350 kilometrelik İstiklal Yolunu yürüyerek geçiyorlar
Kurtuluş Savaşı'nda Kastamonu'nun İnebolu Limanı'ndan Ankara'ya cephane sevkiyatında kullanılan yaklaşık 350 kilometrelik İstiklal Yolu, 3 kişilik ekip tarafından yürünüyor.
Kurtuluş Savaşı'nda Kastamonu'nun İnebolu Limanı'ndan Ankara'ya cephane sevkiyatında kullanılan yaklaşık 350 kilometrelik İstiklal Yolu, 3 kişilik ekip tarafından yürünüyor.
Kurtuluş Savaşı'nda kağnı ile İstanbul'dan gelen mühimmatın İnebolu'dan Ankara'ya taşındığı ve Şehit Şerife Bacı, Halime Çavuşlar gibi kahramanların şehit düştüğü İstiklal Yolu, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ali Arda Durmaz, Ankara Kalaba İmam Hatip Ortaokulu Beden Eğitimi Öğretmeni İbrahim Karakaya ve yurt dışında aşçılık yapan Halil Can Durmaz tarafından yürünüyor.
İstiklal Yolu'nun başlangıç noktası olan İnebolu ilçesinden çıkan üç kişilik ekip, Kastamonu'dan geçerek Çankırı'ya ulaştı. Çankırı-Ilgaz bölümünde bulunan İstiklal Yolu'ndan yürüyerek Kıyısın köyünden Çankırı'ya ulaşana üç kişilik ekip, burada mola verdi.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ali Arda Durmaz, Ankara'nın Mamak ilçesine kadar yürüyeceklerini belirterek, Kalecik'e de uğrayacaklarını kaydetti.
İnebolu'dan Ankara'ya İstiklal Yolu'nun tüm rotasını yürüyeceklerini belirten Durmaz, 'Biz üç arkadaşımızla birlikte İstiklal Yolunu, tüm etaplarıyla yani İnebolu'dan Ankara'ya kadar 344 kilometreyi Türkiye'de ilk defa yürümeye karar verdik. Bir farkındalık oluşturması için İnebolu-Ankara hattını İstiklal Yolu dediğimiz bu hattı Türkiye çapında tanıtımına önem vermek amacıyla yürüyoruz. Şu anda Çankırı'ya geldik. Yola 1 Haziran'da İnebolu Türk Ocağı binası önünden çıktık. Üç günde Küre, Seydiler ve ardından Kastamonu'ya vardık. Daha sonra Ilgaz üzerinden Çankırı'ya geldik. Buradan da orijinal İstiklal Yolu rotasını takip ederek yani bizler, çoğunlukta otomobil yolundan gelmedik. Çünkü 100 yıl önceki yolu kullandık, bu yeni yapılan yolu kullanmadık. Bazı yerlerde yolun yerine farklı yerler yapılmış. İlçelerin yeri değişmiş, depremlerden veya yangınlardan kaynaklı. Dolayısıyla biz, orijinal yolu bulabilmek için GPS ile işaretleme yapıyoruz. Önümüzdeki yıllarda İstiklal Yolunu yürümek isteyen arkadaşlar daha rahat etsinler diye notlar alıyoruz. Konaklayacakları yerleri belirtmeye çalışıyoruz. Yolun güvenli olup olmadığı yerleri tespit etmeye çalışıyoruz. Ayı popülasyonu şu anda fazla. Önümüzdeki yıllarda bu yürüyüşü yapacak olan arkadaşlarımız rahat etsinler diye. Bizim için çok önemli ve tarihi bir yol Milli Mücadele için. Mustafa Kemal Atatürk, bu yolun önemini de 'Gözüm Dumlupınar'da, kulağım İnebolu'da' diye belirtmiştir. İnebolu'dan gelen mühimmat eğer olmasaydı belki de bu Milli Mücadele kazanılamayacaktı. Tarihimiz için çok önemli bir rota. Bu yolun unutulmaması gerektiğini düşünüyoruz. Üzerine yazılar yazılmasını, makaleler yazılmasını, çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla bizde, farkındalık oluşturmak amacıyla İstiklal Yolunu yürümek istedik. Biz bu yolu şehitlerimiz için yürüyorum. İnşallah önümüzdeki günlerde daha fazla katılımla bu yol yürünür. Biz, İstiklal Yolunu geçerken birçok köyde durduk. Bizleri ağırladılar. Anadolu'nun misafirperverliğini gösterdiler. Bunu iliklerimize kadar hissettik' dedi.
Coğrafyanın zorlu olduğunu anlatan Durmaz, 'Bin 850 metreye kadar çıktık. Küre Dağlarını ve İndağını aşmak çor. O dönemde kağnılarla bunu yapmışlar, biz daha konforlu şekilde yürüyoruz ama bu şekilde bile zorlandığımıza göre, o dönemde çoğunluğu kadınlardan oluşan kağnı ile yürüyüş, 3-4 yıl boyunca devam etmiş. Bu kağnı kollarının hakikaten ne kadar zorluklarla Ankara'ya vardıklarını daha iyi anladık. Bu yolu yürürsek o dönemde memleketin ne kadar zorluklarla kazanıldığını görmüş ve hatırlamış oluruz' diye konuştu.
Şu anda bireysel olarak İstiklal Yolunu yürüdüklerini ifade eden Durmaz, 'Önümüzdeki yıllarda inşallah bir proje hazırlayarak bu yürüyüşü gerçekleştiririz. Proje dahilinde olursa rehberler, arkeologlar, tarihçiler eşliğinde daha akademik çalışmalar olabilir. İnebolu'dan Kastamonu'ya yürürken rehber eşliğinde siz yürürken tarihi de anlatarak şu bölgede bunlar yaşandı, şurada bu zorluklar görüldü, bazı bölgelerde öküzler kağnıları çekemiyorlar, ek öküz getirmek zorunda kalıyorlar. O kadar dik yokuşlar var ki geçilmesi zor. Bunlar rehber eşliğinde, tarihçiler eşliğinde anlatılarak yürünürse daha anlamlı olur. Şu anki ve gelecek nesiller daha iyi anlar. Bu yolda unutulmamış olur. Bizim istediğimiz ve tek amacımız budur. Tarihimiz unutulmasın. Aradan 100 yıl geçmiş ama hakikaten o günkü yoklukla burayı nasıl geçtiniz, biz yürürken bile zorlandık dedik kendi kendimize. Ama millet, vatan sevgisi, iman gücü, bunların hepsi birleşince demek ki oluyormuş. Bunu görmüş olduk' şeklinde konuştu.