Bir hekimin 39 milyon lira tazminat ödemesiyle ilgili Bakan Koca'dan açıklama
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, özel sektörde çalışan bir hekimin 39 milyon tazminat ödemesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, özel sektörde çalışan bir hekimin 39 milyon tazminat ödemesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Koca, bu durumun ardında yatan Malpraktis Yasası'nın, sağlık çalışanları için büyük bir başarı olduğunu vurguladı. Malpraktis Yasası, kasıt olmadan yapılan hatalı uygulamalardan kaynaklanan tazminat sorunlarını çözmeyi hedefliyor. Bakan Koca, bu yasa sayesinde, sağlık çalışanlarına rücu edilme durumunun ancak kasıt varlığı mahkeme kararıyla sabitse söz konusu olacağını belirtti. Kamuda çalışanların da benzer şekilde rücu endişesi taşımadığını dile getiren Koca, yasanın dünyada benzeri olmayan bir güvence sunduğunu vurguladı.
Koca konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Malpraktis, bu uygulamadaki başarımızı sürdürmek için son derece önemli bir yasaydı. Bu yasa ile kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Bahsettiğiniz bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz. Kamuda çalışan hiç kimsenin bu anlamda kasıt olmadıkça rücu durumu söz konusu olmayacak. Özel sektör ayrı."
Bakan Koca'nın açıklamaları, sağlık sektöründe Malpraktis Yasası'nın getirdiği değişikliklerin önemini ve etkisini gösteriyor.
Malpraktis nedir?
Malpraktis, bir sağlık profesyonelinin mesleki uygulamalarında yaptığı hataları ifade eder. Tıbbi hatalar, tedavi sırasında uyulması gereken standartlara uymama, beceri eksikliği veya hastaya hizmet sunulmaması sonucu oluşan zarar şeklinde tanımlanır. Hekimler, mesleki standartlar, kanunlar ve yönetmelikler nedeniyle belirli yükümlülükler ve sorumluluklar taşır. Bu yükümlülükleri ihlal etmek, hukuki olarak çeşitli suçlarla sonuçlanabilir. Bu nedenle, hekimlerin mesleki yükümlülüklerini ve ilgili mevzuatı bilmeleri büyük önem taşır.
Tıbbi uygulamaların bir ekip çalışması olduğu göz önüne alındığında, hataların oluşmasında birden fazla faktör rol oynar. Bir hata veya ihmali nedeniyle hasta zarar görmüşse, bu arada bir nedensellik ilişkisi kurulmalıdır. Eğer böyle bir ilişki yoksa, hukuki bir sorumluluk da söz konusu olmayabilir. Ancak, bu durumda bile hukuki yollarla dava açılabilmektedir.
Tıp pratiği, tek bir doktorun bağımsızca yönetebileceği bir şey değildir. Hizmetin her aşamasında birçok farklı sağlık profesyoneli görev alır. Günümüzde, hekimler ve diğer sağlık çalışanları "kabul edilebilir risk" çerçevesinde görevlerini yerine getirirler. Her tıbbi müdahalenin belirli riskleri ve komplikasyonları bulunmaktadır. Bu "kabul edilebilir risk" kavramı altında, tıbbi müdahaleler sırasında ortaya çıkan olumsuz sonuçlar nedeniyle hekime sorumluluk yüklenmez.
Önemli olan, bir komplikasyonla karşılaşıldığında hekimin tutumu, hemen gereken önlemleri alması ve hasta veya yakınlarıyla durumu paylaşmasıdır. Ayrıca, teknolojik ekipmanın kullanımı sırasında da hatalar oluşabilir.