Adalet Bakanı Bozdağ Bitlis'te:

- 'Teröristle ve terör örgütüyle mücadelesini hukuk devleti kurallarına azami derecede riayet ederek sürdüren yegane ülke Türkiye'dir' - 'Şu an değişik il ve ilçelerde valiliklerimiz ve kaymakamlıklarımız kurulan barikatların, kazılan hendeklerin ve bombalı tuzakların ortadan kaldırılması, vatandaşımızın normal bir biçimde hayatını sürdürmesi, can ve mal emniyetinin tesisi, kamu güvenliğinin tesisi maksadıyla ilan edilmiş olan sokağa çıkma yasakları esasında, hukuk devleti kurallarına tam uyma konusundaki hassasiyetin bir göstergesidir' - 'Öte yandan paralel alçaklar ve onların güdümünde çalışan kamu içinde ve dışında çalışan alçaklar, bu terör örgütüyle dayanışma içinde. Onun da hesabını bu dayanışmayı yapanlardan sormak, bizim boynumuzun borcudur'

BİTLİS (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde terörle mücadele yürütülen bazı şehirlerdeki sokağa çıkma yasaklarına ilişkin, 'Teröristle ve terör örgütüyle mücadelesini hukuk devleti kurallarına azami derecede riayet ederek sürdüren yegane ülke Türkiye'dir' dedi. Muş'taki temaslarının ardından helikopterle Bitlis'e gelen Bozdağ, İl Jandarma Komutanlığında Vali Ahmet Çınar, Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Ataman ve kurum amirleri tarafından karşılandı.

Bitlis Kültür Merkezinde düzenlenen 'Adliye Faaliyet Raporları' toplantısına katılan Bozdağ, ülkenin dört bir yanında terörle mücadele yürütülürken, bazı güvenlik güçlerinin hayatını kaybederek şehadet mertebesine ulaştığını söyledi.

Bozdağ, Bitlis halkının bugün şehidini toprağa verdiğini, Nusaybin'de de şehitlerin olduğunu anımsatarak, 'Vatanımızın bölünmez bütünlüğü için hayatını feda eden şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum. Milletimizin başı sağ olsun. İstiklal Marşımızı okurken de şehadet ve vatan ilişkisini görürsünüz. Eğer bir ülkenin üzerinde yaşayan ve orayı vatan bilenler gerektiğinde o ülkenin vatan olarak kalması için ölmeyi göze almazlarsa, vatan sahibi olma imkanları da olmaz. Onun için Türk milleti ve aziz milletimizin her bir ferdi, binlerce yıldır özgür ve bağımsız yaşamak, birlik ve dirlik içinde olmak için bu noktada üzerine vazife düştüğü zaman cennete koşarcasına ölüme koşmaktan çekinmemiştir' diye konuştu.

- 'Terörle sadece Türkiye mücadele etmiyor'

Dünyadaki birçok ülkenin de Türkiye gibi terörle mücadele ettiğini, terör örgütlerinin dünyanın hemen her ülkesinde eylem yapacak imkan ve fırsatı bulabildiğini vurgulayan Bozdağ, şöyle devam etti:

'Türkiye'nin terörle mücadele eden ülkelerden bir farkı var. Teröristle ve terör örgütüyle mücadelesini hukuk devleti kurallarına azami derecede riayet ederek sürdüren yegane ülke Türkiye'dir. Bugün Türkiye kadar hukuk devleti kurallarına azami riayet ederek terörle mücadelesini etkin ve kararlı bir şekilde sürdüren ikinci bir ülkeyi hiçbir kimse gösteremez. Bakın Fransa'da bir terör saldırısı oldu, Fransa hükümeti hemen 'olağanüstü hal' ilan etti. Dahası Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine bir yazı yazarak İnsan Hakları Sözleşmesi'ni geçici olarak askıya aldığını bildirdi. Türkiye ne yapıyor? Mücadelesini hukuk içinde yapıyor. Şu an değişik il ve ilçelerde valiliklerimiz ve kaymakamlıklarımız kurulan barikatların, kazılan hendeklerin ve bombalı tuzakların ortadan kaldırılması, vatandaşımızın normal bir biçimde hayatını sürdürmesi, can ve mal emniyetinin tesisi, kamu güvenliğinin tesisi maksadıyla ilan edilmiş olan sokağa çıkma yasakları esasında, hukuk devleti kurallarına tam uyma konusundaki hassasiyetin bir göstergesidir.'

