'Asgari ücret de en düşük emekli aylığı da 30 bin lira olsun'

CHP lideri Özgür Özel, asgari ücretin 30 bin TL'ye çıkarılmasını ve emekliye asgari ücret düzeyinde maaş verilmesini zorunluluk olarak nitelendirdi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) grup toplantısında yaptığı açıklamalarda, ekonomi, emek, asgari ücret ve engellilerin hakları gibi birçok temel konuya değindi. Toplantıda yaptığı konuşmada, Özel özellikle asgari ücretin 30 bin TL'ye çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, emeklilere asgari ücret düzeyinde maaş bağlanmasının artık bir zorunluluk olduğunu ifade etti.

Asgari Ücret ve Emekliye Destek

Konuşmasında, son yıllarda ekonomik koşullar nedeniyle işçi ve emekçilerin yaşam standartlarının giderek kötüleştiğini belirten Özel, “2009 yılında 26 bin TL'ye alınabilen bir aracın bugün 1 milyon 800 bin TL olduğu bir ekonomik gerçeklikle karşı karşıyayız. Bugün bu ülkenin insanı, bir yerli araç almak için 90 deste parayı bavulla taşıması gerekiyor” diyerek ekonomik tablonun ciddiyetine dikkat çekti.

Özel, işçilerin ve emeklilerin taleplerine ses olmayı sürdüreceklerini belirterek şunları söyledi:
“Bir yerli araç almak için bu kadar para gerekiyor ama emeklinin ve asgari ücretlinin eline geçen para açlık sınırının bile altında. 30 bin TL asgari ücret şarttır. Emeklinin en düşük maaşının da asgari ücret seviyesinde olması zorunludur. Bu talepler, bizim siyasi gündemimiz değil; milletin talebidir.”

Engelli Hakları ve Sosyal Destekler

CHP lideri, engelli vatandaşların yaşam standartlarının iyileştirilmesi için atılması gereken adımlara da değindi. Engelli maaşlarının asgari ücret seviyesine çıkarılacağını belirten Özel, “Engelli ve yaşlısına bakan sosyal güvencesiz kadınlara ödenen evde bakım ücretini net asgari ücret seviyesine yükselteceğiz. Ayrıca, Engelliler Haftası'nda yılda bir kez seyyanen net asgari ücret ödemesi yapacağız” dedi. Özel, 2024 yılı içinde yapılmayan engelli öğretmen atamalarının da bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Aile Hekimlerinin ve Sağlık Çalışanlarının Mücadelesi

Sağlık alanında yaşanan sorunlara da değinen Özel, aile hekimlerinin grevleri ve özlük hakları ile ilgili konulara dikkat çekti. Özel, “Aile hekimlerini istatistiklere göre değerlendirip özlük haklarını ellerinden alan bir yönetmelikle sağlık sistemini tasarruf aracı haline getirmeye çalışıyorlar. Aile hekimlerimiz bugün greve gitmek zorunda kalıyorsa, bu, sistemin çöktüğünü gösterir” dedi. Ayrıca eczacıların bu süreçte ilaçsız kalan hastalara destek için verdikleri çabayı takdirle karşıladığını belirtti.

Depremzedeler ve Mücbir Sebep Uygulaması

Depremzedelerin karşı karşıya olduğu zorluklara da değinen Özel, deprem bölgelerinde hayatın normale dönmediğini vurguladı. “Mücbir sebep uygulaması yeniden devreye alınmalı ve en az üç yıl boyunca devam etmelidir. Depremzedelere verilen sözler tutulmadı. Konutların yüzde 90'ı hâlâ teslim edilmedi. Bu sürecin takipçisi olacağız” dedi.

Özgür Özel, işçi, memur, emekli, öğretmen ve sağlık çalışanlarının hakları için mücadelenin süreceğini belirterek şunları ekledi:
“Bizim önceliğimiz, milletimizin dertlerine çözüm olmaktır. Ülkeyi bu hale getirenler bizi kendi gündemlerine mahkûm edemezler. Emekçinin hakkını alacağı, adaletin sağlanacağı bir Türkiye için mücadelemizi sürdüreceğiz.”

