'Su krizi, önümüzdeki en büyük küresel risklerinden biri'
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF), 7 Haziran'da dijital ortamda düzenlediği bir Webinar ile 'Türk Gıda ve İçecek Sektöründe Su Riskleri ve Sürdürülebilirliği için Politika Önerileri' raporunu kamuoyu ile paylaştı.
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF), 7 Haziran'da dijital ortamda düzenlediği bir Webinar ile 'Türk Gıda ve İçecek Sektöründe Su Riskleri ve Sürdürülebilirliği için Politika Önerileri' raporunu kamuoyu ile paylaştı.
TGDF tarafından hazırlanan Türk Gıda ve İçecek Sektöründe Su Riskleri ve Sürdürülebilirliği için Politika Önerileri Raporu'nun tanıtılması amacıyla düzenlenen toplantıya, özel sektör ve kamu paydaşları ile akademisyenler katıldı. Toplantının açılışında konuşan TGDF Başkanı Demir Şarman, iklim değişikliğinin giderek yoğunlaşan olumsuzlukları sonucunda, artık tüm dünyanın suyun önemini kavradığını, kuraklığın artık sadece çöl kuşağındaki ülkelerin değil, sulak ve yeşil kuşakta bulunan ülkelerin de ciddi bir sorunu haline geldiğini söyledi.
'Su krizi, önümüzdeki 10 yılın en etkili küresel risklerinden biri ve devam da edecek'
Otoritelerin su krizini önümüzdeki 10 yılın en etkili küresel riskleri arasında saydığını ifade eden Demir Şarman, 'Bunun sonucunda yer altı sularının geri dönülmez şekilde tükenmesi, büyük bir çevre katliamı ve hatta su savaşlarının yaşanması olasıdır. Bu tahminlere rağmen suyun bilinçsizce kullanımına devam ediliyor. Erişilebilir su kaynaklarının yenilenme hızı dikkate alınmazken, elimizde var olan az miktar da yanlış uygulamalarla kirletiliyor. Halbuki ülkelerin çok hassas bir yaklaşımla bu konuya odaklanmaları ve bir an önce somut çözümler ortaya koyarak eyleme geçmesi gerekiyor' diye konuştu.
Ülkemizde yürütülmekte olan Su Kanunu çalışmalarının bu açıdan çok önemli olduğunu vurgulayan Şarman, 'Biz de TGDF olarak bu konuyu çok önemsiyor, Kanun çalışmalarını ülkemiz ve sektörümüz için kritik buluyor, destekliyoruz. Bu konuda bir diğer çalışmamız ise Su Riskleri ve Sürdürülebilirliği için Politika Önerileri Raporumuz oldu' dedi.
Raporun tanıtımı için 'Türkiye Çevre Haftası' seçildi
Raporun tanıtımı için 7 Haziran'ın seçilmesinin sebebine de değinen Şarman, 'Hatırlayacağınız üzere, 1972 yılında İsveç'in Stockholm kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansından beri 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak kutlanıyor. Geçtiğimiz günlerde sevindirici bir gelişme oldu: Resmi Gazete'de yayınlanan genelge ile 5 Haziran gününü içine alan hafta, bundan böyle ülkemizde de resmen Türkiye Çevre Haftası olarak kutlanacak. Bu kadar önemli bir konunun devletimiz tarafından da resmen en üst düzeyde ele alınmış olması hepimizi mutlu etti. O nedenle çalışmalarını bir süre önce tamamladığımız TGDF Su Raporu'nu paydaşlarımızla ve kamuoyu ile paylaşmak için bugünü bekledik' dedi.
'Su krizini en az hasarla atlatmak için politika önerilerimizi sıraladık'
TGDF Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarım, Çevre ve Sürdürülebilirlik Komisyonu Başkanı Kürşat Apan da toplantıda bir konuşma yaptı.
Su krizinin kapıda olduğunu TGDF olarak uzun zamandır dile getirdiklerini belirten Apan, 'TGDF olarak Çevre, Şehircilik ve Sürdürülebilirlik Bakanlığı ile Çevre Protokolünün imzalanması gibi önemli adımlar attık. Su krizi başta olmak üzere sürdürülebilir gıda sistemlerinin kurulması ekseninde çalışmalarımıza yoğun şekilde devam edeceğimizin sözünü veriyoruz. Bugün Federasyonumuz adına 'Su Riskleri ve Sürdürülebilirliği için Politika Önerileri Raporu'muzun tanıtımını yapıyoruz. Adından anlaşılacağı üzere bu raporumuzda yaklaşmakta olan su krizini en az hasarla atlatmak için politika önerilerimizi sıraladık. Bunun yanında sektörümüzün farkındalığını artırarak, gereken noktalarda aksiyon almaları için kendilerine yol göstermeyi de amaçladık' şeklinde konuştu.
'Mevcut su yönetim sistemi sürdürülebilir değil'
EWA Kurumsal Danışmanlık şirketinin kurucu ortağı ve TGDF tarafından yayınlanan Türk Gıda ve İçecek Sektöründe Su Riskleri ve Sürdürülebilirliği için Politika Önerileri Raporu'nun raportörlerinden Dilek Emil, raporun tanıtımında kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi.
Su raporu projesinin su konusuna dikkat çekmek, etkin ve döngüsel su kullanımını teşvik etmek, su verimliliği ve su kullanımı şeffaflığı konusunda üreticileri ve şirketleri teşvik edici mekanizmalar için politika önerilerine destek olmak amacıyla yürütüldüğünü dile getiren Emil, dünya ve Türkiye'deki mevcut su durumu, kuraklık tahminleri ve gelecek beklentileri konusunda da önemli bilgiler verdi.
Türkiye'nin su kaynakları ve su potansiyeli hakkında bilgi veren Emil, su konusunda ülkemizde uygulanan farklı politikaları özetledi.
Mevcut su yönetim sisteminin sürdürülebilir olmadığı değerlendirmesinde bulunan Emil, 'Atılması gereken birçok adım var. Politika uygulama boşlukları doldurulmalı, sektörel politikalar ve su politikaları entegre edilmeli, paydaş diyaloğu ve kanıta dayalı politikaları geliştirilmeli, paydaş haritası çıkarılmalı ve dezavantajlı konumdakiler tespit edilmeli' dedi.
Toplantı, sunumun ardından yapılan soru-cevap bölümü ile sona erdi.