Asgari ücret görüşmeleri 10 Aralık'ta başlıyor, işçi ve işverenin beklentileri neler?
Türkiye'de milyonlarca çalışanı etkileyen yeni asgari ücret belirleme süreci, 10 Aralık'ta Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun toplanmasıyla başlayacak.
Türkiye'de milyonlarca çalışanı yakından ilgilendiren 2025 yılı asgari ücret görüşmeleri, 10 Aralık 2024'te Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun toplanmasıyla resmen başlayacak. Yaklaşık 7 milyon kişinin asgari ücretle çalıştığı ülkede, bu süreç yalnızca çalışanlar için değil, işverenler ve ekonomik dengeler açısından da büyük önem taşıyor. Komisyon, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan 15 üyeden meydana geliyor ve oy çokluğuyla karar alıyor. Ancak tartışmalar, görüşmeler başlamadan önce kamuoyunda derin yankılar uyandırmaya devam ediyor.
Asgari Ücretin Belirlenme Süreci
Asgari ücret, her yıl Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirleniyor. Komisyonda işveren tarafını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), işçi tarafını ise en fazla üyeye sahip konfederasyon olan TÜRK-İŞ temsil ediyor. Beşer üye ile temsil edilen tarafların yanı sıra, hükümetin de beş üyesi bulunuyor.
Komisyon bu yılki görüşmelerinde, işverenlerin sürdürülebilirlik hedeflerini, işçilerin alım gücünü artırma taleplerini ve ekonomik dengeleri bir arada gözetmek zorunda kalacak. TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, "Açlık sınırının altında bir asgari ücreti kabul etmeyeceğiz" diyerek işçilerin taleplerini net bir şekilde ortaya koymuştu. Öte yandan TİSK Başkanı Mahmut Asmalı, "Asgari ücrette %25'in üzerindeki bir artış doğru olmaz" diyerek işverenlerin enflasyon endişesine vurgu yaptı.
Mevcut Durum ve Geçmiş Veriler
Mevcut asgari ücret: 17.002 TL
Açlık sınırı: TÜRK-İŞ'in verilerine göre 20.562 TL
Yoksulluk sınırı: 66.976 TL
Asgari ücret, Türkiye'deki toplam çalışan nüfusun büyük bir kısmını etkiliyor. SGK verilerine göre, ülkede asgari ücret ile asgari ücretin iki katı arasında maaş alanların sayısı yaklaşık 13 milyon kişiyi buluyor. Ayrıca, kıdem tazminatı, işsizlik maaşı, sigorta primleri gibi birçok sosyal ve ekonomik kalem de asgari ücretin artış oranına bağlı olarak değişiyor.
Muhtemel Zam Senaryoları
Asgari ücrete yapılacak artışın enflasyon oranı, ekonomik büyüme ve refah payı gibi unsurlara göre belirlenmesi bekleniyor. Türk basınında yer alan iddialara göre, hükümet ve işveren tarafı "ortalama enflasyon" bazlı bir artış teklif etmeyi planlıyor. Öngörülen bazı zam senaryoları şu şekilde:
%20 zam: 20.402 TL
%25 zam: 21.252 TL
%30 zam: 22.102 TL
%35 zam: 22.952 TL
%40 zam: 23.802 TL
%50 zam: 25.503 TL
İşveren ve İşçi Beklentileri
TİSK ve TÜRK-İŞ arasındaki görüş ayrılıkları, sürecin en dikkat çekici unsurlarından biri. TÜRK-İŞ, açlık sınırının altındaki hiçbir teklifin masada kabul edilmeyeceğini ifade ederken, işveren tarafı ise daha düşük oranlarda bir artış yapılmasını talep ediyor.
TİSK Başkanı Mahmut Asmalı, asgari ücret artışının enflasyon hedeflerine zarar vermemesi gerektiğini belirterek, "Asgari ücrette %25'in üzerindeki artış ekonomik dengelere olumsuz etki yapabilir" dedi. Buna karşın TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, fiyat artışları ve hayat pahalılığı karşısında çalışanların korunması gerektiğini dile getirerek, “Fahiş kira artışları ve temel gıda fiyatları karşısında işçilerin dayanacak gücü kalmadı” ifadelerini kullandı.
Ekonomistlerin Görüşü
Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü'nden Prof. Dr. Aziz Çelik, asgari ücretin yalnızca enflasyon oranları üzerinden belirlenmesinin yeterli olmayacağını belirtti. Çelik, "Ülkenin büyümesinden ve refahından çalışanların ne kadar pay aldığı tartışılmalı. Asgari ücret, temel bir bölüşüm aracıdır ve sadece enflasyona odaklanarak yapılan tartışmalar yetersiz kalır" dedi.
Ekonomistlerin ortak görüşü, asgari ücretin alım gücünü artırmak ve büyümeden pay alacak bir düzeyde belirlenmesi gerektiği yönünde. Özellikle 1980 öncesinde asgari ücretin kişi başı milli gelir içindeki payının %80'in üzerinde olduğu, ancak bu oranın günümüzde %47'ye kadar gerilediği ifade ediliyor.
Hükümetin Yaklaşımı
Hükümet yetkilileri, asgari ücretin çalışanları enflasyona karşı koruyacağını belirtiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, komisyonda alınacak kararın tüm paydaşların taleplerini gözeten bir dengeyi yansıtacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise asıl hedefin alım gücünü artırmak olduğunu dile getirerek, “Kimseyi enflasyona ezdirmeyeceğiz” dedi.
Erdoğan, geçtiğimiz yıl asgari ücrete yapılan %107'lik zammı hatırlatarak, "Geçen yıl enflasyon %65 iken biz %107,5 zam verdik. Bu yıl enflasyon %44 civarında olacak ve yine çalışanlarımızı koruyacağız" açıklamasını yaptı.
Toplum Üzerindeki Etkiler
Asgari ücretin yalnızca çalışanları değil, toplumun genelini ilgilendiren geniş bir etkisi bulunuyor. Sosyal güvenlik primleri, işsizlik maaşı, doğum ve askerlik borçlanması gibi birçok ekonomik unsur, asgari ücret üzerinden hesaplanıyor. Dolayısıyla bu artış, sadece ücretliler değil, genel ekonomik denge açısından da büyük bir önem taşıyor.