Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ortak mücadele veremezsek barışı temin edemeyiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'BM Medeniyetler İttifakının kuruluş amacını teşkil eden hedeflere ulaşmaktan halen çok uzağız. Eğer mezhepçiliğe karşı ortak mücadeleyi veremezsek barışı temin edemeyiz.' dedi.
BAKÜ (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakü Kongre Merkezi'nde 'Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı 7. Küresel Forumu' açılış toplantısına katıldı.
Toplantıya gelişlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve eşi Mihriban Aliyeva karşıladı.
Erdoğan, forumdaki konuşmasında, Medeniyetler İttifakının sağladığı başarıya rağmen, kuruluş amacını teşkil eden hedeflere ulaşmaktan çok uzak olduğunu belirterek, 'Bizi Medeniyetler İttifakı'nı kurmaya iten kemikleşmiş önyargıları, insanları, inançları, kökleri ve kültürleri temelinde ayrıştıran anlayışı maalesef halen aşamadık. Radikal akımlarla ve bu akımların beslediği terörle mücadelede bizlerden beklenen ortak ve kararlı mücadeleyi yeteri kadar sergileyemedik.' diye konuştu.
'Şiddet ortamını doğuran eşitsizliklere çare bulamadık'
Erdoğan, Suriye, Irak, Nijerya, Fransa, Pakistan, Türkiye, Belçika ve İspanya'da, bombaların ardı ardına patladığını, yaşanan acıyı ortak bir duruşa, söyleme ve eyleme dönüştüremediklerini belirtti.
Şiddet ortamını doğuran siyasi çatışmalara, haksızlıklara ve eşitsizliklere çare bulamadıklarını, şiddeti doğuran nedenlerle mücadelede en etkili silahlardan birinin farklılıkların ötesine geçip, karşılıklı anlayış ve diyaloğu geliştirmek olduğunu tüm dünyaya kabul ettiremediklerini ifade eden Erdoğan, kutuplaşma yerine uzlaşma kültürünün ikame edilmesi gerektiği konusunda ortak bir anlayış oluşturulamadığını söyledi.
'Dinimizde terörün asla yeri yoktur'
Bu şekilde farklı medeniyetlere, inançlara, kültürlere sahip insanlar arasındaki uçurumun derinleşmesinin daha büyük felaketlerin habercisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
'Masum insanların hayatına kastetmeyi hiçbir inanç, din, hiçbir kültür, hiçbir vicdan tasvip etmez. Özellikle de İslam kelime itibarıyla, manası barış olan bir dindir. Manası barış olan bir din teröre müsaade eder mi? Bizim dinimizde terörün asla yeri yoktur ve İslam adına ortaya çıkan bu örgütler ki başta DAİŞ, bunların İslam ile yakından uzaktan alakası yoktur.'
'Teröre karşı küresel ittifakı sağlamak zorundayız'
Irkçılığın çok ciddi bir tehdit olarak teröre zemin oluşturduğunu ve bir diğer önemli sorunun da terör olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
'Eğer mezhepçiliğe karşı ortak mücadeleyi veremezsek barışı temin edemeyiz. Irkçılığa karşı ortak mücadele veremezsek terörle mücadele edemeyiz. Biz 'şu ırktan, bu ırktan' diye insanlara bakamayız. 'Şu siyahtır, şu beyaz ırktandır' diye insanları birbirinden ayıramayız. Biz karşımızdaki tüm ırkların mensuplarına insan olarak bakmak ve insan olarak hepsini sevmek zorundayız. İşte dünyada barışın temelini bu oluşturmaktadır. Teröre karşı küresel ittifakı sağlamak zorundayız.'
'Aylan bebek o kumsala vurduğu ana kadar neredeydiniz?'
Suriye'de bireysel bir terörün olmadığını, devlet terörü estirildiğini vurgulayan Erdoğan, ülkede insanlarını varil bombalarıyla, toplarla, tanklarla öldüren bir teröristin iş başında olduğuna dikkati çekti.