“Yüzde 78'i verirseniz 30 bin, vermezseniz yokluk oluyor”

“Bu milletin gündemi, ekonomi; asgari ücret, emekli maaşı. Önümüzdeki hafta 2025 bütçesinin genel kuruldaki görüşmeleri ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun toplantıları eş zamanlı başlıyor. Türkiye'de asgari ücret, ücretlilerin yüzde 57'si. Almanya'da bu rakam yüzde 9. Bir sene kıdemi alan, asgari ücretten kopar. Bunun doğrusu budur. Bizim asgari ücret canavarı biraz daha büyüyerek, biraz daha büyüyerek yüzde 57'ye ulaşmış durumda. Seçim öncesi ‘Asgari ücrete yılda üç ya da dört kez enflasyon iyileştirmesi yapacağız, zam yapacağız' diyenler bir yıl boyunca asgari ücrete zam yapmadılar. 17 bin 2 liranın bugün için alım maliyeti, daha bu ayki hesap, iki ay daha varken 11 bin 600 liraya düşmüş. Verildiği günkü alım gücü olarak, 17 bin liralık asgari ücret yıl sonunda 10 bin liraya düşmüş olacak. Bir yıl boyunca zam yapmadılar, şimdi asgari ücrete zam yapacakken; ‘Enflasyonu vermeyelim. Beklenti enflasyonunu verelim, gerçekleşeni değil.' Beklentisi düşüktü, beceremedi. Hayat pahalandı, düşük zammı verecekmiş. Sebep? ‘Asgari ücrete zam yaparsak enflasyonu düşüremeyiz.' 11 aydır zam yapmıyorsun, enflasyon düşüyor mu? Merkez Bankası'nın hesabı: Asgari ücrete yapılacak yüzde 1'lik zam, on binde 7 oranında, binde 07 etkiliyor enflasyonu. Yüzde 100 zam bile yapsan, enflasyona etkisi yüzde 10'un altında kalıyor. O yüzden böyle bir yaklaşım tamamen kandırmaca, aldatmaca. Pandemide bedeli ödeyen emekçi, krizde bedeli ödeyen emekçi, seçim ekonomisinde bedeli ödeyen emekçi. Şimdi enflasyon düşecek, yeniden emekçiye kazık atmaya çalışıyorlar. Sayın Bahçeli'nin hatırına tekrar ediyoruz: Asgari ücret talebimiz 30, bunun altında biz yokuz. Bugün TÜİK'in… Tayyip Bey'i Üzmeyen İstatistik Kurumu'nun baş harfleridir TÜİK. Onun hesabına göre bile aylık enflasyon 2,25. Yıllık enflasyon 47. Hedef yine tutmayacak. Ama bu yüzde 47'lik zammı vermek yerine, yüzde 25 - 30 zam vermeye niyetleniyorlar. Biz çalıştık, asgari ücretlinin gerçek enflasyonu yüzde 80. Onun verdiği kira, onun aldığı peynir, onun aldığı ekmek, onun aldığı - alamadığı zeytin, onun çocuğunun cep harçlığı, okul harçlığı, onun mutfak masrafında yüzde 78 artış var. Onu verirseniz 30 oluyor, onu vermezseniz yokluk oluyor.”

“Asgari ücret alan için 30, veren için 24 bin oluyor”

“Peki bu asgari ücreti verirken… Sadece bunu büyük işletmeler vermiyor ki, küçük esnaf veriyor. Onu da çalıştık. Asgari ücret 30 olunca devletin kasasına 1 trilyon fazladan SGK prim fazlası giriyor. O paranın sadece dörtte biriyle bakın ne yapabiliyorsunuz? 1 ila 10 arasında asgari ücretli çalıştıran küçük esnafa; berbere, eczaneye, esnaf lokantasına, tuhafiyeciye… 6'şar bin lira kişi başına destek verebiliyorsunuz. Bir kişi çalıştırıyorsa 6 bin, 10 kişi çalıştırıyorsa 60 bin lira. Bu para, 30 bin olan asgari ücretle zaten kasaya 1 trilyon girdi. 10-50 arasına 3 bin, 50-100 çalışana 2 bin, 100 üstündekine de 1500 lira işçi başına destekleme. Asgari ücret 30 oluyor, alan açısından; 24 oluyor, veren açısından. Nasıl hesap? Bunu Ekonomi Takımımız gittiği bütün şehirlerde anlatıyor. Esnaf ‘Harika oluyor' diyor. Çalışan ‘Harika olur' diyor. 100'ün üzerinde eleman çalıştıran atölye bile ‘Harika olur' diyor. Çünkü o da biliyor ki geçinemeyecekler. Ama Türkiye'nin zorluğu şu: Asgari ücret, alan için çok düşük, veren için çok yüksek bir noktaya geldi. Bunun için devletin bu işe destek vermesi, en azından 6 bin liranın desteklenmesi lazım. Senin hesabın zaten asgari ücreti 24 yapmak değil mi? 24 yapmış oluyoruz. Fazladan aldığın verginin bir kısmıyla SGK priminin de o farkı vatandaşın cebine koymuş oluyoruz. 30 liralık asgari ücretle bütün emekçilerimizin yüzünü güldürmüş oluyoruz.”

