R&I, Türkiye'nin kredi notu görünümünü durağana yükseltti
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu R&I, Türkiye'nin kredi notunu BB- olarak teyit ederken, not görünümünü 'negatif'ten 'durağan'a yükseltti ve ekonominin 2025'ten itibaren istikrarlı bir büyüme sürecine girmesini beklediklerini açıkladı.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu R&I, Türkiye’nin yabancı para cinsinden kredi notunu BB- seviyesinde teyit ederken, not görünümünü “negatif”ten “durağan”a yükseltti. Kuruluş, Türkiye ekonomisinin büyüme potansiyeline ve mali disipline bağlı kalarak 2025’ten itibaren istikrarlı bir büyüme sürecine gireceğini öngördü. R&I’nin raporuna göre, Türkiye’nin cari açığını daraltması, döviz rezervlerindeki artış ve sıkı para politikası, not görünümünün yükseltilmesinde etkili oldu.
R&I’nin Türkiye Ekonomisi Hakkındaki Görüşleri
R&I tarafından yayımlanan raporda, Türkiye’nin genç nüfus yapısı ve yüksek büyüme potansiyeline dikkat çekildi. Hükümetin mali disiplin politikasına bağlı kalması ve makroekonomik istikrar sürecini sürdürmesi, olumlu değerlendirmelere neden oldu. Raporda, Türkiye’nin mali dengesinin iyileşmeye devam etmesi ve kamu borç oranının düşük seviyelerde kalması bekleniyor. Ayrıca, Merkez Bankası’nın fiyat istikrarına verdiği önemin altı çizilirken, sıkı para politikasının enflasyon oranını düşürmeye yönelik etkileri vurgulandı.
R&I, Türkiye ekonomisinde yaşanan yavaşlamayı bir uyum süreci olarak nitelendirdi ve bu durumun, uzun vadede istikrarlı bir büyüme sürecine dönüşeceğini öngördü. Türkiye’nin 2025 yılından itibaren istikrarlı bir büyüme trendine gireceği, raporda yer alan önemli başlıklar arasında yer aldı. Raporda, ayrıca dış cephede yaşanan endişelerin azaldığı ve döviz rezervlerinin artmaya başladığına işaret edildi.
Türkiye’nin Büyüme Performansı ve Geleceğe Yönelik Beklentiler
R&I raporuna göre, 2021 yılından bu yana Türkiye’nin reel gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) güçlü bir büyüme kaydetti. Özellikle özel tüketim ve ihracattaki toparlanma, bu büyümenin temel itici güçleri olarak gösterildi. Ancak, Şubat 2023’te Türkiye’nin güneyinde meydana gelen depremin sanayi üretimine zarar vermesiyle ekonomide olumsuz etkiler oluştu. Yeniden yapılanma talepleri ve güçlü iç tüketim, bu etkileri bir ölçüde dengeleyerek 2023 yılında %5,1’lik bir reel GSYH büyümesi elde edilmesini sağladı.
Merkez Bankası’nın 2023 yılının ortalarından itibaren sıkı para politikasını sürdürmesi ve enflasyon oranındaki düşüş de ekonomik yavaşlamanın sinyallerini verdi. Raporda, yılın ikinci yarısında ihracatın artmasının beklenmesine rağmen, ekonomik büyümenin bir önceki yıla kıyasla daha zayıf olması öngörülüyor. Hükümet, 2024 yılı için büyüme oranını %3,5 olarak hedeflerken, Uluslararası Para Fonu (IMF) bu oranı %3,4 olarak tahmin ediyor.
Cari Açık ve Döviz Rezervleri
Cari işlemler açığının 2023 yılında %4,0 seviyesine gerilediği belirtilen raporda, iç talebin yavaşlamasıyla birlikte bu oranın 2024 yılında daha da daralması bekleniyor. Ayrıca, döviz rezervlerinde artış eğilimi devam ediyor ve net döviz rezervlerinin pozitif seviyelere ulaşması, Türkiye’nin döviz likiditesi açısından kırılganlığını azalttı. Ancak, rezerv seviyelerinin henüz kısa vadeli dış borçlar karşısında yeterli seviyeye ulaşmadığı ifade edildi.
Mali Denge ve Borç Oranları
Merkezi hükümetin mali açığı, 2022 yılında GSYH’nin %0,9’una gerileyerek fazla vermeye başladı. Ancak, Şubat 2023 depreminin ardından yeniden yapılanma harcamalarının etkisiyle 2023 yılında mali açık %5,2’ye yükseldi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğinde hükümet, mali konsolidasyon girişimlerine başladı ve 2024 yılında mali harcamaların azaltılması, yeni vergi reformları gibi önlemler alınacağını açıkladı.
R&I, 2024 yılı için Türkiye’nin mali açığının %4,9 olmasını öngörürken, 2025 yılında bu oranın %3,1 seviyesine düşeceğini tahmin ediyor. Türkiye’nin genel devlet borcunun 2023 yılı sonunda %29,3 seviyesine gerilemesi, kamu borcunun sürdürülebilirliği açısından herhangi bir endişe yaratmıyor. Hükümet, bu oranın 2024 yılında %25,6’ya düşmesini hedefliyor.