Okul masraflarında yüzde 88,8'lik artış

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun raporuna göre, okul masraflarındaki artış geçen yıla göre yüzde 88,8 oranında yükseldi. Eğitimdeki bütçe yetersizlikleri velilerin mali yükünü artırıyor.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Mali Sekreteri Hasan Kütük, 9 Eylül’de başlayacak eğitim öğretim yılına dair yaptıkları kapsamlı araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Kütük, eğitim masraflarındaki artışın 2023 yılına göre yüzde 88,8 oranında olduğunu belirtti. Kütük, "Okulların açılmasıyla birlikte çocuklar, veliler ve öğretmenler zorlu bir eğitim-öğretim yılı bekliyor. Hükümetin Milli Eğitim Bakanlığı'na yeterli bütçe ayırmaması nedeniyle okul idareleri, bu giderleri karşılamak için velilere yükleniyor. Veliler müşteri, öğretmenler tahsildar, okullar ise ticarethane haline geldi” dedi.

SENDİKANIN RAPORUNUN DETAYLARI:

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun raporunda, okul masraflarındaki artış detaylı bir şekilde ele alındı. Raporda 2019, 2022, 2023 ve 2024 yıllarındaki okul başlama maliyetleri karşılaştırılarak, şu sonuçlara ulaşıldı:

- Okulöncesi:2023 yılına göre, 2024 yılında okula başlama maliyetleri yüzde 98,9 oranında arttı. Bu artış, çocukların erken yaşlarda eğitim maliyetlerinin yüksek olduğunu gösteriyor.
- İlkokul:2023 yılına kıyasla, 2024 yılında ilkokul başlama maliyetleri yüzde 84,25 oranında yükseldi. Düşük ve orta gelirli aileler için bu artış ciddi bir ekonomik yük oluşturuyor.
- Ortaokul:2023 yılına göre, 2024 yılında ortaokul başlama maliyetleri yüzde 91,91 oranında arttı. Ortaokul düzeyindeki eğitim giderlerinin de oldukça yüksek olduğu görülüyor.
- Lise:2023 yılına kıyasla, 2024 yılında lise başlama maliyetleri yüzde 80,46 oranında yükseldi. Lise düzeyindeki eğitim masraflarındaki bu artış, ailelerin bütçelerini zorluyor.

Raporda, ortalama artış oranı yüzde 88,8 olarak belirtildi.

EĞİTİMDEKİ EKSİKLİKLER VE BÜTÇE SORUNLARI:

Rapora göre, okullar 2024-2025 eğitim öğretim yılına birçok eksiklikle başlamaya hazırlanıyor. Fiziksel eksikliklerin yanı sıra temizlik ve güvenlik personeli gibi hizmetlerde de yetersizlikler söz konusu. Kadrolu yardımcı hizmetli ve güvenlik görevlisi ataması yapılmadı, yaklaşık 65 bin güvenlik ve 105 bin temizlik görevlisine ihtiyaç duyuluyor.

Ayrıca, yeterli öğretmen ataması yapılmaması nedeniyle eğitim sisteminde ciddi sorunlar yaşanıyor. Önceki öğretim yılında 85 binin üzerinde ücretli öğretmen çalıştırıldığı göz önüne alındığında, en az 100 bin öğretmen ataması yapılması gerektiği vurgulanıyor. Şu anda yapılan 20 bin atamanın bu ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğu, dolayısıyla öğretmen açığının ücretli öğretmenlik sistemiyle kapatılmaya çalışıldığı belirtiliyor.

Eğitim iş görenlerinin mali zorluklar yaşadığı da raporda yer alıyor. 25 yıllık bir öğretmenin maaşının 44 bin lira olduğu ifade ediliyor ve eğitim öğretime hazırlık ödeneğinin en az bir maaş tutarında olması gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, öğretmen maaşlarının yoksulluk sınırının üzerinde olması gerektiği öne sürülüyor.

OKUL BÜTÇELERİ VE EĞİTİM HARCAMALARI:

Raporda, okul bütçelerinin oluşturulmadığı sürece velilerden para toplanmaya devam edileceği vurgulanıyor. Okul başlama maliyetlerindeki bu büyük artış göz önüne alındığında, velilerin mali yükünün hafifletilebilmesi için okul bütçelerinin oluşturulması gerektiği belirtiliyor. Devlet okullarında örgün eğitimde 15.887.296 öğrenci bulunuyor ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) bütçesi 1.092.129.668.000 TL olarak öngörülüyor. Okullara her eğitim öğretim yılının başında öğrenci başına en az 1000 lira bütçe gönderilmesi gerektiği ifade ediliyor. Bu durumda, MEB bütçesinin sadece 15,88 milyar lirasının (%1,45) kullanılmış olacağı belirtiliyor.

Raporda, önceki Milli Eğitim Bakanı'nın okullara bütçe gönderildiğini ifade ettiği, ancak MEB tarafından sadece liselere bütçe gönderildiği, ilkokul ve ortaokulların yalnızca elektrik, su ve ısınma giderlerinin karşılandığı belirtiliyor. Bin öğrencisi olan okulların en az 5-6 temizlik görevlisine ihtiyaç duyduğu, ancak bu okulların sadece altı temizlik personeli için aylık yaklaşık 150 bin lira ödendiği ifade ediliyor. Merkezi bütçeden aktarılan kaynakların okul temizliğini dahi karşılamaktan yetersiz olduğu vurgulanıyor.

Sonuç olarak eğitim harcamalarındaki yüksek artış ve bütçe yetersizlikleri, devlet okullarında eşit ve parasız eğitimin sağlanamadığını, okulların toplumdaki eşitsizlikleri yansıttığını ortaya koyuyor. Türkiye’nin eğitim bütçesi uluslararası standartların çok altında kalıyor, öğrenci başına yapılan harcamalar OECD ülkeleri ortalamasının neredeyse iki katı kadar düşük seviyelerde bulunuyor. Bu durum, eğitim alanındaki bütçe yetersizliklerinin ve gelir dağılımındaki eşitsizliklerin, eğitim sisteminin kalitesini ciddi şekilde etkilediğini gösteriyor.

Bakmadan Geçme