Çocuklarının hastalığı kaderlerini birleştirdi
- Van'da, otistik ya da zihinsel engelli çocuklarını yalnız bırakmak istemeyen anneler, otizm hastaları için yapılan merkezi ikinci yuvaları haline getirdi - Çocukların eğitim gördüğü merkezde kader birliği yapan aileler, aldıkları el sanatları kursuyla da aile bütçesine destek sunuyor - Anne Talia Batı: - 'Çocuklarımız bir ömür boyu yanımızda olacak. Biz de gücümüz yettiğince her zaman yanlarında olacak, onlarla gurur duyacağız. 'Cennet anahtarımız' diyerek bu yolda tökezlemeden ilerleyeceğiz'
VAN (AA) - CEMAL AŞAN/ÖZKAN BİLGİN - Van'da, otistik çocuklarının yanında olmak isteyen annelerin ikinci evi, Ayhan Şahenk Vakfı tarafından yaptırılan Eğitim ve İş Uygulama Merkezi oldu.
Edremit ilçesinde 13 bin 500 metrekare alana kurulu merkeze kayıtlı yaklaşık 200 öğrenciye, alanında uzman öğretmenler tarafından eğitim verilirken, çocuklarının yanından ayrılmak istemeyen anneler ise kendileri için oluşturulan özel odalarda zaman geçiriyor.
Hafta içi her gün çocuklarıyla merkeze gelerek eğitimlerini yakından takip eden anneler, çocuklarındaki gelişimi gördükçe büyük mutluluk yaşıyor.
Otizm hastalığı nedeniyle bir araya gelen ve kader birliği yapan anneler, mutluluk ve üzüntülerini paylaşırken, ürettikleri el sanatlarıyla da ev ekonomisine destek oluyor.
- Kızı için Hakkari'den göç etti
19 yaşındaki zihinsel engelli kızı için Hakkari'den Van'a geldiğini söyleyen Raciye Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkezde tanıştığı velilerle ikinci ailesini kurduğunu söyledi.
Kızının rahatsızlığı nedeniyle zorluklar yaşadığını anlatan Aydın, 'Çocuğumun tedavisi için Hakkari'den buraya geldim. Van'da böyle bir okulun olduğunu duyunca hiç düşünmeden buraya gelmeye karar verdim. 4 günden bu yana eğitime geliyoruz ve çok memnunum. Kısa sürede kızımda olumlu gelişmeler oldu. Öğretmenleri kızımla yakından ilgileniyor. Buradaki çocukların anneleriyle de yakın ilişki kurduk, bir aile gibiyiz. Allah hepsinden razı olsun.' diye konuştu.
- 'Annemizden yeni doğmuş gibiyiz'
İki engelli çocuğu olan Talia Batı ise merkezin yapımında emeği geçen herkese teşekkür ederek, 'Burası sayesinde annemizden yeni doğmuş gibi mutluyuz. Çocuklarımız her gün olumlu yönde gelişiyor.' dedi.
Merkeze gelen annelerle geniş bir aile oluşturduklarını dile getiren Batı, şöyle devam etti:
'Velilerle hep bir arada oturuyoruz. Çocuklarımız çok iyi şartlarda eğitim görüyor. Buranın bize kazandırdıklarını anlatmakla bitiremeyiz. Daha önce evimizde bir bardak çay bile içemez, yolculuk bile yapamazken, şimdi istediğimizi yapabiliyoruz. Böyle bir aile kurduğumuz için çok mutluyuz. Oturup sıkıntılarımızı dile getiriyor, bir şeyler üretebiliyoruz. Kaybettiğimiz özgüvenimizi kazandık. Yıllarca bir köşede fark edilmeyi bekliyorduk. Ama şimdi geniş ailemizde sıkıntılarımızı, dertlerimizi paylaşıyoruz. Toplumun da çocuklarımıza artık sahip çıkmasını istiyoruz. Dışlama, tiksinme, korkma gibi davranışlar olsun istemiyoruz. Biz anneler de artık bizi anlayan bağrına basan bir yerin olduğunu görüyoruz. Çocuklarımız bir ömür boyu yanımızda olacak. Gücümüz yettiğince her zaman yanlarında olacak, onlarla gurur duyacağız. 'Cennet anahtarımız' diyerek bu yolda tökezlemeden ilerleyeceğiz.'
- Çocuklar daha sakin bir yapıya kavuşuyor
Merkezde resim çizen, şarkı söyleyen, atölyelerde yaptıkları heykelleri boyayan, serada sebze yetiştiren otistik çocuklar, agresif özelliklerinden arındırılarak daha sakin bir yapıya kavuşuyor.
Ahyan Şahenk Vakfı Eğitim ve İş Uygulama Merkezi Müdürü Azam Akdemir de otistik çocuklar için kurulan merkezde, bakanlığın aldığı karar doğrultusunda orta ve ağır düzeydeki çocukları da kapsayan bir okul yapısına kavuştuklarını anlattı.
Merkeze gelen çocukların tamamının da bakıma muhtaç olduğunu anlatan Akdemir, 'Çocuklarımız ilk geldikleri dönemlere göre daha başarılı çalışmalara imza atıyor. Seralarda sebze yetiştirip, halk oyunları oynuyorlar. Velilerimizle bir aile ortamı oluşturduk. Hafta içi her gün okula gelen annelerimiz el sanatları kurslarında boş zamanlarını değerlendiriyor, ürettikleri ürünlerle de ekonomik kazanç elde ediyorlar.' diye konuştu.
Akdemir, merkezdeki ders ve uygulamalarla stres atan öğrencilerin saldırgan davranışlarını da atmaya başladığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
'Hastalığa farkındalık yaratmak amacıyla öğrencilerimizin katıldığı etkinlikler düzenliyoruz. Çocuklara acıma duygusuyla değil, yardımsever tarzda yaklaşmamız gerekiyor. Çocuklara acıyarak ya da korkarak baktığımızda onları kaybedebiliriz. Aileler bu durumlarda çocuklarını dışarı çıkarmaktan vazgeçiyor. Bazı anneler, öldükten sonra çocuklarının sahipsiz kalmasından korktuğu için farklı duygular yaşıyor. Bu aileleri sahiplenmemiz gerekiyor.'
Merkezin, Türkiye'de otistik çocukların eğitim gördüğü 23 merkez arasında en büyüğü olduğuna işaret eden Akdemir, sayı bakımından da en fazla öğrencinin merkezlerinde bulunduğunu belirtti.