Ağır sanayide 85 yılı geride bırakan KARDEMİR, Türkiye'nin kalkınmasında öncülük ediyor
Türkiye'nin ilk ağır demir çelik sektörü KARDEMİR, 85. kuruluş yıldönümünü kutluyor.
Türkiye'nin ilk ağır demir çelik sektörü KARDEMİR, 85. kuruluş yıldönümünü kutluyor.
15 haneli Öğlebeli köyünden oluşan bir mahalleyi il yapan KARDEMİR AŞ. geçirdiği krizli yılları geride bırakarak 85 yıldır Türkiye'nin ekonomisine katkı sağlayan bir fabrikanın yanı sıra bir okul olma öncülüğüyle birlikte milli ve yerli üretimle ülke ekonomisine ve kalkınmasına öncülük etmeyi sürdürmeye devam ediyor. 27 yıl önce 1995'te ömrünü tamamladı diye kapatılma kararı verilen Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri Fabrikası bugün Türkiye'nin aranan markası yanında dünya şirketleri ile rekabet edecek konuma geldi.
'KARDEMİR'in kuruluş öyküsü'
Temelleri 3 Nisan 1937'de atılan Karabük Demir Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) A.Ş., 78 yıllık serüveninde inişli çıkışlı yollardan geçerek tüm zorluklara rağmen ayakta durmayı başardı.
Atatürk'ün Türkiye'de demir çelik sanayi kurulup kurulmayacağının incelenmesine dair emir vermesinin ardından 2 kez girişimde bulunulmasına ve sonuçlar olumlu çıkmasına rağmen ödenek yokluğu nedeniyle ertelenen fabrika kurulması yönündeki çalışmalar 1932'de üçüncü kez Rus heyetinin incelemeleri ile gündeme gelerek yeniden başlatıldı. Türkiye'de ekonomik ilkeler içinde demir çelik sanayi kurulup kurulmayacağının incelenmesine 1925 yılında İktisat Vekaleti tarafından başlandı. 1925 yılında, bir taraftan petrol yataklarının incelenmesi için Lüksemburglu Dr. Lucius diğer taraftan kömür ve demir cevherini incelemek için de Avusturya'dan Leopen Maden Mektebi profesörlerinden Dr. Granigg getirildi. Dr. Granigg, Türkiye'de demir çelik sanayi kurmaya elverişli demir cevherinin bulunup bulunmadığını, maden kömürlerimizin demir çelik sanayiinde kullanılacak kok kömürü yapımına elverişli olup olmadığını, demir çelik sanayinin ekonomik bir şekilde Türkiye'nin neresinde kurulması gerektiğini incelemek üzere görevlendirildi. Dr. Granigg'in çalışmaları sırasında Ticaret Vekaleti'nde bir genel müdürlük kurularak başka uzmanlar da getirilerek madenlerimiz incelettirildi, Belçika'da Maurice ve Almanya'da Koppers firmalarında kömürlerin koklaşma testleri, Lüksemburg'da Medinger'de demir cevherinin analizleri yapıldı. Ancak, bu çalışmalara devam edilemedi ve demir çelik sanayinin kuruluşu 1928 yılına kadar gündeme gelmedi. 1928 yılı başlarında Erkan-ı Harbiye'de bir toplantı yapılarak demir çelik sanayinin durumu yeniden incelenmiş ise de bütçeye ödenek konulmadığından demir çelik sanayinin kurulması işi ikinci kez sonuçlandırılamadı. Türkiye'de demir çelik sanayinin kurulması çalışmalarına 1932 yılında üçüncü kez Rus heyetinin incelemeleriyle başlandı. Heyetin verdiği raporda, 1929-1930 yılları gümrük istatistiklerine göre yılda 150 bin ton demire sürüm bulunabileceği, gelecekteki ihtiyaç da düşünüldüğünde 300 bin ton/yıl üretim yapacak yüksek fırınlara gereksinim duyulacağı, yüksek fırınların işletilmesi için kurulacak kok fabrikasından da kimya sanayi bakımından çok önemli yan ürünler elde edileceği, ağır sanayi merkezi çevresinde kurulacak sülfürik asit ve diğer yan sanayinin ekonomik olacağı tespit edildi. Nihayet, ağır demir sanayinin kuruluş yerinin tespiti ve diğer sorunların incelenmesi için Sümerbank ve Erkan-ı Harbiye birlikte incelemelerde bulunarak birinci Sanayi Planı'nın bu en önemli kuruluşunun kesin olarak kurulmasına karar vermişler ve kuruluş yeri için Karabük yöresi uygun bulundu.