Masum insanların burnunun dahi kanamaması için gösterilen hassasiyet nedeniyle bölgelerdeki mücadelenin zaman aldığına dikkati çeken Bozdağ, terörle mücadelenin bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edeceğini dile getirdi.

Bozdağ, AİHM'ye şu ana kadar sokağa çıkma yasaklarının da arasında yer aldığı 29 dava açıldığına, bunlardan 27'sinin reddedildiğine işaret ederek, 'Anayasa Mahkemesine yapılan müracaatlara baktığımızda 12 olduğunu görüyoruz. Bu müracaatların tamamı da reddedildi. Hukuk devleti ilkelerine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin kurallarına göre incelemeler yapılarak bu kararlar verildi. Bu neyi gösteriyor? Mücadelenin hukuk içinde yürütüldüğünün hem AİHM hem de bir İnsan Hakları Mahkemesi gibi çalışan Anayasa Mahkemesi tarafından tescil edildiğinin somut bir kanıtıdır' ifadelerini kullandı.

- 'Terörle mücadele hız kesmeden devam edecek'

'Türkiye terörle mücadelesini hız kesmeden sürdürecektir. Zaman zaman 'Bu mücadele hız keser mi, yavaşlar mı' diye soranlar oluyor. Bunu bir de Bitlis'ten ifade etmek isterim ki hükümetimiz terör bitene kadar mücadelesini etkin ve kararlı bir şekilde sürdürecektir' diyen Bozdağ, vatandaşların demokratik haklarının daha da güçlendirilmesi, ihtiyaçlarının karşılanması, her türlü yardımın yapılması konusundaki çalışmaların da aynı kararlılıkla devam edeceğini kaydetti.

Terör örgütünün, Türkiye'nin her tarafında yalanla ve iftirayla büyük bir algı operasyonu yürüttüğünü ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:

'İşte sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasıyla ilgili mahkemelere yaptıkları müracaatlarda 'Hastaneye çocuğunu götüremediği için mağdur olan kadınlar var' deniliyor. Bu konu araştırıldı ve bir kadın hastaneye ulaştırılmış. Doğum hastası kadının sezaryen olmayı reddettiği ortaya çıktı. Daha sonra başka bir hastanede doğum yaptığı tespit edildi. Hatırlarsanız bodrum katında kalan bazı sivillerden bahsedildi. Adres isteniyor ve adres bilgileri yok. 'Faysal Sarıyıldız ile görüşün' deniliyor. O 'Birazdan dönerim' diyor. Daha sonra da 'İdris Baluken'e sorun' ve 'Bina yıkıldı' deniyor. Binanın sağlam fotoğrafları çekiliyor. Aslında orada sivil vatandaşlar değil, PKK'nın eli kanlı teröristleri... Hangi adreste olduklarını aslında onlar da bilmiyorlar. Onlara yardım için oraya dolanan siyasiler de adresi bilmiyor. Çok açık ve net.'

