'12 maaş alıyorum, dördünü Tayyip Bey'e kaptırıyorum'
CHP lideri Özgür Özel, 'Millet 12 maaş eskiden şuydu… 12 maaş alıyorum dört maaş da ikramiye alıyorum. Şimdi 12 maaş alıyorum, dördünü Tayyip Bey'e kaptırıyorum. Böyle vergi sistemi olmaz.' dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Özel, özellikle asgari ücret ve emekli maaşlarına dair ciddi eleştirilerde bulundu. “Asgari ücret talebimiz 30 bin lira, bunun altında biz yokuz” diyen Özel, asgari ücretin alım gücünün her geçen yıl eridiğini belirtti. “Bugün 17 bin lira olarak verilen asgari ücretin alım gücü 6 bin liraya düşmüş durumda,” diyerek hükümetin emekçiler ve dar gelirli vatandaşlar üzerinde kurduğu baskıyı eleştirdi.
Asgari ücretle ilgili olarak, Özel, “Biz uygulamada olan gerçek enflasyona göre zam yapılması gerektiğini savunuyoruz. Bu ülkenin en düşük gelirli bireylerine yapılan bu haksızlık karşısında mücadelemizi sürdüreceğiz,” ifadelerini kullandı. Ayrıca, emekli maaşlarının asgari ücrete denk olması gerektiğini vurgulayan Özel, emeklilere yönelik 17 bin liralık bir zam yapılmasını talep etti.
Özel, aynı zamanda hükümetin ekonomi yönetimindeki çelişkilere de dikkat çekti. “Bir tarafta halkın alım gücü erirken, devlet zam yapıyor. Her alanda fiyatlar artarken, insanlar geçim sıkıntısı çekiyor. Ama bir yandan da vergi oranları artırılıyor,” dedi. Özel, halkın refahı için daha adil bir bütçe talep ettiklerini ve asgari ücretli, emekli ve öğrencilerin yanında olacaklarını ifade etti.
Özel'in konuşmasında, asgari ücretin yalnızca bir rakam değil, bir yaşam standardı meselesi olduğunu söyledi. "Bu memleketi size dar edeceğiz,” diyen Özel, tüm Türkiye'yi bu taleplerine destek olmaya çağırdı. Aynı zamanda, etki ajansı düzenlemesine karşı da “Kırmızı alarm veriyoruz” diyerek, muhalefet ve muhalif gazetecilere yönelik baskılara karşı kararlı duracaklarını belirtti.
Özel, son olarak CHP'nin her seviyede halkın sorunlarıyla ilgilendiğini ve 81 ilde kapı kapı gezerek, ekonomik krizden etkilenen tüm kesimlerin sesini duyuracaklarını ifade etti. Bu süreçte, iktidarın bütçesinin değil, halkın bütçesinin savunulacağı mesajını verdi.
Özgür Özel'in konuşmasının söz konusu bölümlerinin tam metni:
“GARİBAN VATANDAŞTAN HİÇ VERGİ ALMAYACAĞIZ”
“Ayrıca ülkemiz vergide adaletsizliğin en çok yaşandığı ülkedir. Dünya sıralamasında vergi adaletinde en gerilerdeyiz. Arkamızdaki ülkelerin sayısı bir elin parmaklarından azdır. Ve Türkiye'de örneğin geçen sene ‘10 bin lirayı 17 bin lira yap' dediğimizde ‘12 bin 500 yapabilirim, 33 milyara mal oldu. Senin dediğin için 100 milyar para lazım' dediler. Bulamadığı parayı plan bütçede geçen sene 666 milyar... Bakın 33'ü vermiş, 66 bulamıyor. 660 milyar bütçe kanununa koyarak vazgeçilen vergiler kalemi altında zenginlerin, müteahhitlerin, büyük şirketlerin, holdinglerin kazanılmış paradan ödemeleri gereken 666 milyarı ama teşvik, ama vergi silme, ama vergiden vazgeçme adları altında bir kalemde bütçeye koydular; bu parayı vurdular. Bu sene bu kalem 701 milyar TL'dir. Ama ‘Gel asgari ücreti 30 yapalım' dediğimde ‘30 olmaz, 25 dahi olmaz. 