'Çeltik tarımından çelik sanayisine'
Türkiye'de ağır demir sanayinin kurulmasına dair kanun 17 Mart 1926'da kabul edilerek 29 Mart 1926 tarihli 334 sayılı Resmi Gazete'de 786 No'lu Kanun olarak yayınlandı. Demir Çelik Sanayinin kurulması için 1925 yılında incelemelere başlanmasından sonra bu sanayi için uygun bir yerin seçilmesi sorunu ile de ilgilenildi ve zaman zaman değişik fikirler öne sürüldü. Bu konuda Amerikalı iktisatçılar ve Rus heyeti incelemeleri ile Sümerbank ve Erkan-ı Harbiye mümessillerinden bir kurul çalışmaları sonrası demir çelik sanayi kuruluş yeri için maden kömürü havzasına yakın olan 'Karabük' seçildi. Karabük'ün demir çelik memleketi seçiliş nedenleri olarak; maden kömürü havzalarına yakınlık, demiryolu güzergahı üzerinde ve yörenin işçi yerleşmesine uygun oluşu ile jeolojik bakımdan ağır endüstri kurulmasına elverişli olması gösterildi. Karabük Demir Çelik Sanayii'nin kurulmasına elverişli görülmesi nedeniyle 10 Kasım 1936 tarihinde İngiliz Hükümeti ile imzalanan 2,5 milyon sterlinlik bir kredi anlaşması üzerine H.A. Brassert firmasına ihale edilen tesislerin temeli, 3 Nisan 1937'de zamanın Başvekili İsmet İnönü tarafından Zonguldak'ın Karabük köyünde Filyos Irmağı'nın kolları olan Soğanlı ve Araç çaylarının birleştiği arada geniş çeltik tarlaları üzerinde atılmış ve böylece Karabük'te çeltik tarımından çelik sanayisine dönülerek Türkiye'nin ilk ağır sanayi hamlesi başlatılmış oldu.
1 Mart 1938'de teknolojik montaj çalışmalarına başlanılan entegre demir çelik tesisleri kurucu İngiliz firması uzmanları ile birlikte Türk mühendis, teknisyen ve işçilerinin azami gayretle çalışmaları sayesinde 3 yıl gibi kısa sürede yapılarak 6 Haziran 1939'da kuvvet santralinin işletmeye alınmasını müteakiben diğer tesisler de peyderpey işletmeye alındı. Karabük köyünün çeltik tarlalarında kurulan tesislerden ilk Türk çeliği, 10 Ekim 1939 tarihinde alındı. Fabrikanın kuruluşunda köylüler katır sırtlarında taş taşırken, mahkumlar bir yıl çalışmaları karşılığı mahkumiyetlerinden 2 yıl affedilerek çalıştırıldı. İngiliz ve Alman mühendisler, Türk köylüleri ve mahkumlar, tesislerin kuruluş inşaatında çalıştı.