- 'Paralel alçaklar, terör örgütüyle dayanışma içindeler'

Teröristleri 'sivil vatandaş' gibi göstermenin ve bunun üzerinden güvenlik güçlerinin, hükümetin talimatıyla siviller üzerinde katliam yaptığını iddia etmenin büyük bir iftira olduğunu dile getiren Bozdağ, 'Teröristlerle yapılan mücadeleyi sivil halkla yapılmış gibi gösteriyor. Bu hendekleri kim kazıyor, barikatları kim kuruyor, bombalı tuzakları kim kuruyor, askere ve polise kurşunu kim yağdırıyor, roketi kim atıyor, asker ve polis kendi kendini mi vuruyor? Olup biten herkesin gözü önünde. Dolayısıyla buna hepimizin gözü açık bakması lazım. Gözü kör bakarsak hakikati göremeyiz. Türkiye'nin bu noktadaki kararlılığı bütün bu algı operasyonlarına rağmen devam edecektir. Öte yandan paralel alçaklar ve onların güdümünde çalışan kamu içinde ve dışında çalışan alçaklar, bu terör örgütüyle dayanışma içinde. Onun da hesabını bu dayanışmayı yapanlardan sormak, bizim boynumuzun borcudur. Bu millete sadakatimizin gereğidir' şeklinde konuştu.

Bozdağ, defin için verilen cenazelerin çalışmayan mezbahanelere bırakıldığını anımsatarak, terör örgütü ve yandaşlarının kendi hedefleri doğrultusunda mücadele edenlerin ölüsüne bile saygısının olmadığını aktardı.

- Kişisel verilerin korunması

Son günlerde 49 milyon civarındaki insanın kişisel verilerinin bazı internet sitelerinde yer aldığına dair bilgilerin dolaştığını hatırlatan Bozdağ, şöyle dedi:

'Türkiye'de kişisel verilerin bir hak olarak düzenlenip Anayasa'ya girmesi 2012 Eylül referandumundadır. Kişisel verilerin korunmasını isteme, verilere erişme, verileri öğrenme, yanlışların düzeltilmesi, eksikliklerin tamamlanmasını isteme, kişilerin kendilerine ait verilerin amaca uygun kullanılıp kullanmadığını denetleme hakkı Anayasa'ya ilk defa 2010'da girdi. Bu amaçlar doğrultusunda uyum yasası Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Türkiye'de ilk defa kişilerin verilerini korumakla görevli bir kurum ve bu kurumu yönetmek için Kişisel Verileri Koruma Kurulu oluşturuldu. Hangi kurum hangi merci olursa olsun, kişisel verileri işleyecekse, bundan sonra Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'ndaki ilke ve esaslara uygun biçimde o verileri işleyeceklerdir. Her kurumda kişisel verilerin işlenmesi ve korunmasından sorumlu bir kişisel veri sorumlusu tayin edilecek. Bütün kurumlar ve organlar, bundan sonra veri işlemek ve işlediklerini korumakla birinci derecede görevli ve sorumlu olacaktır.'

- 'Yargı denetimi halka açık olacak'

Gelecek süreçte hem yargının yaptığı hizmetlerden memnuniyet oranını artırmak hem de yargı güvenini daha yukarılara çekmek maksadıyla bazı projeleri hayata geçireceklerini dile getiren Bozdağ, 'Yargı görevi yapanlar bundan sonra inşallah bir zaman yönetimi uygulaması başlatacaklar. Bir dava açıldığında mahkemenin kalemi davayı kaç günde bitireceğine dair bir belge verecek. Cumhuriyet savcılıklarına şikayet yapıldı. Bu kalem de şikayetçiye kaç gün içinde bir kararla neticelendireceğine dair bir belge verecek. Bütün bunlar için uzun soluklu araştırmalar yapıldı. Hakimlerimize, savcılarımıza, Yargıtay başkanlarımıza, Danıştayımıza, herkese soruldu. Şu anda mevcut davaların bitimine dair davalar için bir süre tespit edildi. Vatandaş artık davasını açtığı gibi ne zaman biteceğini de bilecektir. Bu yargının geciken adaleti, adalet olmaktan çıkaran bu amaçları ortadan kaldırma konusunda kendini halkın denetimine açmasıdır' diye konuştu.

Bakan Bozdağ, daha sonra beraberindeki AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz ile Valiliği ve Adalet Sarayı'nı ziyaret etti.

Bakmadan Geçme