Türkiye'ye yatırım ilgisinde patlama var

Özellikle pandemi sonrası Uzakdoğu’dan mal temini konusunda yaşanan sıkıntılar ve yükselen maliyetlerin Avrupa’nın ve İtalya’nın Türkiye’ye olan ilgisini arttırdı.

İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Livio Manzini, yurtdışından Türkiye’ye İtalya ve Türkiye arasındaki ticaret hacminin 23 milyar dolarla rekor kırdığını belirterek, böyle bir hareketliliğin hiçbir zaman yaşanmadığını vurguladı. Manzini, "Türkiye geleneksel olarak ekipman ve makine ithal eden bir ülkeydi. Sonradan sanayi gelişti. Türkiye’nin rekorlar kıran ihracatında makine üretimi de çok önemli bir rol oynuyor. Türkiye, adı konuşulduğunda neredeyse tüm sektörlerde imalat yapan bir ülke haline dönüştü” dedi. Türkiye ile İtalya arasındaki ilişkilerin özellikle Covid dönemi sonrası büyük bir ivme kazandığının altını çizen Manzini, "2021 rakamlarına baktığınızda ikili ticarette 23 milyar dolarla rekor kırdık. Bu hiçbir zaman yaşanmamıştı. Önümüzdeki dönemde ivmenin daha da artmasını bekliyoruz. 2025 yılı için belirlenen 30 milyar dolarlık hedefe ulaşılabileceğini öngörüyoruz. İlgi açısından hakikaten bir patlama var. Yatırımın her türüne ilgi var. Ofis açmak isteyenler, Türkiye’deki güçlü mühendislik altyapısından yararlanmak için özel mühendislik hizmetleri verenler, Ar-Ge merkezi kurmak isteyenler, üretim yapanlar. Hem Türkiye’nin potansiyeli için hem de Türkiye’den üçüncü ülkelere satmak için geliyorlar. Türkiye coğrafi konum olarak Avrupa’ya da, Ortadoğu’ya da Afrika’ya da bakabiliyor. Rusya’ya yaptırım uygulamadığı için Rusya ile ilişkileri devam ettirebiliyor. Türkiye her şeyin ortasında. Ayrıca sektörler de çok çeşitli" dedi.

Manzini, özellikle pandemi sonrası Uzakdoğu’dan gerek mal temini konusunda yaşanan sıkıntılar gerekse de yükselen maliyetlerin Avrupa’nın ve İtalya’nın Türkiye’ye olan ilgisini artırdığını kaydetti. Dünyada artık tedarik zincirlerinin kısaltılmasının çok önemli hale geldiğini belirten Manzini, "Malların çok uzaktan getirilmesinin zincirin zayıf halkası olduğu ortaya çıktı. Ayrıca sürdürülebilirlik ve karbon ayak izi konularına baktığınızda uzun tedarik zincirlerinin olumsuzluğu da daha belirgin hale geldi" dedi.