındıkları bölgeye getirilmesi, Belediyenin sokak hayvanlarını yaşatmak için vatandaşları bilmediği dernek veya kişilere yardıma yönlendirmemesi için gereğinin yapılmasını taleplerine konu iddialar hakkında somut bir veriye ulaşılamaması nedeniyle bu talepler yönünden başvurunun reddi gerektiği,
15.2.  Diğer taraftan, benzer şikâyet konusu hakkında Kurumumuzun 29/01/2019 tarih ve E.2134 sayılı Tavsiye Kararında yer verilen hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönünden değerlendirmelerin, ilgi şikâyet konusu hakkında yürütülecek iş ve işlemlerde dikkate alınması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

8. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme

16.  İyi yönetim ilkelerine, 28/03/2013 tarih ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "İyi yönetim ilkeleri" başlıklı 6’ncı maddesinde yer verilmiştir. İdarece, Kurumumuzun bilgi ve belge talebine süresi içinde cevap verildiği, İdarelerin başvuranla ilgili işlemlerinde, “Makul sürede karar verme” ilkesine uygun davrandığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte yine bu ilkelere göre yapılan değerlendirmede, başvurana idarece verilen cevabi yazıda hangi sürede hangi mercilere başvurabileceği bilgisinin verilmediği görülmüş olup ilgili İdarenin "Karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi" ilkesine uymadığı tespit edilmiştir. İdarenin bundan sonra bahse konu ilkelere de uygun davranması önerilmektedir.

VI. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMA
17.  6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun 21’inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca
başvurunun Kurumumuz tarafından reddedilmesi hâlinde, durmuş olan dava açma süresi gerekçeli ret kararının ilgiliye tebliğinden itibaren kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. Söz konusu maddenin ikinci fıkrası uyarınca ise, Tavsiye Kararının idarelere tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idareler tarafından herhangi bir eylem ya da işlem tesis edilmezse (varsa) dava açma süresinden kalan süre işlemeye devam edecek olup Ankara İdare Mahkemesinde yargı yolu açıktır.

VII. KARAR
Yukarıda açıklanan gerekçe ve dosyanın kapsamına göre, başvurunun KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE;
Başvuruya konu iddialar hakkında somut bir veriye ulaşılamaması nedeniyle başvurunun bu aşamada REDDİNE,
Diğer taraftan; şikâyetler sonucu sokaklardan toplanarak rehabilite edilen (kısırlaştırılan, mikroçip takılan, aşılanan, antiparaziter tedavileri tamamlanan, kulak küpesi takılan) hayvanlara yönelik çalışmaların kesintisiz ve dikkatli bir şekilde yürütülmesi, mevcut bakım evlerinin kapasitelerinin artırılması ve iyileştirilmesi ile hem insan sağlığını ve güvenliğini hem de hayvanların korunmasını sağlayacak tedbirlerin alınması hususlarında gerekli tedbir ve denetimlerin titizlikle yürütülmesine devam edilmesi noktasında MAMAK BELEDİYE BAŞKANLIĞINA TAVSİYEDE BULUNULMASINA,
Kararın BAŞVURANA ve MAMAK BELEDİYE BAŞKANLIĞINA tebliğ edilmesine,
6328 sayılı Kanunun 20’nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, idare tarafından bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,
Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi’nce karar verildi.

 

Bakmadan Geçme