21 yapalım' deyip sefaleti sürdürmek isteyenler var. Bu memlekette vergi nereden toplanıyor? Toplam 100 lira vergi toplanıyor, 65 lirası dolaylı vergi. Dünyanın en büyük adaletsizliği. Bir tane mandıra var orada. İki kişi önlü arkalı çocuğuna süt alıyor, evine peynir alıyor, aynı vergiyi ödüyorlar. Bir tanesi karşıdaki fabrikanın patronu, öbürü kapısındaki asgari ücretli bekçi. Elektrik kullanırken, su kullanırken, mazot alırken… İki tane araç yanaşıyor. Biri dünyanın en pahalı jipi, bir tanesi en gariban çiftçinin 30 yıllık traktörü. Mazot konuyor ikisine de, aynı vergiyi ödüyorlar. Dolaylı vergilerin toplamı bu bütçede de yüzde 65. Yüzde 65... Yani fakir - zengin ayırmadan herkesten alınan vergi, toplam verginin yüzde 65'i. Diğeri kesinti yoluyla yani maaştan, gidip asgari ücretli maaşını çekerken eline değmeden kesilen, emeklinin eline değmeden kesilen, beyaz yakalının, mavi yakalının, gri yakalının eline değmeden kesilen parayla ayrıca serbest meslek erbaplarından alınan vergiler... Toplamı yüzde 17. Peki yani 65'i herkesten eşit, 17'si maaş alanlardan, bir de işte küçük esnaftan. Ne yaptı bunlar? 82. Geriye kalan 18'de birkaç küçük madde var. Üretim yapandan, para kazanandan, ihracat yapandan, Türkiye'de dünya kadar para kazananların hepsinden alınan toplam vergi yüzde 14. Bir tarafta yüzde 87 ezilenlerin verdiği vergi, bir tarafta yüzde 14 kazananların verdiği vergi. Bizim kimsenin servetinde gözümüz yok, parasında gözümüz yok ama bu kadar adaletsiz bir vergi sistemine de tahammülümüz yok. CHP iktidarında, bu işi tam tersi yapacağız. Çok kazanandan çok alacağız az kazanandan az alacağız, gariban vatandaştan hiç vergi almayacağız.”
“12 MAAŞ ALIYORUM, DÖRDÜNÜ TAYYİP BEY'E KAPTIRIYORUM”
“Şimdi değerli genel başkan yardımcılarımız çalıştılar, bir önerimiz var. Öyle ya DİSK geçen sene İstanbul'dan kalktı, Ankara'ya kadar yürüdü ‘vergide adalet' diye. Biz de eşlik ettik her geçtikleri ilimizde. TÜRK-İŞ geçen ay miting yaptı, vergide adalet istedi. Hak-İş'e sorarsan o da bu adaletsizlikten yakınıyor. Yani bu işin sağcısı - solcusu, AK Partilisi, MHP'lisi, CHP'lisi, DEM'lisi, İYİ Partilisi yok. Bir gerçek var; asgari ücret çok düşük, üstünde alanların durumu da perişan. Ve Türkiye'de yoksulluk sınırı 66 bin lira, bunun brütü 89 bin lira. Bu, şu demek; bir yıllık dilim 1 milyon lirada. Oysa 66 bin yoksulluk sınırında maaş alan birisine, yoksulluk sınırının altında kademe, şubat ayında ikinci kademeye geçiyor. Yani en düşük kademe vergide yüzde 15'ken şubatta 20'ye, mayısta 25'e, yok ki 30'a, 35'e gidiyor, maaşlar eriyor. Buna göre yaptığımız hesapla eğer yoksulluk sınırında ve altında alanların hepsine birinci dilim vergi dilimi der, bunu yüzde 15'te tutarsak 2024 yılı verilerine göre 30 bin lira eline net geçen birisi onların sistemde 55 bin lira vergi veriyor. Ayda 30 bin lira eline net geçiyor, iki aylığını vergi diye veriyor. Bu nerede var? 30 bin lira. Yoksulluk sınırının yarısı, iki maaşı vergiye gidiyor. Bizim önerdiğimiz sistemde 27 bin lirasını verecek, 28 bin lira cebine kalacak. 