'Birlik ve dayanışma olmadan adalet ve barış inşa edilemez'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Birlik ve dayanışma olmadan adalet ve barış inşa edilemez. Birlik anlayışımızı, altını çizerek ifade ediyorum, kesrette vahdet ilkesi üzerine kurmamız gerekiyor.' dedi.
İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'İstanbul Zirvesi'ni, adalet ve barış için birlik ve dayanışma temasıyla düzenledik. Birlik ve dayanışma olmadan adalet ve barış inşa edilemez. Birlik anlayışımızı, altını çizerek ifade ediyorum, kesrette vahdet ilkesi üzerine kurmamız gerekiyor. Farklılıklarımızla beraber birlik olmayı başaramadan Müslümanlar olarak yaşadığımız sıkıntıları aşamayız.' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri İyad Medeni, İstanbul Kongre Merkezi'nde, İİT 13. Zirvesi'ne ilişkin ortak basın toplantısı düzenledi.
İslam Zirvesi'nin, teşkilatın en yetkili organı olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'İstanbul Zirvesi'nin Adalet ve Barış İçin Birlik ve Dayanışma temasıyla düzenledik. Birlik ve dayanışma olmadan, adalet ve barış inşa edilemez. Birlik anlayışımızı, kesrette vahdet ilkesi üzerine kurmamız gerekiyor. Farklılıklarımızla beraber, birlik olmayı başaramadan, Müslümanlar olarak yaşadığımız sıkıntıları aşamayız. Barış ve adalet sütunları üzerinde yükselen bir medeniyetin mirasçılarının, bugün daha çok iç savaşlar, silahlı çatışmalar, mezhep taassubu ve terörle anılıyor olması, gerçekten üzüntü vericidir. Dikkat edersek, şu anda çektiğimiz en büyük sıkıntı nedir? Üç ana başlık görüyoruz. Bunlardan bir tanesi mezhepçiliktir, bir diğeri ırkçılıktır, bir diğeri de terördür. İslam dünyasının içinde olduğu bu mezhepçilik tahribatını ki bu fitnedir bu aynı zamanda, bu ırkçılık tahribatını bu da başka bir fitnedir, bir diğer tarafta da terör olayı, bunlar bizi ciddi manada zayıflatmakta ve kan kaybına neden olmaktadır.'
'Kimlerin terör örgütlerinin yanında yer aldığı artık gizlenmiyor'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de yaklaşık 35 yıldır terörle mücadele edildiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
'Kaybettiğimiz insan sayısı, maddi bedel ortada ama bu ne yaptı kendi içinden yeni terör örgütleri doğurdu. PKK'nın içinden terör örgütünün bir tanesi PYD'dir, bir diğeri YPG'dir. Bakın şimdi Rusya açıklama yapıyor, 'Evet biz PYD'yi silahlandırıyoruz' diyor. Bu gerçekler ortada ve Moskova'da kendilerine ofis açtırıyor. Kimlerin terör örgütlerinin yanında yer aldığı artık gizlenmiyor, açık net ortada. DAEŞ terör örgütü Irak'tan başladı, Suriye'de yaygınlaştı, şimdi dünyanın değişik ülkelerinde, kıtalarında yer alıyor. İşte Boko Haram, bunlar hep birlikte gelişiyorlar. Oralarda da yine ciddi manada tahribatlar meydana getiriliyor. Bununla birlikte dünyada yaşanan insani dramların, krizlerin büyük kısmının Müslümanların yoğunlukta bulunduğu coğrafyalarda vuku bulduğu da bir gerçektir. Bunun üzerinde de özellikle durmamız lazım. Acaba niçin halkı Müslüman olan ülkelerde bu terör yaygınlaşıyor. Acaba bunun arkasında kimler var? Hangi unsurlar, hangi ülkeler var. Bunu da sorgulamamız lazım. Bunu sorguladığımız zaman, bu terör olaylarının daha sonra iç savaşa dönüşmesi çok anlamlıdır.'
'Bizim tek dinimiz var; İslam'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Biz mezhepçilik noktasında ne Şii dinindeniz ne Sünni dinindeniz, o başka bir şey. Bizim tek dinimiz var; İslam. Ben Müslümanım. Diğerleri birer yol olabilir ona saygı da duyarız ama İslamı asla tartıştırmayız. Yeni yeni yollar aranması gibi bu tür fitne unsurlarının içerisine giremeyiz, oralarda rol alamayız.' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler olarak, ayrım yapmadan tüm terör örgütleriyle, dinimizi istismar eden tüm cinayet şebekeleriyle mücadele etme konusunda mutabık kaldık. Türkiye olarak gündeme getirdiğimiz İstanbul'da, İslam İşbirliği Teşkilatı Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezinin kurulması önerimizin kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz, hayırlı olsun diyorum.' dedi.
Erdoğan, 'İslam dünyasının ortak sorunlarına ve çözüm yollarına değindiğimiz İstanbul Bildirgesi de bugün katılımcıların dikkatine sunulmuştur. Bu bildirgeyle farklılıklarımızın bilincinde olarak, birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirme kararlılığımızı net bir şekilde ortaya koyduk. Artan terör tehdidi karşısında, terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmadan tamamıyla mücadele etme hedefimizi İstanbul Deklarasyonu olarak tüm dünyaya ilan ettik. Ben 13. İslam Zirvesi'nin bilhassa içinden geçtiğimiz sancılı süreçte, alınan kararlar ve sergilenen ortak duruş itibarıyla tarihi öneme sahip olduğuna inanıyorum. İnşallah önümüzdeki dönemde İslam ülkeleri olarak el ele vererek çalışmalarımızı sürdüreceğiz.'
Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
'Müslümanların azınlık olarak yaşadıkları yerlerde etkisi hissedilen İslamofobi, baskı, şiddet ve diğer tüm olumsuzlukların önüne geçilebilmesi için İslam ülkelerinin hep birlikte hareket etmesi şarttır. Biz, İslam İşbirliği Teşkilatının temsil ettiği kitleye ve adına yakışır gerçek bir uluslararası teşkilat olması için mücadele ettik, etmeyi de sürdüreceğiz. Zulüm olduğu müddetçe, adalete inanan, onu tesis etmek için var gücüyle çalışan adalet savunucuları da olacaktır, bundan hiç endişeniz olmasın. İstanbul Zirvesi'yle sadece Müslümanlara değil, tüm dünyaya adalet ve barışın tesisi noktasında çok önemli bir mesaj verdiğimize inanıyorum.'
'Müslümanların meselesini Müslümanların çözmesi lazım'
Erdoğan, 'Müslümanların meselesini niçin Müslüman olmayanlara havale ediyoruz ki? Müslümanların meselesini Müslümanların çözmesi lazım. İİT bunları çözsün. Açık ve samimi söylüyorum; bundan dolayı bizim için birçok karalamalar yapılabilir. İslam ülkelerinde olanlara dikkat edin. Birliğe, beraberliğe, barışa, sonuca ulaşan hiçbir ülke yok. Yapılan ne biliyor musunuz? O ülkede petrol var mı, var. Zenginlikler var mı, var. Onun üzerine gidilmektedir. İşte bugün Irak'ta petrol varlığının yüzde 80'ini Irak'a müdahale edenler şu anda paylaşmaktadır. Yüzde 20'si Irak'a kalmıştır. Iraklılar da bunu kendi aralarında görüyorsunuz, paylaşamamaktadır.' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Azerbaycanlı kardeşlerimizin, uzun yıllardır Ermeni işgalinde bulunan ve yaklaşık 25 yıldır, Birleşmiş Milletler'in Azerbaycanlı kardeşlerimizin lehinde vermiş olduğu karara rağmen, kurulan Minsk Üçlüsü'yle, Amerika, Rusya, Fransa, 25 yıldır çözüme kavuşturulamayan Karabağ meselesini ki Karabağ'da verdikleri mücadeleyi desteklediğimizi tekraren ifade ediyorum ama bu Minsk Üçlüsü'nün bunu sonuçlandırmamasını ben anlayamıyorum.' diye konuştu.
