Selden helikopter ile kurtarılan çift yaşadıklarını anlattı
Kastamonu'da 27 Haziran'da etkili olan şiddetli sağanak yağış nedeniyle dereler taştı, köprüler çöktü, evler su altında kaldı. Suyun debisinin yükselmesi nedeniyle evlerinde mahsur kalan vatandaşlar Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı helikopterler ile Jandarma Arama Kurtarma ekiplerince kurtarıldı. Helikopter ile kurtarılan vatandaşlar yaşadıklarını anlattı.
Kastamonu’da 27 Haziran’da etkili olan şiddetli sağanak yağış nedeniyle dereler taştı, köprüler çöktü, evler su altında kaldı. Suyun debisinin yükselmesi nedeniyle evlerinde mahsur kalan vatandaşlar Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı helikopterler ile Jandarma Arama Kurtarma ekiplerince kurtarıldı. Helikopter ile kurtarılan vatandaşlar yaşadıklarını anlattı.
11 Ağustos 2021 tarihinde büyük sel afetini yaşayan Kastamonu, 27 Haziran’da yeni bir afet daha yaşadı. Yaşanan sel afetinde Kastamonu’nun İnebolu, Bozkurt, Abana, Çatalzeytin, Küre, Pınarbaşı, Şenpazar ve Cide ilçeleri büyük hasar gördü.
Ev ve iş yerlerini su bastı
Çay ve derelerin debileri sel suları ile birlikte yeninden yükseldi. Köprüler yıkıldı, yollar göçtü. Taşan sel suları ilçe merkezlerini kapladı. Evleri ve iş yerlerini su bastı, istinat duvarları yıkıldı. Sel suları nedeniyle evlerinde mahsur kalan vatandaşların imdadına Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı Arama ve Kurtarma ekipleri yetişti. Mahsur kalan vatandaşlar tarafından helikopterler ve botlarla tahliye edildi.
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde sağanak nedeniyle Ezine Çayı taştı. Bozkurt ilçesine bağlı İlişi Köyünde mahsur kalan vatandaşların kurtarılması için Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı seferber oldu.
Mahsur kalan vatandaşlar bulundukları bölgeden kurtardı. Can kaybının yaşanmaması için büyük mücadele veren ekipler, mahsur kalanları kucaklarında taşıdı.
Uzun uğraşlar sonucu kurtarıldılar
Şeker hastalığına bağlı olarak ayak damarlarının tıkanması üzerine 8 yıl önce sağ bacağını ve konuşma yetisini kaybeden Yılmaz Topaloğlu afete eşi Namiye Topaloğlu ile birlikte evinde yakalandı. Namiye Topaloğlu, yatağa bağımlı eşi ve kendisinin kurtarılması için yetkililerden yardım istedi. İhbar üzerine bölgeye geçen ekipler Topaloğlu çiftini önce botla kurtarmak istedi, ancak hem suyun debisinin yüksek olması hem de Yılmaz Topaloğlu’nun yatağa bağımlı olması nedeniyle başarılı olamadı. Topaloğlu çiftinin kurtarılması için bölgeye helikopter sevk edildi. Jandarma ekiplerinin de karadan desteği ile Topaloğlu çifti uzun uğraşlar sonucunda mahsur kaldıkları yerden kurtarılarak güvenli bölgeye nakledildi.
"Geçen seneden kalan bir korku vardı içimizde"
Ölümle yaşam arasında gidip geldiğini anlatan Namiye Topaloğlu, Kastamonu’ya 20 gün önce geldiklerini söyledi. İstanbul’da 15 sene yaşadıktan sonra eşinin rahatsızlanması üzerine Bozkurt İlişi Köyüne yerleştiklerini kaydeden Namiye Topaloğlu, “Eşimin ayağı kesilince İstanbul’dan Kastamonu’ya geldik. Yeğenlerimiz bize buradan ev tuttular. Tatil amaçlı buraya geldik. Buraya geleli yaklaşık 20 gün oldu. Biz buraya geldikten sonra yağmurlar başladı. İlk başlarda yağmurlar tehlikeli görünmüyordu, ama daha sonra nasıl olduysa bir yağmur başladı. Geçen seneden kalan bir korku vardı içimizde. Akşam oldu, yağmur bayağı şiddetlendi. Yeğenlerimiz bizi götürmek istedi ama eşim çıkamadı. O yüzden gidemedik. Sabaha kadar uyumadım. Sabah saat 04.00’te kalktım, baktım çok tehlikeli bir şey yoktu. Biraz uyumuşum. Sabah saat 6’da bir kalktım felaket olmuş. Ağaçlar devriliyor, her yer yıkılıyor” dedi.
"Kurtarma ekipleri olmasaydı bile bile ölümü bekleyecektik"
Namiye Topaloğlu yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Muhtarın eşi muhtarı aradı. Muhtarın eşine ’burası patlıyor’ dedim. Oradan bir patladı, su derya gibi akıyor. Daha sonra sel suları evleri basmaya başladı. Sular önce muhtarın evinin altına girdi, oradan bizim eve geldi. Sel suları duvarlardan fışkırdı. Biz çardakta oturuyorduk. Muhtar ‘Burası patlarsa, siler süpürür ve götürür‘ dedi. İçeri de giremiyoruz, dışarıda da kalamıyoruz ve ne yapacağımızı bilemiyoruz. Kurtarma ekiplerini bekliyoruz. Ekipler ip saldırlar, bizi iple çekeceklerdi. İpe de kimse güvenemiyor, duvar patlar diye. Helikopter dönüyor yağmurdan, fırtınadan bizi alamıyor. En sonunda bizi kurtardılar ama nasıl kurtulduğumuzu bilmiyoruz. Ben hatırlamıyorum. Çok korkunçtu. Allah razı olsun. Kurtarma ekipleri olmasaydı bile bile ölümü bekleyecektik. Çok yardımcı oldular. Bizi teselli etmek için 3 kişi canını tırnağına taktı. Allah razı olsun, ’Sakin olun, sizi kurtarmadan buradan gitmeyeceğiz’ dediler. Gitmediler, onlar hepsi kaldılar. Su seviyesinin yükselmesiyle onlar da çaresiz kaldır. O ipleri bağlamak için sürekli uğraştılar. Hepsi bizi korudurlar. Ekipler bana ‘Ne olur teyzem gözünü aç’ diyorlar. Gözümü açamıyorum ki, nerede olduğumu bilmiyorum. Allah hepsinden razı olsun. Çok ilgilendiler. Allah askerlerimizden razı olsun.”
Yılmaz Topaloğlu ise “Yukarı çıktık. Bana su verdiler. Bir ara aşağıya doğru gidiyordum. Tekrar yukarıya çıkardılar beni” diye anlattı.