• Haberler
  • Memur
  • Üç örnek üzerinden görevin özelliğinden kaynaklanan etik ihlalleri

Üç örnek üzerinden görevin özelliğinden kaynaklanan etik ihlalleri

Üç örnek üzerinden kamu görevlisinin görevinin özelliğinden kaynaklanan nedenlerle işlenen etik ihlallerini açıklamaya çalışacağız.

MEMUR5.COM editörü, kamu görevlilerinin etik ihlallerini irdeleyen üç örnek üzerinden, görevin özelliğinden kaynaklanan etik dışı davranışları inceledi. Haberde etik değerlere uymayan kamusal davranışlar, üç ayrı örnekle gözler önüne seriliyor. Belediye mezarlığındaki imamın defin işlemleri sırasında para talep etmesi, fen işleri müdürünün akrabasına yönlendirme yaparak çıkar çatışması yaratması ve bir üniversitede görevli bir profesörün hastalarını özel kliniğinde tedavi etmesi, etik dışı uygulamalara örnek teşkil ediyor. Bu örneklerde, kamu görevlilerinin mesleki etik kurallarına aykırı davranışlarına dikkati çeken MEMUR5.COm editörü, bu durumların göz ardı edilemez bir sorun olduğunu işaret ediyor.

Örnek 1- Belediye mezarlığında görev yapan imama, defin işlemlerini yerine getirdiği cenazelerin sahipleri para vermek istemektedir. İmamın, cenaze sahiplerinin vermek istedikleri parayı alması etik açıdan doğru değildir ama zorla cebe konulan paraya da ne yapılabilir ki. Bazen cenaze sahipleri acısını azaltmak için verilen parayı görmezler bile. Kamu görevlileri verdikleri hizmetin karşılığında devletten maaş ya da ücret almaktadır. Bu nedenle iş sahiplerinden yaptıkları işin karşılığında ayrıca ayni veya nakdi bir bedel almaları doğru değildir.

Örnek 2 - Fen işleri müdürünün amcası inşaat malzemeleri satmaktadır. Kendisini ziyarete gelen yeğenine, belediyeye iş yapan firmaları, kendisinden malzeme almaları konusunda yönlendirmesi için ricada bulunmaktadır. Müdür ne yapmalıdır? Amcasına bu davranışın doğru olmadığını anlatmalı, firmaları şirketine yönlendirmesi durumunda çıkar çatışması meydana geleceğini açıklamalıdır. Bazen de bu tür görevlerde bulunanlar özellikle yakınlarına firma kurdurmaktadırlar.

Örnek 3- Bir üniversitede gastroenteroloji alanında Prof. Dr. olarak görev yapan bir öğretim üyesi kendisine muayene için gelen hastaları üniversite yerine özel kliniğinde tedavi etmektedir. Özel kliniğinde yüksek ücretlerle hastalardan muayene ücreti alan Prof. Dr. normal şartlar altında üniversite hastanesinde yapılabilecek tetkikleri anlaştığı bir merkezde yaptırmaktadır. Ameliyat gerektiği hallerde ise ameliyatlar üniversite hastaneleri yerine anlaşmalı olduğu özel hastanelerde yapılmaktadır. Bu akademisyen konusunda çok yetkin olduğu için hastalar mecburen özel kliniğine gitmekte ve özel hastanelerde ameliyat olmaya razı olmaktadırlar.

İnsanı hayrete düşüren ise özel klinikte yapılan tedavi ücretleri için fiş veya fatura verilmediği gibi istenilmesi halinde de ilave olarak Katma Değer Vergisi (KDV) tutarı ücrete eklenmektedir. Bu olay o kadar sıradan hale getirilmiştir ki ne denetleyen, ne etiklik sorgulaması yapan, ne de vergi denetimi yapan bulunmamaktadır. Zavallı hastalar ise kaderlerine razı olarak kuzu kuzu tedavi ücretini ve diğer tetkik masraflarını ödemekte ve doktora muhtaç oldukları için de hiçbir şekilde şikayetçi olmamaktadırlar. Etik ve kanun ihlallerinin bu kadar aleni yapılmasına hayret etmemek mümkün değildir. Nereden bakılırsa bakılsın ortada hem etik dışı birçok olay var, hem de açıkça kanunlara aykırı uygulama sıradan hale getirilmiştir.

Diğer yandan, 2547 sayılı Kanun’da öğretim üyelerinin hangi hallerde başka işler yapacağı belirtilmiş olup, böyle bir yöntem tamamen kanun dışındadır. Yani hiçbir şekilde hastaların özel kliniğe yönlendirilmesi ve yapılan tedavilerde kayıt dışı işlemlere cevaz verilmesi mümkün değildir. Özetle üniversiteler, öğretim üyelerinin showroom’u olarak kullandırılmamalıdır. Daha önce bu durumlar öğretim üyeleri ve doktorlar için geçerliydi ve yapılan kanuni düzenleme ile ya kamu ya özel seçeneği sunularak sorun çözülmüştü. Ancak, öğretim üyeleri bir şekilde tekrar sistem dışına çıkmayı becerdiler ve gelinen durum ortada.

Bakmadan Geçme