- Haberler
- Yargı Kararları
- Yargıtay: Ticari sır niteliğindeki belgeleri kopyalamak 'iyi niyet kurallarına' uymaz
Yargıtay: Ticari sır niteliğindeki belgeleri kopyalamak 'iyi niyet kurallarına' uymaz
Yargıtay'dan iyi niyet kurallarına aykırı davranışlarla ilgili önemli bir karar geldi.
Bir teknisyen, çalıştığı şirketin ticari sır niteliğindeki belgelerini kopyaladığı gerekçesiyle tazminatsız olarak işten çıkarıldı.
Ancak iş mahkemesi, teknisyenin haksızlığa uğradığına hükmetmişti.
Yargıtay'a yapılan temyiz başvurusu sonucunda, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin verdiği kararda, işverenin güvenini kötüye kullanma, hırsızlık yapma veya işverenin meslek sırlarını ifşa etme gibi davranışların işverene haklı fesih imkanı verdiği belirtildi.
Bu çerçevede, davacının işyerindeki belgeleri izinsiz kopyalaması iyi niyet kurallarına aykırı bir davranış olarak değerlendirildi ve işçinin taleplerinin reddedilmesi gerektiği vurgulandı.
Yargıtay kararında şunlar kaydedildi:
"4857 sayılı İş Kanununun 25'inci maddesinde ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmıştır. İşverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi dava dilekçesinde, feshe dayanak yapılan evrak fotokopilerini zaten kendisinde var olan evrakları güncellemek amacıyla çektiğini ileri sürmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının işyerinde çalışırken işverene ait belgeleri fotokopi çekmek suretiyle kopyaladığı, bu belgelerin fotokopilerinin çekilmesinde yetkisi ve izni bulunmadığının bizzat davacı tanığı Murat G. tarafından ifade edildiği, davacının bu eyleminin doğruluk ve bağlılığa aykırı olduğu anlaşıldığından mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir."