'Geri Kabul Anlaşması ancak vize muafiyeti ile birlikte uygulanır'
Başbakan Davutoğlu, 'Vize muafiyetini, Avrupa Birliği-Türkiye mutabakatının ayrılmaz, asli unsuru olarak görüyoruz. Geri Kabul Anlaşması ancak vize muafiyeti ile birlikte uygulanır.' dedi.
GAZİANTEP (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, 'Vize muafiyetini, Avrupa Birliği-Türkiye mutabakatının ayrılmaz, asli unsuru olarak görüyoruz. Geri Kabul Anlaşması ancak vize muafiyeti ile birlikte uygulanır.' dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Gaziantep Üniversitesi Kongre ve Sanat Merkezi'nde, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ile Türkiye-AB Suriyelilere Yardım Programı'na katıldı.
Tusk, Merkel, Timmermans ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Davutoğlu, vize muafiyetine ilişkin şunları söyledi:
'Vize muafiyetini, Avrupa Birliği-Türkiye mutabakatının ayrılmaz, asli unsuru olarak görüyoruz. Zaten vize muafiyetiyle bu mekanizmaları uygulayacak olan Geri Kabul Anlaşması arasında da doğrudan bir ilişki var. Geri Kabul Anlaşması ancak vize muafiyeti ile birlikte uygulanır. Bütün bu mekanizmanın işlemesi, Geri Kabul Anlaşması'nın uygulanması bir zaruret. Dolayısıyla bu tür spekülasyonların ötesinde biz, Türkiye-AB tarafları olarak, en azından Türkiye tarafı olarak, bunun pozitif bir gündemle yürümesini gerektiğine inanıyoruz.'
'Terör örgütlerinin Türkiye'ye dönük olarak yaptığı her faaliyet karşılığını bulacak'
DAEŞ tarafından Kilis'e her gün saldırı yapıldığı ve bu saldırılara karşı ne tür ek önlemler alınacağının ve güvenli bölge konusunda gelinen noktanın sorulması üzerine Başbakan Davutoğlu, şu yanıtı verdi:
'Kilis'te hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, şehitlerimize rahmet diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Türkiye'ye yönelik her türlü tehdide karşı en kararlı tutumu sergilemeye devam edeceğimizi ifade ediyorum. Gerek Suriye rejiminin baskıları, zulmü, gerekse DEAŞ, PKK, YPG diye terör örgütlerinin Türkiye'ye dönük olarak yaptığı her faaliyet mutlaka mütekabiliyet esasları çerçevesinde karşılığını bulacak.'
Nizip'te mevkidaşlarıyla kampları ziyaret ettiklerini, çocuklarla bir araya geldiklerini anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Üzerinde birçok yorum yapıldı. Ama şunu ifade etmek isterim. Hem Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti adına hem de Avrupa Birliği ve Almanya adına da bizim tek bir gayemiz var; insani bakımdan İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan en büyük trajediye birlikte çözüm aramak. Bu mesele ne Türkiye'nin ne de Avrupa Birliği'nin tek başına üstlenmesi gereken bir meseledir. Bu mesele uluslararası toplumun tek bir vücut olarak, tek bir yürek olarak ele alması gereken, hepimizin doğrudan mesul olduğumuz bir meseledir. İnsani konuda el ele vermediğimiz zaman gelecek nesillere çok kötü miras bırakmış oluruz.'
'Basın özgürlüğü ancak insan onuruyla daim olabilir'
Yaşanan münferit olaylardan hareketle Türkiye'de basın özgürlüğü konusunda spekülasyonları doğru bulmadığını kaydeden Davutoğlu, 'Bir ailenin parçası olarak paylaşırsak her şeyi konuşmaya hazırız. Bugün bu tablo, bu açıdan bizim için çok önemli. Her şeyi konuşuyoruz, çok açık bir yüreklilikle. Aynı şekilde ben de, değerli dostlarıma Avrupa'da artan aşırı ırkçı yaklaşımları ve bunun basına yansımaları konusunu da aktarıyorum. Son olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza yapılan hakareti yine birlikte ele aldık. Basın özgürlüğü, insan haklarını ve insanın onuruna saygıyı gözardı etmemeli. Basın özgürlüğü ancak insan onuruyla daim olabilir.' değerlendirmesinde bulundu.
