Belediye başkanlarının hesabı hesap gününe kalmamalı
Mahalli idareler seçimleri için kıyasıya bir yarış devam etmektedir. Belediye başkan adayları hesapsız kitapsız bir şekilde vaatlerde bulunuyorlar. Acaba büyük bir kamu kaynağını kullanan belediye başkanları için nasıl bir denetim mekanizması kurulmalı ki şeffaf ve hesap verilebilir yönetim ortaya konulabilsin? Bu soruya cevap bulmaya çalışacağız.
Büyük bir kamu kaynağını yöneten belediye başkanları da kamu görevlisi olduğu için mevzuatın öngördüğü denetime tabidirler. Özünde belediye başkanları hem hukuk önünde hem de vatandaş önünde hesap vermektedirler. Ancak gelinen noktada kayda değer hiçbir hesap sorulamamaktadır.
Hal böyle olmasına rağmen yanlış yaptığı için yargılanan belediye başkan saysı da bir elin parmağını geçmez. Yani mızrak çuvala sığmayınca yargılanmaktadırlar diyebiliriz.
Vatandaşın dilinde ise bal tutan parmağını yalar sözü sıradanlaşmıştır. Bir de minareyi çalan kılıfını hazırlar ata sözümüz var ki bu söz bütün süreci özetlemektedir.
Bunlara ilaveten belediye başkanı algılarla olguları değiştirecek maharette biriyse vay halimize. Bunun üstüne siyasi ve ideolojik bağnazlık da ilave edilince vatandaşın çaresizliği zirve yapmaktadır.
Sonunda belediye başkanı ne yaparsa yapsın "her şey vatan için" sözü dillerde dolanır durur.
Acaba nasıl bir yöntem uygulanmalı ki vatandaş derdini ve eleştirisini ilk elden seçtiği başkana iletebilsin?
Yıllar önce Refah Partili belediye başkanları halk günleri düzenleyerek vatandaşın dertlerini ve eleştirilerini ilk ağızdan dinlerler ve çözüm üretemye çalışırladı. Bu uygulamayı da Hz. Ömer'den almışlardı.
Nitekim Hz. Ömer Hac zamanı bütün valileri toplar ve halkın onlardan herhangi bir şikayeti olup omadığını öğrenirdi. Bir çeşit şeffaf ve hesap verilebilir yönetim uygulamasıydı. Şikayet edilen valileri de onların huzurunda cezalandırırdı.
Bu uygulama sayesinde Refah Partisi Genel Yönetime tırmanmıştı.
İşin özünde ise yaptığı işten emin olanlar halka hesap vermekten endişe duymazlar.
Bu nedenle belirli periyotlarla belediye başkanlarının halk günleri düzenlemesi mevzuatla zorunlu hale getirilerek şeffaf ve hesap verilebilir yönetim uygulamasına adım atılmalıdır.
Bunun yanında belediye başkanları belediyenin internet sitesinden;
1- Temsil ve tanıtım harcamalarını açıklamaya,
2- Konser vb. etkinlikler için ne kadar harcama yapıldığını açıklamaya,
3- Belediye iştirakleri dahil olmak üzere sıanvsız ve ilansız personel alımlarını ilan etmeye,
4- Sınavsız görevde yükseltilenleri açıklamaya,
5- Doğrudan teminle alınan mal ve hizmeleri açıklamaya,
6- Birinci dereceden yakınlarının sınavsız ve ilansız kamu kurum ve kuruluşlarına atanıp atanmadığını açıklamaya,
7- Müeahhitlerden veya başkalarından belediyeye aldıkları bağışları açıklamaya,
zorlanmalıdır.
Maddeler daha da arttırılabilir. Önemli olan şeffaflık ve hesap verilebilirlik için sistem kurulmasına adım atılmasıdır. Nihayetinde belediye başkanları babalarının paralarını harcamıyorlar.
En önemlisi de belediyelerden ve iştiraklerinden iş alan müteahhitlerin yaptığı harcamaların merkezi olarak izlenmesine yönelik bir sistem kurulmalıdır. Müteahitler devletle iş yaptığında herşeylerinin şeffaf olması gerektiğini bilmek zorunda olacaklar.