'Kızılaylarımız ortak bir çatı etrafında buluşsun'
Erdoğan, 'Kızılaylarımızın ortak bir çatı etrafında buluşarak, dünyanın en etkili yardım kuruluşu haline dönüşmesi gerektiği görüşümüzü ifade ettik. Şu anda 56 İslam ülkesinin olduğu İİT'nin ortak bir Kızılayı yok. Her ülkenin kendine has Kızılay veya farklı isimler altında bu tür kuruluşları var. Ama diyorum ki niçin böyle bir yardım kuruluşunu İİT ortak bir kuruluş haline getirmesin. Bu ortak kuruluş haline gelirse inanıyorum ki herhangi bir İslam veya gayrimüslim hangi ülkede olursa olsun elini uzattığı zaman çok daha güçlü uzatacaktır, yardım eli oralara daha güçlü gidecektir diye düşünüyorum.' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri İyad Medeni, İstanbul Kongre Merkezi'nde, İİT 13. Zirvesi'ne ilişkin ortak basın toplantısı düzenledi.
İslam Zirvesi'nin, teşkilatın en yetkili organı olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'İstanbul Zirvesi'nin Adalet ve Barış İçin Birlik ve Dayanışma temasıyla düzenledik. Birlik ve dayanışma olmadan, adalet ve barış inşa edilemez. Birlik anlayışımızı, kesrette vahdet ilkesi üzerine kurmamız gerekiyor. Farklılıklarımızla beraber, birlik olmayı başaramadan, Müslümanlar olarak yaşadığımız sıkıntıları aşamayız. Barış ve adalet sütunları üzerinde yükselen bir medeniyetin mirasçılarının, bugün daha çok iç savaşlar, silahlı çatışmalar, mezhep taassubu ve terörle anılıyor olması, gerçekten üzüntü vericidir. Dikkat edersek, şu anda çektiğimiz en büyük sıkıntı nedir? Üç ana başlık görüyoruz. Bunlardan bir tanesi mezhepçiliktir, bir diğeri ırkçılıktır, bir diğeri de terördür. İslam dünyasının içinde olduğu bu mezhepçilik tahribatını ki bu fitnedir bu aynı zamanda, bu ırkçılık tahribatını bu da başka bir fitnedir, bir diğer tarafta da terör olayı, bunlar bizi ciddi manada zayıflatmakta ve kan kaybına neden olmaktadır.'
'Kimlerin terör örgütlerinin yanında yer aldığı artık gizlenmiyor'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de yaklaşık 35 yıldır terörle mücadele edildiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
'Kaybettiğimiz insan sayısı, maddi bedel ortada ama bu ne yaptı kendi içinden yeni terör örgütleri doğurdu. PKK'nın içinden terör örgütünün bir tanesi PYD'dir, bir diğeri YPG'dir. Bakın şimdi Rusya açıklama yapıyor, 'Evet biz PYD'yi silahlandırıyoruz' diyor. Bu gerçekler ortada ve Moskova'da kendilerine ofis açtırıyor. Kimlerin terör örgütlerinin yanında yer aldığı artık gizlenmiyor, açık net ortada. DAEŞ terör örgütü Irak'tan başladı, Suriye'de yaygınlaştı, şimdi dünyanın değişik ülkelerinde, kıtalarında yer alıyor. İşte Boko Haram, bunlar hep birlikte gelişiyorlar. Oralarda da yine ciddi manada tahribatlar meydana getiriliyor. Bununla birlikte dünyada yaşanan insani dramların, krizlerin büyük kısmının Müslümanların yoğunlukta bulunduğu coğrafyalarda vuku bulduğu da bir gerçektir. Bunun üzerinde de özellikle durmamız lazım. Acaba niçin halkı Müslüman olan ülkelerde bu terör yaygınlaşıyor. Acaba bunun arkasında kimler var? Hangi unsurlar, hangi ülkeler var. Bunu da sorgulamamız lazım. Bunu sorguladığımız zaman, bu terör olaylarının daha sonra iç savaşa dönüşmesi çok anlamlıdır.'
'Bizim tek dinimiz var; İslam'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Biz mezhepçilik noktasında ne Şii dinindeniz ne Sünni dinindeniz, o başka bir şey. Bizim tek dinimiz var; İslam. Ben Müslümanım. Diğerleri birer yol olabilir ona saygı da duyarız ama İslamı asla tartıştırmayız. Yeni yeni yollar aranması gibi bu tür fitne unsurlarının içerisine giremeyiz, oralarda rol alamayız.' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler olarak, ayrım yapmadan tüm terör örgütleriyle, dinimizi istismar eden tüm cinayet şebekeleriyle mücadele etme konusunda mutabık kaldık. Türkiye olarak gündeme getirdiğimiz İstanbul'da, İslam İşbirliği Teşkilatı Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezinin kurulması önerimizin kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz, hayırlı olsun diyorum.' dedi.