'Fabrika kuran fabrika'
3 Nisan 1937'de temeli atılarak kurulan Demir Çelik Fabrikaları 13.05.1955 tarihine kadar Sümerbank'a bağlı 'Demir Çelik Fabrikaları Müessese Müdürlüğü' adı altında çalıştı. Demir Çelik Fabrikası İşletmesi'nin muhtelif ünitelerinin ilavesi ile genişletilmesi üzerine Müessese, Sümerbank'tan ayrılarak 13.05.1955 tarih ve 6559 sayılı kanunla bağımsız bir KİT durumuna gelmiş ve 'Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü' adını aldı. 21.06.1955 tarihinde Eti Bank'ın bir müessesesi olan Divriği Demir Madenlerini de bünyesine alan ve Genel Müdürlük olarak faaliyet gösteren Karabük Demir Çelik Fabrikaları bünyesinde deneyimli montaj elemanları yetiştirerek Türkiye'de ağır sanayinin kurulması ve 3. Demir Çelik Fabrikası olan İskenderun Demir Çelik Fabrikası'nın kurulmasına da öncülük etti. Uzun yıllar ulusal endüstrinin lokomotifi olan Karabük Demir-Çelik İşletmeleri, bir dönemden itibaren teknolojisini yenilemekten alıkonulur ve Karabük'ten kaynaklanmayan nedenlerle zarar etmeye başladı. Böylece 5 Nisan 1994 tarihli Ekonomik Tedbirler Programı çerçevesinde yıl sonuna kadar özelleştirilmesine, bunun sağlanamaması durumunda kapatılmasına karar verildi. Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 30.12.1994 tarih 94/16 sayılı kararı ile Karabük Demir Çelik Fabrikaları Müessesesi özelleştirme programına alınmış, bu amaçla müessese 13.01.1995 tarihinde Karabük Demir Çelik Fabrikaları A.Ş.'ye dönüştürüldü. Özelleştirme Yüksek Kurulunun 94/16 ve 29.03.1995 tarih 95/30 sayılı ek kararları Karabük Demir Çelik Fabrikaları A.Ş.'nin Müteşebbis Heyet tarafından 17.02.1995 tarihinde kuruluşu tamamlanan KARDEMİR AŞ.'ye devri öngörüldü. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile KARDEMİR AŞ. Müteşebbis Heyeti tarafından imzalanan 30.03.1995 tarihli sözleşme ile devir şartları hükme bağlanarak hisselerinin tamamı devredildi.
'Mahalleyi il yaptı'
KARDEMİR'in kurulmasıyla giderek büyüyen 13 haneli Karabük Mahallesi, 6 Haziran 1995 gün ve 22305 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 550 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Türkiye'nin 78. ili olarak stratejik bir konuma geldi. Türkiye'de kurtuluşunu değil kuruluşunu kutlayan nadir illerden biri olan Karabük, ülkenin gelişmesinde önemli rol oynadı. Demiryolu rayı ve ağır profil üretiminde Türkiye'nin tek milli markası olan ve 'Fabrikalar Kuran Fabrika' unvanını alan şirket, sektörde kuruluşundan itibaren ülke demir çelik sektörü için bir okul işlevi görüyor. Yenilenen teknolojisiyle üretim kapasitesini 3,5 milyon tona çıkarmayı hedeflerken, Türkiye'nin tek tren tekeri ve ray üreticisi olan KARDEMİR milli ve yerli üretimiyle Türkiye'nin ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyor. Öte yandan, UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan ve Osmanlı döneminden kalma eserlerin bulunduğu Safranbolu, Türkiye'nin en büyük blok ormanlarının yer aldığı Yenice, İslam öncesi medeniyetlerden kalıntıların yer aldığı Eskipazar ile göletleri bulunan Eflani ve Ovacık ilçesiyle de Türkiye'nin önemli bir kenti olan Karabük, ülkenin turizmine de büyük katkı sağlıyor.
Karabük Valisi Fuat Gürel, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, KARDEMİR'in kamu kaynaklı kurulduğu için yıllar itibariyle bir devlet işletmesi olarak ülkenin bütün kalkınma hamlelerinde öncü olarak görev yaptığını belirtti.
KARDEMİR için 'Hem de iş gücü olarak bütün ülkenin gelişmesinde ne kadar fabrika varsa onların kurulmasında çok büyük destekleri olan bir fabrikadır' diyen Gürel, 'Günümüze gelindiğinden KARDEMİR en son devlet elindeyken 600 bin ton kapasitedeyken şuan itibariyle 3 milyon ton üzerinde bir üretim ile ülkemizin en nemli demir çelik işletmelerinden biri konumunda' ifadelerini kullandı.
Şirketin Türkiye'de üretilmeyen ürünleri de üretir duruma geldiğini kaydeden Gürel, 'Tren tekerleği ve ray üretiminde tek üretici. Ülkemizin ihtiyacını karşılarken diğer yandan da ihraç edebilecek duruma gelmiştir. Kültürüyle, işçisiyle, mühendisiyle, şehir altyapısıyla bu ülkemizin kalkınmasına öncülük eden KARDEMİR, şimdi de yeni ürünlerin üretilmesi hususunda da özellikle dünyada yerini alabilecek bir işletmemiz' dedi.