Sosyal medya hesapları miras bırakılabilir mi?
Gelişen teknoloji, hukuka yeni kavramlar kazandırırken, dijital mülkiyet tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin emsal niteliğinde bir karara imza attı.
Gelişen teknoloji, hayatımızın birçok alanında köklü değişiklikler yaparken, hukukun da yeni kavramlar ve düzenlemeler ile bu değişimlere uyum sağlaması gerekmektedir. Özellikle dijitalleşmenin hızla arttığı günümüzde, dijital mülkiyet ve dijital mal varlığı kavramları giderek daha fazla tartışılmaya başlandı. Ancak bu konudaki yasal düzenlemeler henüz yeterince olgunlaşmamış durumda. Son günlerde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nden gelen emsal niteliğindeki bir karar, sosyal medya ve dijital hesapların miras olarak bırakılabileceğini belirleyerek, bu alandaki hukuki boşluğu doldurmaya yönelik önemli bir adım attı.
Karara konu olan olayda, bir birey, eşi vefat ettikten sonra eşine ait olan Apple iCloud hesabına erişim izni talep etti. Ancak Apple, hesabın sahibi olan kişinin mirasçısı olduğunu kanıtlamadan bu erişim iznini veremeyeceğini bildirdi. Yerel mahkeme, başvuruyu değerlendirirken, "Murise ait cep telefonunda bulunan iCloud hesabına erişilmeden cep telefonundan telefonda kayıtlı resimlere murisin mirasçıları tarafından ulaşılacağı" ifadeleriyle özel hayatın gizliliği ilkesinin ihlal edileceği yönünde karar verdi. Bu durum, dijital mülkiyetin hukuki boyutunu sorgulayan önemli bir tartışma başlattı.
İstinaf aşamasında, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi, dijital mülkiyete dair henüz yasal bir düzenlemenin olmadığını belirtti. Mahkeme, geçmişte elektronik posta hesapları ve sosyal medya hesaplarının maddi bir değer taşımadığını ifade ederken, günümüzde bu hesapların reklam gelirleri elde edilen maddi karşılıklar haline geldiğini vurguladı. Verilen karar, sosyal medya hesaplarının ve dijital para cüzdanlarının bağlı olduğu e-posta hesaplarının artık kişisel kullanımın ötesine geçtiğini ve ticari değeri olan dijital mal varlığı kapsamına girdiğini belirtti.
Bu karar, dijital miras kavramını hukuki bir çerçeveye oturtarak, sosyal medya ve diğer dijital hesapların miras olarak devredilebileceğini ortaya koydu. Böylece, bu hesapların değerinin ve hakların mirasçılara devredilmesi gerektiği kabul edildi. Dijital mülkiyetin hukuki olarak tanınması, ilerleyen dönemde benzer davalarda emsal teşkil edebilir ve dijital varlıkların miras bırakılması konusundaki belirsizliklerin giderilmesine katkı sağlayabilir.
Sonuç olarak, dijitalleşen dünyada sosyal medya hesapları ve diğer dijital varlıkların miras bırakılabilirliği, önemli bir hukuk meselesi haline gelmiştir. Bu durum, çalışanların ve bireylerin dijital mülkiyetlerini koruma ve devretme hakkını güvence altına almak adına yeni düzenlemeler yapılmasının gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Gelecekte, dijital mülkiyetle ilgili daha kapsamlı ve net düzenlemelerin yapılması, bu alandaki hukuki belirsizliklerin giderilmesi için büyük önem taşıyor.