Üst düzey kamu görevlilerinin uzun süreli vekaletle imtihanı
Son zamanlarda kamu kurumlarında üst düzey görevlerde bulunanların uzun süreli vekaletleri dikkat çekmektedir.
Her ne kadar vekaleten atananlar asillerin bütün yetkilerini kullansalar da bütün haklarından yararlanamamaktadırlar. Özellikle de emeklilik haklarından yararlanamazlar.
Yine üst düzey görevlerde rüzgarlar sert estiği için vekaleten görev yapanlar için bu görevler maddi ve manevi olarak oldukça yıpratıcıdır.
Ayrıca, üst düzey görevlerde bulunanlar idari, mali ve adli süreçlerle sürekli olarak karşı karşıya kalırlar. Bu kadar riskli bir süreç içerisinde olup ta bu kadroların özlük haklarından yararlanamamak ise en üzüntü verici olanıdır. Düşünün ki yıllarca bir görevde vekaleten bulunuyorsunuz ve sonra asaleten atanmadan görevden alınıyorsunuz. Bu durumun çevreye dahi izahı oldukça zordur.
Yine vekaleten bakılan görevlerdeki diğer bir risk ise bu görevlere boş olduğu düşüncesiyle sürekli olarak birilerinin talip olmasıdır. Nasıl olsa bu zamana kadar atamadılar bundan sonra da atamazlar düşüncesiyle bu görevlere sürekli olarak birileri talip olacaktır.
Diğer yandan, asaleten atanma beklentisi de ister istemez istenmeyen bazı yanlış işlerin de yapılmasına zemin hazırlamaktadır. Geleceği iki dudak arasında olan bir kamu görevlisinin rahat çalışması oldukça zordur. Bazen yanlış işlere imza attırılması daha kolay diye vekalet süresinin uzatıldığına da şahit olunmaktadır.
Sonuç olarak üst düzey kamu görevlileri için vekalet süresinin sınırlandırılmasında fayda olduğunu düşünüyoruz. Ya belirli bir süre sonra görevlendirme sonlandırılmalı ya da asaleten atama yapılmalıdır. Kişi vekalet ettiği görevin hakkını veriyorsa asaleten atanılarak hakkının teslim edilmesi gerekmektedir. Kamu görevlilerinin vekaletle yıpratılması ise en nihayetinde kamu hizmetinin kalitesine yansıyacaktır.