'İşsizlik ve iş arayan sığınmacılar varsa bu, her ülkede tartışma yaratır'
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye tarafından çalışma izni verilen Suriyeli sığınmacıların böylelikle daha farklı imkanlara kavuşacağını belirterek, 'Çünkü işsizlik ve yanı sıra iş arayan sığınmacılar varsa, bu her ülkede tartışma yaratır. Bu, bana göre atılan çok cesurca bir adımdır.' dedi.
'Diğer taraftan da Suriyelilerin toplum olarak kucaklandığını gördük' diyen Merkel, şunları söyledi:
'Türkiye, bütün ülkeler arasında en çok sayıda sığınmacıyı kabul eden ülke konumunda. AB'nin de sorumluluğu üstlenmesi gerekiyor. Almanya da bunu AB üyesi olarak severek yapıyor. Düzensiz göçle ilgili farklı konuları ele aldık. Bunun önlenmesi için atılacak adımlar üzerinde durduk. Bu konuda çalışmaya da devam edeceğiz. Bizler yükümlülüklerimizi yerine getireceğiz. Benim açımdan bugün uygulamada neler yapıldığını ve başarıldığını görmek önemliydi. Kentsel çalışmalar da çok önemliydi. Bu, bizim için çok büyük bir kazanç oldu.'
Suriye'de güvenli bölge oluşturulması tartışmalarına ilişkin Angela Merkel, 'Türkiye-Suriye sınırında silahların sustuğu, insanların güvende olduğu bir alanın oluşturulması mümkün olabilir ve insanlar kendilerini ne kadar güvende hissederlerse o kadar az vatanlarından gelirler diye düşünüyorum.' dedi.
Angela Merkel, 'Türk vatandaşları haziran ayında Avrupa'ya vizesiz seyahat edebilecek mi?' sorusuna karşılık şunları söyledi:
'Vize serbestisi için haziran sonu itibariyle Türkiye'nin şartları yerine getirmesi gerekiyor. 72 kriterden bahsediyoruz. Bugün de bu konunun bazı yönlerini ele aldık. AB Komisyonu 4 Mayıs'ta bir rapor sunacak. Ben de bu konudaki anlaşmaya uymamızı istiyorum, uyacağız. Sonuçta Türkiye de bu sonuçları bize sunacaktır. Çok yakın çalışılıyor. Bu konuda endişeler varsa tabii ki ele almamız gerekiyor. Çünkü bir yandan güvenliği sağlamak, diğer taraftan da vize serbestisi taahhüdünü yerine getirmek istiyoruz.'
'Türkiye'ye kimsenin ders verme durumu yok'
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, burada Başbakan Davutoğlu ile ileriye yönelik atılacak adımları görüşme fırsatı bulduklarını, aynı zamanda Suriyeli göçmenlerin durumunu da değerlendirme imkanı bulduklarını bulduklarını ifade etti.
Donald Tusk, Başbakan Davutoğlu'na daveti için teşekkür ederek, kararlılığı ve çabaları için de şükranlarını sundu.
Tusk, 'Sadece siyasi açıdan söylediğim bir söz değil gerçekten şahsi kanaatim şöyle. Türkiye, bugün tüm dünyada göçmenleri nasıl barındırmamız gerektiğine dair dünyaya örnek olacak tek ülkedir. En önde gelen ülkedir. Türkiye'ye bu konuda kimsenin ders verme durumu yoktur. Gerçekten bundan büyük bir gurur duyuyorum, sizinle bu konuda işbirliği yapmaktan' diye konuştu.
'Tüm Avrupalılar bunu görmeli'
AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans da Gaziantep'te gördüklerinin kendileri için çok önemli olduğunu belirterek, 'Gerçekten, buraya bu kadar büyük sayıda sığınmacının gelmesi çok büyük bir olay. Tüm Avrupalılar bunu görmeli. AB olarak bu konuda yalnız olmadığınızı söylemek istiyorum.' dedi.
Başbakan Davutoğlu ve hükümetinin anlaştıkları şartlara tamamen sadık kaldığını ve aynen uyguladığını vurgulayan Timmermans, 'AB Komisyonu, Türkiye'ye yönelik olarak fonun serbest bırakılması için gerekli çabayı göstermektedir. Temmuz ayı sonu itibariyle Türkiye'deki Suriyelilere yönelik 1 milyar avroluk projelerin gerçekleşmesi söz konusu olacak.' ifadesini kullandı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Gaziantep Üniversitesi Kongre ve Sanat Merkezi'nde, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ile Türkiye-AB Suriyelilere Yardım Programı'na katıldı.
Tusk, Merkel, Timmermans ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Davutoğlu, vize muafiyetine ilişkin şunları söyledi:
'Vize muafiyetini, Avrupa Birliği-Türkiye mutabakatının ayrılmaz, asli unsuru olarak görüyoruz. Zaten vize muafiyetiyle bu mekanizmaları uygulayacak olan Geri Kabul Anlaşması arasında da doğrudan bir ilişki var. Geri Kabul Anlaşması ancak vize muafiyeti ile birlikte uygulanır. Bütün bu mekanizmanın işlemesi, Geri Kabul Anlaşması'nın uygulanması bir zaruret. Dolayısıyla bu tür spekülasyonların ötesinde biz, Türkiye-AB tarafları olarak, en azından Türkiye tarafı olarak, bunun pozitif bir gündemle yürümesini gerektiğine inanıyoruz.'
'Terör örgütlerinin Türkiye'ye dönük olarak yaptığı her faaliyet karşılığını bulacak'
DAEŞ tarafından Kilis'e her gün saldırı yapıldığı ve bu saldırılara karşı ne tür ek önlemler alınacağının ve güvenli bölge konusunda gelinen noktanın sorulması üzerine Başbakan Davutoğlu, şu yanıtı verdi:
'Kilis'te hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, şehitlerimize rahmet diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Türkiye'ye yönelik her türlü tehdide karşı en kararlı tutumu sergilemeye devam edeceğimizi ifade ediyorum. Gerek Suriye rejiminin baskıları, zulmü, gerekse DEAŞ, PKK, YPG diye terör örgütlerinin Türkiye'ye dönük olarak yaptığı her faaliyet mutlaka mütekabiliyet esasları çerçevesinde karşılığını bulacak.'
Nizip'te mevkidaşlarıyla kampları ziyaret ettiklerini, çocuklarla bir araya geldiklerini anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Üzerinde birçok yorum yapıldı. Ama şunu ifade etmek isterim. Hem Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti adına hem de Avrupa Birliği ve Almanya adına da bizim tek bir gayemiz var; insani bakımdan İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan en büyük trajediye birlikte çözüm aramak. Bu mesele ne Türkiye'nin ne de Avrupa Birliği'nin tek başına üstlenmesi gereken bir meseledir. Bu mesele uluslararası toplumun tek bir vücut olarak, tek bir yürek olarak ele alması gereken, hepimizin doğrudan mesul olduğumuz bir meseledir. İnsani konuda el ele vermediğimiz zaman gelecek nesillere çok kötü miras bırakmış oluruz.'
'Basın özgürlüğü ancak insan onuruyla daim olabilir'
Yaşanan münferit olaylardan hareketle Türkiye'de basın özgürlüğü konusunda spekülasyonları doğru bulmadığını kaydeden Davutoğlu, 'Bir ailenin parçası olarak paylaşırsak her şeyi konuşmaya hazırız. Bugün bu tablo, bu açıdan bizim için çok önemli. Her şeyi konuşuyoruz, çok açık bir yüreklilikle. Aynı şekilde ben de, değerli dostlarıma Avrupa'da artan aşırı ırkçı yaklaşımları ve bunun basına yansımaları konusunu da aktarıyorum. Son olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza yapılan hakareti yine birlikte ele aldık. Basın özgürlüğü, insan haklarını ve insanın onuruna saygıyı gözardı etmemeli. Basın özgürlüğü ancak insan onuruyla daim olabilir.' değerlendirmesinde bulundu.
'İşsizlik ve iş arayan sığınmacılar varsa bu, her ülkede tartışma yaratır'
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye tarafından çalışma izni verilen Suriyeli sığınmacıların böylelikle daha farklı imkanlara kavuşacağını belirterek, 'Çünkü işsizlik ve yanı sıra iş arayan sığınmacılar varsa, bu her ülkede tartışma yaratır. Bu, bana göre atılan çok cesurca bir adımdır.' dedi.
'Diğer taraftan da Suriyelilerin toplum olarak kucaklandığını gördük' diyen Merkel, şunları söyledi:
'Türkiye, bütün ülkeler arasında en çok sayıda sığınmacıyı kabul eden ülke konumunda. AB'nin de sorumluluğu üstlenmesi gerekiyor. Almanya da bunu AB üyesi olarak severek yapıyor. Düzensiz göçle ilgili farklı konuları ele aldık. Bunun önlenmesi için atılacak adımlar üzerinde durduk. Bu konuda çalışmaya da devam edeceğiz. Bizler yükümlülüklerimizi yerine getireceğiz. Benim açımdan bugün uygulamada neler yapıldığını ve başarıldığını görmek önemliydi. Kentsel çalışmalar da çok önemliydi. Bu, bizim için çok büyük bir kazanç oldu.'
Suriye'de güvenli bölge oluşturulması tartışmalarına ilişkin Angela Merkel, 'Türkiye-Suriye sınırında silahların sustuğu, insanların güvende olduğu bir alanın oluşturulması mümkün olabilir ve insanlar kendilerini ne kadar güvende hissederlerse o kadar az vatanlarından gelirler diye düşünüyorum.' dedi.
Angela Merkel, 'Türk vatandaşları haziran ayında Avrupa'ya vizesiz seyahat edebilecek mi?' sorusuna karşılık şunları söyledi:
'Vize serbestisi için haziran sonu itibariyle Türkiye'nin şartları yerine getirmesi gerekiyor. 72 kriterden bahsediyoruz. Bugün de bu konunun bazı yönlerini ele aldık. AB Komisyonu 4 Mayıs'ta bir rapor sunacak. Ben de bu konudaki anlaşmaya uymamızı istiyorum, uyacağız. Sonuçta Türkiye de bu sonuçları bize sunacaktır. Çok yakın çalışılıyor. Bu konuda endişeler varsa tabii ki ele almamız gerekiyor. Çünkü bir yandan güvenliği sağlamak, diğer taraftan da vize serbestisi taahhüdünü yerine getirmek istiyoruz.'
'Türkiye'ye kimsenin ders verme durumu yok'
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, burada Başbakan Davutoğlu ile ileriye yönelik atılacak adımları görüşme fırsatı bulduklarını, aynı zamanda Suriyeli göçmenlerin durumunu da değerlendirme imkanı bulduklarını bulduklarını ifade etti.
Donald Tusk, Başbakan Davutoğlu'na daveti için teşekkür ederek, kararlılığı ve çabaları için de şükranlarını sundu.
Tusk, 'Sadece siyasi açıdan söylediğim bir söz değil gerçekten şahsi kanaatim şöyle. Türkiye, bugün tüm dünyada göçmenleri nasıl barındırmamız gerektiğine dair dünyaya örnek olacak tek ülkedir. En önde gelen ülkedir. Türkiye'ye bu konuda kimsenin ders verme durumu yoktur. Gerçekten bundan büyük bir gurur duyuyorum, sizinle bu konuda işbirliği yapmaktan' diye konuştu.
'Tüm Avrupalılar bunu görmeli'
AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans da Gaziantep'te gördüklerinin kendileri için çok önemli olduğunu belirterek, 'Gerçekten, buraya bu kadar büyük sayıda sığınmacının gelmesi çok büyük bir olay. Tüm Avrupalılar bunu görmeli. AB olarak bu konuda yalnız olmadığınızı söylemek istiyorum.' dedi.
Başbakan Davutoğlu ve hükümetinin anlaştıkları şartlara tamamen sadık kaldığını ve aynen uyguladığını vurgulayan Timmermans, 'AB Komisyonu, Türkiye'ye yönelik olarak fonun serbest bırakılması için gerekli çabayı göstermektedir. Temmuz ayı sonu itibariyle Türkiye'deki Suriyelilere yönelik 1 milyar avroluk projelerin gerçekleşmesi söz konusu olacak.' ifadesini kullandı.