50 bin lira net aylık alanlar 145 bin lira vergi veriyor. Yani 50 bin lira alıyorsan üç aylık gelirin vergiye gidiyor. Yani ilkbahar, yaz, sonbahar, kış. Üç ayını, bir mevsimi vergiye çalışıyorsun. Eğer 70 bin lira bizim sistemde olursa, 70 binini ödeyecek, 75 bini kendi cebine kalacak. Yoksulluk sınırı neyse o, 66 bin lira lira maaşla çalışan bir kişi 239 bin lira. Dört ay yani ocak, şubat, mart ve nisanda verileni vergi olarak geri alıyorlar. Sadece sekiz ay çalışıyorsun. Dört ay devlete, sekiz ay ailene çalışıyorsun. Bizim sistemde 106 bin lirasını ödeyecek, 133 bin lirası kendine kalacak. Sadece asgari ücretlinin değil plazalarda çalışan beyaz yakalıların, fabrikadaki gri yakalı ara elemanların, mavi yakalı asgari ücret üstünde maaşı alanların, herkesin sorunu bu vergi adaletsizliğidir. 12 maaşın… Millet 12 maaş eskiden şuydu… 12 maaş alıyorum dört maaş da ikramiye alıyorum. Şimdi 12 maaş alıyorum, dördünü Tayyip Bey'e kaptırıyorum. Böyle vergi sistemi olmaz. Bir tarafta fabrikalarında yaptığı tünellerle, otoyollarla, geçitlerle, devlet garantisiyle, uzun vadeli kredilerle dünyanın parasını kazanan 25-30 tane devasa holding bir lira vergi vermiyorlar. Yolunu buluyorlar; ‘Efendim faiz ödememiz var, borç ödememiz var, yeni projemiz var, teşvik aldık, takla attık, takke koyduk'. Ödemiyor. Onun yanında çalışan 60 bin lira maaş alan gece - gündüz şantiyede çırpınan mühendis, 12 maaşın dördünü devlete veriyor. O yüzden biz diyoruz ki, ‘Yüzde 15'lik birinci kademe Tayyip Bey'in hesabıyla şimdi 110 bin lira. Yüzde 44'le olacak 155 bin lira. İki ay sonra yine yüksek vergi dilimine geçilecek, bu paralar gidecek. 66 bin lira netin denk geldiği 1 milyon liraya kadar tüm gelirlerde yüzde 15, ondan sonra yüksek kademelendirme başlamalıdır. Yoksulluğa terk edilmiş devlet memurlarının, öğretmenlerin, mühendislerin, doktorların da kol gücüyle çalışan, asgari ücret üzerinde alanların da sırtındaki vergi yükü hafifletilmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bunu hem burada savunacağız, hem sokakta anlatacağız, hem de bütçe görüşmelerinde bunun üzerinde yoğun olarak duracağız.”
“ASGARİ ÜCRETTE ÇOK GELİYOR AMA SARAY HARCAMALARINA YÜZDE 38 ZAMMI YAPMIŞ”
“Bütçe görüşmeleri başladı. Grubumuzun komisyonda, Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki hem üyelerinin hem ilgili bakanlıklarla ilgili arkadaşlarımızın çalışmaları gayretlerini, performanslarını, gece - gündüz emeklerini görüyorum, takdir ediyorum, kendileriyle gurur duyuyorum. Bunu bütçe geçeceği dakikaya kadar sürdüreceğiz. Yap - İşlet - Devret‘le kamu - özel işbirlikleri ile 202 milyar TL paranın, yani 5 milyar doların bu bütçeye konulduğunu, yani ‘Cebimizden 5 kuruş çıkmayacak' dedikleri şehir hastaneleri, otoyollar için tam 5 milyar dolar; 202 milyar TL'nin bu sene bütçede cebimizden çıktığını bir kez daha kayda geçirmek isterim. Bu arada ne verecek asgari ücret diye? Enflasyona göre verse 48 vermesi lazım. Ona göre 38 vermesi lazım ama çok geliyor. Yüzde 25 vermenin hesabını yapıyor, yüzde 30 vermenin hesabını yapıyor Tayyip Bey. Ama kendisinin devasa maaşına da, kendisinin sarayının harcamalarına da yüzde 38 zammı daha hiçbir şey geçmeden bütçeyi yollarken yapmış. İtibardan tasarruf etmemeye, saraydan tasarruf etmemeye ama asgari ücretliyi, emekliyi ezmeye devam ediyor. Ezdirmeyeceğiz, karıncanın kardeşi var; o da Cumhuriyet Halk Partisi'dir.”