Erdoğan, 'İslam dünyasının ortak sorunlarına ve çözüm yollarına değindiğimiz İstanbul Bildirgesi de bugün katılımcıların dikkatine sunulmuştur. Bu bildirgeyle farklılıklarımızın bilincinde olarak, birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirme kararlılığımızı net bir şekilde ortaya koyduk. Artan terör tehdidi karşısında, terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmadan tamamıyla mücadele etme hedefimizi İstanbul Deklarasyonu olarak tüm dünyaya ilan ettik. Ben 13. İslam Zirvesi'nin bilhassa içinden geçtiğimiz sancılı süreçte, alınan kararlar ve sergilenen ortak duruş itibarıyla tarihi öneme sahip olduğuna inanıyorum. İnşallah önümüzdeki dönemde İslam ülkeleri olarak el ele vererek çalışmalarımızı sürdüreceğiz.'
Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
'Müslümanların azınlık olarak yaşadıkları yerlerde etkisi hissedilen İslamofobi, baskı, şiddet ve diğer tüm olumsuzlukların önüne geçilebilmesi için İslam ülkelerinin hep birlikte hareket etmesi şarttır. Biz, İslam İşbirliği Teşkilatının temsil ettiği kitleye ve adına yakışır gerçek bir uluslararası teşkilat olması için mücadele ettik, etmeyi de sürdüreceğiz. Zulüm olduğu müddetçe, adalete inanan, onu tesis etmek için var gücüyle çalışan adalet savunucuları da olacaktır, bundan hiç endişeniz olmasın. İstanbul Zirvesi'yle sadece Müslümanlara değil, tüm dünyaya adalet ve barışın tesisi noktasında çok önemli bir mesaj verdiğimize inanıyorum.'
'Müslümanların meselesini Müslümanların çözmesi lazım'
Erdoğan, 'Müslümanların meselesini niçin Müslüman olmayanlara havale ediyoruz ki? Müslümanların meselesini Müslümanların çözmesi lazım. İİT bunları çözsün. Açık ve samimi söylüyorum; bundan dolayı bizim için birçok karalamalar yapılabilir. İslam ülkelerinde olanlara dikkat edin. Birliğe, beraberliğe, barışa, sonuca ulaşan hiçbir ülke yok. Yapılan ne biliyor musunuz? O ülkede petrol var mı, var. Zenginlikler var mı, var. Onun üzerine gidilmektedir. İşte bugün Irak'ta petrol varlığının yüzde 80'ini Irak'a müdahale edenler şu anda paylaşmaktadır. Yüzde 20'si Irak'a kalmıştır. Iraklılar da bunu kendi aralarında görüyorsunuz, paylaşamamaktadır.' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Azerbaycanlı kardeşlerimizin, uzun yıllardır Ermeni işgalinde bulunan ve yaklaşık 25 yıldır, Birleşmiş Milletler'in Azerbaycanlı kardeşlerimizin lehinde vermiş olduğu karara rağmen, kurulan Minsk Üçlüsü'yle, Amerika, Rusya, Fransa, 25 yıldır çözüme kavuşturulamayan Karabağ meselesini ki Karabağ'da verdikleri mücadeleyi desteklediğimizi tekraren ifade ediyorum ama bu Minsk Üçlüsü'nün bunu sonuçlandırmamasını ben anlayamıyorum.' diye konuştu.
'Kızılaylarımız ortak bir çatı etrafında buluşsun'
Erdoğan, 'Kızılaylarımızın ortak bir çatı etrafında buluşarak, dünyanın en etkili yardım kuruluşu haline dönüşmesi gerektiği görüşümüzü ifade ettik. Şu anda 56 İslam ülkesinin olduğu İİT'nin ortak bir Kızılayı yok. Her ülkenin kendine has Kızılay veya farklı isimler altında bu tür kuruluşları var. Ama diyorum ki niçin böyle bir yardım kuruluşunu İİT ortak bir kuruluş haline getirmesin. Bu ortak kuruluş haline gelirse inanıyorum ki herhangi bir İslam veya gayrimüslim hangi ülkede olursa olsun elini uzattığı zaman çok daha güçlü uzatacaktır, yardım eli oralara daha güçlü gidecektir diye düşünüyorum.' ifadelerini kullandı.