“Altın hesabımız ak parti'nin kimyasını bozmuş, bozsun”

Diğer bir yandan, emekli maaşları. Dün Plan ve Bütçe'deki arkadaşlarımızla birlikte çalıştık. Bize diyorlar ki, ‘Emekli maaşları ve o konudaki altın hesabı AK Parti'nin kimyasını bozmuş.' Bozsun. Hep sen mi milletin asabını bozacaksın, kimyasını bozacaksın? Hesap şurada: Tayyip Bey'in geldiği gün, Sayın Erdoğan'ın geldiği gün en düşük memur maaşı 14,5 çeyrek altın alıyorken, şimdi 7,5 alıyor; 7 çeyrek altın kayıp. ‘Memurdan kesilen Erdoğan vergisi', her ay 7 çeyrek altın. En düşük emekli maaşı 8 çeyrek alırken, 2,5 çeyreğe düşmüş; her ay 5,5 çeyrek altın kayıp. Asgari ücret 7 çeyrek alırken, 3'e düşmüş; her ay emekçiden 4 çeyrek altın kayıp. Kredi ve Yurtlar Kurumu öğrencisine kredi 1,5 çeyrek alırken ‘çeyrek' çeyrek altın verebiliyor; gerisi kayıp.”

“Asgari ücretliye de emekliye de hak ettiği altını vereceğiz”

“Bu ülkede çalışan emekçinin ve emeklinin hak ettiği altını alabilmesi için; ya altın fiyatını indireceksiniz ya maaşları artıracaksınız. Altın fiyatını indirecek beceriniz yok. Doları tutamıyorsunuz. O yüzden maaşları artıracağız. En düşük memur maaşı 14,5 çeyrek altın olacak, asgari ücret 7 çeyrek altın olacak, emekliye en az 8 çeyrek altın maaşı vereceğiz. Veremezseniz, bu seçim ekonomisi sonrasında döviz bu kadar yükselmiş, kurlar bu kadar uçmuşken; asgari ücretten, emekliden, memurdan çaldığınız maaşları millete geri vermek zorundasınız. Hakikaten asabınız da bozulsa, kimyanız da bozulsa bunu yapmak zorundasınız. Bu bir lütuf değil; bu, adalettir.”

“Öğrenci kredileri ve KYK borçları için adalet çağrısı”

“Öğrencilere verdiğiniz krediye bakalım. KYK kredi burslarının altın karşılığına baktığınızda çeyrek altının bile dörtte biri kadar kaldığını görüyorsunuz. Bu gençler hem eğitimsiz kalıyor hem de borçlandırılıyor. Mezun olduklarında iş bulamıyorlar ama faizle büyüyen borçlar sırtlarında. Onlara verdiğiniz kredi, üniversite eğitimi gören bir gencin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak. Gençlerimize reva görülen bu tabloyu kabul etmiyoruz. KYK borçlarının faizlerinin silinmesini ve geri ödeme sisteminin insanca bir düzene oturtulmasını öneriyoruz.”

“Asgari ücret ve emekli maaşı üzerinden yapılan manipülasyonlar”

“Bir yandan da halkın gözünü boyamaya yönelik hamlelerle uğraşıyorlar. Bütçe görüşmelerinde asgari ücret ya da emekli maaşları konuşulurken sürekli manipülasyon yapıyorlar. Rakamları çarpıtarak enflasyonun üzerini örtmeye çalışıyorlar. Gerçek şu ki; bu ülkede milyonlarca insanın cebine giren para temel ihtiyaçlarını bile karşılamıyor. Tüm bunları gizlemek için sahte tablolar, aldatıcı açıklamalar yapılıyor.”

Adalet ve şeffaflık talebi

“Biz bu düzeni değiştireceğiz. Şeffaf ve adil bir bütçe politikasıyla halkın refah seviyesini artıracağız. Asgari ücretin ve emekli maaşlarının alım gücünü artırmak bizim önceliğimizdir. İnsanlar hak ettikleri yaşam standardına ulaşacak. Devletin kaynakları doğru kullanıldığında, ekonomik dengeler halkın lehine döner. Emekçinin alın teri, esnafın emeği, gençlerin geleceği için bu adaletsizliği sonlandıracağız. Bu bir söz değil, bu bizim sorumluluğumuzdur.”

memur5.com

Bakmadan Geçme