Kritik görevdeki bürokrattan stajyer alımında torpil ve ayrımcılık iddiası
AK Parti 31 Mart seçim sonucunu analiz ediyor. Ancak bir bürokratın yıllar önce verdiği bilgiler sonuca nasıl gidildiğinin ipuçlarını gösteriyor. Bir bürokrat kendinden önce yıllardır torpil yapıldığını iddia edecek kadar işi büyütüyor ve kimseden de ses çıkmıyor.
Yazının başlığı "Stajyer sisteminde devrim". Yıl 2021. Hürriyet Gazetesi yazarı Fatih Çekirge, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı tarafından hazırlanan Stajyer Sistemini aldığı bilgiler doğrultusunda açıklıyor. Adeta Çekirge’ye verilen bilgilerde AK Parti iktidarının stajyer alımında yıllarca torpille alım yapıldığı ifşa ediliyor. AK Parti de seçim yenilgisini araştırıyor. En kritik görevdeki bürokrat kendinden önceki dönemde torpil yapıldığını iddia ediyor. Gerisini siz düşünün.
Güzel bir çalışma tanıtılırken kamu kurum ve kuruluşlarını kötüleme gereğine niçin gerek duyulur? Özellikle Cumhurbaşkanlığının bir birimi AK Parti iktidarındaki stajyer alımı uygulamasındaki torpile son verildiği gibi bir açıklamanın yapılmasına nasıl müsaade eder? Eğer yapılan açıklama bu Başkanlığın bilgisi dahilinde yapılmışsa durum daha kötü ve tam bir skandalla karşı karşıyayız demektir.
İsterseniz yazıya bakalım; "Cumhurbaşkanlığı İK Başkanlığı ‘torpille staj’ dönemini bitirecek bir sistem getiriyor. "Stajyer sistemi” yıllardır bürokrasinin çukurunda amaçsız, ufuksuz bir hal almıştı.
Bilirsiniz... Yaz ayları yaklaşırken bir “stajyer” gündemi başlar.
Falanca kurumun başkanına, patronuna ya da genel müdürüne açılan telefonlar:
“Bizim kızın bir staj işi vardı da... Senin marka bizim kız için çok önemli...”
“Yahu sen staja al, gerisi önemli değil...”
Evet tam da böyledir öğrencinin staj arayışı.
Stajyer sisteminde devrim
Önceki gün bu kanayan yarayla ilgili çok önemli bir bilgi alıyorum.
Cumhurbaşkanlığı İK Başkanlığı, Türkiye’deki ve yurtdışındaki öğrenciler için yepyeni bir “stajyer sistemi” geliştirmiş.
Devrim gibi bir çalışma.
Öncelikle ahbap çavuş ilişkilerine, “bizim oğlan” aramalarına gerek bırakmayacak bir sistem.
Dahası... Stajda torpil bitiyor.
Değerlendirmeler de şu başlıklar üzerinden yapılıyor: Akademik/mesleki, sanatsal/sosyal ve sportif yeterlilikler...
Kamu ve özel sektör stajyer alırken son ana kadar kimlik bilgilerini görmeyecek. Çünkü o aşamada İK Başkanlığı devreden çıkacak. Öğrenci ve kurum karşı karşıya gelecek. Yani liyakat esas olacak..."
Yazı soru cevap yöntemiyle devam ettiriliyor. Hem de ne sorular. O kadar iddialı sorular ki adeta sorularla kamu kurumları yerin dibine batırılıyor. Ne torpille stajyer alımı yapıldığı kalmış ne de stajyer alımında siyasi partiye ya da inanca göre değerlendirme yapıldığı. Elbette bu iddiaların ispatı gerekiyor.
Kamu kurumları öğrencileri stajyer olarak alırken torpil işleyecek mi?
Yazıda geçen soruya şu cevap veriliyor:
Torpile imkân yok. Çünkü öğrencinin kimlik bilgileri görülmeyecek. Yani ister özel sektör ister kamu kurumu olsun başarı değerlendirme puanını kendisine uygun gören kurum öğrencinin kimliğini bilmeden teklifte bulunacak.
Cumhurbaşkanlığı İK herhangi bir siyasi partiye ya da inanca göre değerlendirme yapabilir mi?
Yine başka bir soruya ise şu cevap veriliyor:
Kesinlikle mümkün değil. Çünkü ölçme ve değerleme de yalnızca başvuran öğrencinin yeterlilik bilgilerine göre olacak. Zaten bu noktadan sonra İK devreden çıkıyor. Kurum ve öğrenci baş başa kalıyor. Öğrencinin liseden lisans son sınıfa kadar sergilenen performansı ve elde edilen başarıları göz önünde bulundurulacak.
Hürriyet yazarı Fatih Çekirge aldığı bilgilere dayanarak konuyu köşesine taşımıştır. Ama bu açıklamalar son derece sorunlu ve bir o kadar da başı sonu düşünülmeden yapılan açıklamalar cinsindendir.
Sorunun aksinden hareket edildiğinde bu sistem gelene kadar Ak Parti iktidarında kamu kurumları öğrencileri stajyer olarak alırken torpil yapıyordu anlamı çıkmaktadır. Gerçek böyle mi? Öncelikle Cumhurbaşkanlığı İK Başkanlığının bunu ispat etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde kamu kurumları zan altında kalacaktır. Yani yapılan güzel bir uygulama ancak bu kadar kötü bir hale dönüştürülebilirdi. Eğer İK Ofisince verilen bilgiler köşe yazısında belirtilen içerikteyse durum daha vahim demektir.
Yine sorulardan hareket ettiğimizde bu sistem gelene kadar Ak Parti iktidarında stajyer alımında herhangi bir siyasi partiye ya da inanca göre değerlendirme yapıldığı anlamı çıkar ki bu iddia da ispata muhtaçtır. Keşke bir konuda bir açıklama yaptırılırken kamu kurumlarını zan altında bırakan açıklamalardan uzak durulsaydı. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde faaliyet yürüten bir Başkanlık adeta iktidarın yıllarca torpil yaptığını iddia ediyor ve kimseden ses çıkmıyor.
Ak Partinin sonuçlar üzerinde düşünmeyi çok uzaklarda aramasına gerek yok. En kritik görevdeki bir bürokrat iktidarı suçluyor ama kimse farkında dahi değil. Gerisini siz düşünün.