12 Eylül'e inat avukat oldu
12 Eylül 1980 ihtilalinde henüz 22 yaşında iken MHP davasından cezaevine giren Av.Vejdet Ersoy, 11 yıl cezaevinde yattıktan sonra onur meselesi yaparak hukuk fakültesini bitirip avukat oldu.
12 Eylül 1980 ihtilalinde henüz 22 yaşında iken MHP davasından cezaevine giren Av.Vejdet Ersoy, 11 yıl cezaevinde yattıktan sonra onur meselesi yaparak hukuk fakültesini bitirip avukat oldu.
Av. Vejdet Ersoy, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi iken 12 Eylül ihtilali oldu. İhtilalin ardından ülkücü görüşe sahip olduğu için askerler tarafından gözaltına alındı. Askeri hakimlerin olduğu mahkemede MHP davasından yargılanarak 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 22 yaşında girdiği cezaevini 'Taş Medrese' olarak gördü. Mamak Cezaevi B Blokta ülkücülerin başkanlığını yaptı. Daha sonra geçtiği Bursa Özel Tip Cezaevi'nde de ülkücülerin başkanı oldu. Aynı dönemde ülkücülerin cezaevinden çıkardığı 'Bizim Dergah' dergisinin genel yayın koordinatörlüğünü yaptı. Daha ilginç olanı ise, eşi ile cezaevinde evlendi.
Köy Hizmetlerinde bekçilik yaptı
1991 yılında 11 yıl sonra cezaevinden çıktığında ilk işi yarım kalan hukuk fakültesini tamamlamak olan Vejdet Ersoy, bir yandan geri kalan derslerine devam ederken bir yandan da o zaman faaliyet gösteren Köy Hizmetleri Müdürlüğünün giriş kapısında iki yıl bekçilik yaptı. 1994 yılında fakülteyi bitiren ve stajını tamamlayan Ersoy, aynı yıl avukatlık ruhsatını alarak 12 Eylül'ün yarım bıraktığı hayalini tamamlamayı başardı. Ruhsatını almasının ardından Ordu Belediyesinde kurum avukatlığı yapmaya başlayan Ersoy, son 3 yıldır kendisine ait Hukuk Bürosu ile avukatlık mesleğini sürdürüyor.
Annesinin ismi Adalet
Av. Vejdet Ersoy, 12 Eylül ile adaletsizliğini görüp yaşadıktan sonra adalet kavramının ne demek olduğunu daha iyi anladığını, bu sebeple cezaevinde iken avukatlığı onur meselesi haline getirdiğini söyledi. Ersoy, 'Babam adaletli bir insandı. Adalet kavramını çok önemserdi. Düşünün, rahmetli annemin ismi bile Adalet idi. Babam hep avukat olmamı istedi. Ben de kendisine söz verdim. Hukuk fakültesi son sınıf öğrencisi iken bir sabah gelip beni aldılar. 11 yıl cezaevinde yattım. Çok zorluklara, çok sıkıntılara katlandık. Açıkçası ömrümüzden ömür gitti. Bu arada cezaevinde evlendim. Cezaevinden çıktıktan sonra hukuk fakültesini bitirmeyi onur meselesi yaptım. Bir yandan bekçilik yaptım bir yandan da kalan derslerimi çalışıp avukatlık ruhsatını aldım. Ruhsatı alır almaz babama götürdüm. Babam ruhsatı gördükten bir süre sonra vefat etti. 27 yıl oldu, Allah'a şükür ekmeğimizi mesleğimizden yiyoruz' dedi.