Otomobilin çarpmasıyla can veren 3 yaşındaki Ertuğrul'un babası konuştu
Kocaeli'de pazar günü otomobilin çarpması neticesinde hayatını kaybeden 3 yaşındaki Ertuğrul'un babası konuştu. Adalet istediğini söyleyen baba, Her akşam buraya geldiğimde benim evladım dördüncü kattan iner, gelir beni öperdi. 'Gelme oğlum, merdivenden düşersin' derdim, dinlemezdi. Ben yavrumu 3 gündür bekliyorum, yavrum gelmiyor, 'Baba' demiyor bana. Telefonda arıyordu, 'Baba neredesin?' diyordu, artık demiyor. Ben adalet istiyorum, benim yavrum kara toprakta yatıyor. O adam sokakta geziyor dedi.
Kocaeli’de pazar günü otomobilin çarpması neticesinde hayatını kaybeden 3 yaşındaki Ertuğrul’un babası konuştu. Adalet istediğini söyleyen baba, "Her akşam buraya geldiğimde benim evladım dördüncü kattan iner, gelir beni öperdi. ’Gelme oğlum, merdivenden düşersin’ derdim, dinlemezdi. Ben yavrumu 3 gündür bekliyorum, yavrum gelmiyor, ’Baba’ demiyor bana. Telefonda arıyordu, ’Baba neredesin?’ diyordu, artık demiyor. Ben adalet istiyorum, benim yavrum kara toprakta yatıyor. O adam sokakta geziyor" dedi.
Olay, pazar günü öğle saatlerinde İzmit ilçesi Yenidoğan Mahallesi Nurettin Paşa Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, İ.İ. idaresindeki 77 AL 459 plakalı otomobil, aniden yola fırlayan Ertuğrul Akbulut’a çarptı. Ağır yaralanan 3 yaşındaki Ertuğrul hayatını kaybetti. Gözaltına alınan İ.İ.’nin de işlemlerinin ardından serbest bırakıldığı öğrenildi.
"Çocuğumu kucağıma aldım, o sırada zaten vefat etmişti"
Kazanın nasıl olduğunu anlatan Müslim Akbulut, "O gün büyük oğlumun üniversite sınavı vardı. Eşime, ‘Onu beklemeyelim, dönelim. Sonra alırız’ dedim. Evin önüne gelip arabamı park ettim. Yeğenlerim burada seslenip bana doğru geldiler, onları kucağıma alıp öptüm. O sırada ‘pat’ diye bir ses duydum. Dönüp baktım, oğlumun üstünden araba geçti. Sol tekerlerin ikisi birden üstünden geçti. Araba bir o yana, bir bu yana sallandı. Çocuğumu kucağıma aldım. Zaten o an benim yavrum vefat etmişti" ifadelerini kullandı.
"Kaza olur ama böyle olmaması lazım"
Aracın fren kullanmadığını öne süren Akbulut, "Hepimiz araç kullanıyoruz. Arabamızın tekerine yumruk kadar bir taş değse, o taşı hissediyoruz. Araba kendini sallıyor. Benim çocuğumu bu araba taş kadarda mı hissetmedi? Hadi vurdu, frene dokunsa belki bir teker geçecek çocuğun üstünden. İkinci teker geçmeyeceği için benim yavrum belki de arabanın ortasında kalacaktı. Belki yaşama şansı olacaktı. Hadi ikinci tekeri de geçti, 2 metre de geride kaldı. Ne kadar süratin var veya senin ayağının altı frene basmıyor mu? Bir kurbağayı gördüğümde bile ezmemek için yavaşlıyorum, çünkü o bir canlı. Çünkü onu veren Allah, biz kimiz ki onun canını alıyoruz? Ama burada benim yavrumun kazasında adam fren kullanmadı. Burada kasis var. Biri bana anlatsın, nasıl bir hızla geçiyorsun da kasisten 5-6 metre sonra benim yavruma vuruyorsun? Vicdanı olan, bu olayın normal olduğunu söylesin ben hiçbir şey demeyeceğim. ‘Adam duramazdı’ desinler, ben hiçbir şey demeyeceğim. Kazadır bu, kaza olur ama böyle bir şey olmaması lazım. Arabanın buradan 2’nci vitesle kalkma şansı yok, 2’de araba boğulur. Kalksa bile yapabileceği en fazla 20-25 kilometre sürat. Bu süratle de bir çocuğun üstünden geçilmez" iddiasında bulundu.
"Bizim ciğerimiz yandı, başkasınınki yanmasın"
Olay yerinde bilirkişi raporunun tutulmadığını iddia eden Akbulut, "Buraya polisler gelip rapor tutmuşlar. Bilirkişi gelip bakmamış, bu olayın nasıl olduğuna bakılmamış. İtirazda bulunacağım, çocuğumun hakkını sonuna kadar arayacağım. Bizim ciğerimiz yandı, başkasınınki yanmasın. Allah vermesin, bizim de başımıza gelebilir. Ne olacağını bilemeyiz. Fakat biraz dikkat. Burası mahalle arası, benim çocuğum olmaz başka çocuk olur, çocuk bu neticede. O yüzden hepimizin biraz daha dikkatli olması lazım. Adalet istiyorum. Evlat acısını Allah kimseye vermesin. Anne acısı ve baba acısı da gördüm ama inanın evlat acısının tarifi yok. Her akşam buraya geldiğimde benim evladım dördüncü kattan iner, gelir beni öperdi. ’Gelme oğlum, merdivenden düşersin’ derdim, dinlemezdi. Hanıma kızardım, aşağı göndermemesi için. Hanım da çocuğun dinlemediğini söylerdi. Benim gelmemi beklemiyordu, o kendi aşağı iniyordu. Fakat ben yavrumu 3 gündür bekliyorum, yavrum gelmiyor, ’Baba’ demiyor bana. Telefonda arıyordu, ’Baba neredesin?’ diyordu, artık demiyor. Ben adalet istiyorum. Benim yavrum kara toprakta yatıyor, o adam sokakta geziyor. Adalet bu mu?" şeklinde konuştu.