'Bunlara karşı acaba kırmızı halılar serenler, kırmızı halılarla bunları karşılayanlar sorumlu değil mi?' sorusunu yönelten Erdoğan, 'Aylan bebek kumsala vurduğunda insanlık 'ne yapıyoruz' demeye başladı. Peki Aylan bebek o kumsala vurduğu ana kadar neredeydiniz? Altı yıldır Suriye'de bu insanlar ölüyor. Sadece Ege'de, Akdeniz'de denizden topladığımız insan sayısı bizim şu anda 100 bine ulaştı. Onları ölümden kurtarabildik. Şu anda Suriye ve Irak'tan olmak üzere 3 milyon mülteci ülkemizde. Sağ olsun bize dostlar geliyorlar, teşekkür ediyorlar. Bizde bir söz var: 'Bal bal demekle ağız tatlanmaz', balı yersen ağız tatlanır. Bizim şu ana kadar sadece faturalı yaptığımız harcama 10 milyar doları aştı.' değerlendirmesinde bulundu.
Toplantıya gelişlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve eşi Mihriban Aliyeva karşıladı.
Erdoğan, forumdaki konuşmasında, Medeniyetler İttifakının sağladığı başarıya rağmen, kuruluş amacını teşkil eden hedeflere ulaşmaktan çok uzak olduğunu belirterek, 'Bizi Medeniyetler İttifakı'nı kurmaya iten kemikleşmiş önyargıları, insanları, inançları, kökleri ve kültürleri temelinde ayrıştıran anlayışı maalesef halen aşamadık. Radikal akımlarla ve bu akımların beslediği terörle mücadelede bizlerden beklenen ortak ve kararlı mücadeleyi yeteri kadar sergileyemedik.' diye konuştu.
'Şiddet ortamını doğuran eşitsizliklere çare bulamadık'
Erdoğan, Suriye, Irak, Nijerya, Fransa, Pakistan, Türkiye, Belçika ve İspanya'da, bombaların ardı ardına patladığını, yaşanan acıyı ortak bir duruşa, söyleme ve eyleme dönüştüremediklerini belirtti.
Şiddet ortamını doğuran siyasi çatışmalara, haksızlıklara ve eşitsizliklere çare bulamadıklarını, şiddeti doğuran nedenlerle mücadelede en etkili silahlardan birinin farklılıkların ötesine geçip, karşılıklı anlayış ve diyaloğu geliştirmek olduğunu tüm dünyaya kabul ettiremediklerini ifade eden Erdoğan, kutuplaşma yerine uzlaşma kültürünün ikame edilmesi gerektiği konusunda ortak bir anlayış oluşturulamadığını söyledi.
'Dinimizde terörün asla yeri yoktur'
Bu şekilde farklı medeniyetlere, inançlara, kültürlere sahip insanlar arasındaki uçurumun derinleşmesinin daha büyük felaketlerin habercisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
'Masum insanların hayatına kastetmeyi hiçbir inanç, din, hiçbir kültür, hiçbir vicdan tasvip etmez. Özellikle de İslam kelime itibarıyla, manası barış olan bir dindir. Manası barış olan bir din teröre müsaade eder mi? Bizim dinimizde terörün asla yeri yoktur ve İslam adına ortaya çıkan bu örgütler ki başta DAİŞ, bunların İslam ile yakından uzaktan alakası yoktur.'
'Teröre karşı küresel ittifakı sağlamak zorundayız'
Irkçılığın çok ciddi bir tehdit olarak teröre zemin oluşturduğunu ve bir diğer önemli sorunun da terör olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
'Eğer mezhepçiliğe karşı ortak mücadeleyi veremezsek barışı temin edemeyiz. Irkçılığa karşı ortak mücadele veremezsek terörle mücadele edemeyiz. Biz 'şu ırktan, bu ırktan' diye insanlara bakamayız. 'Şu siyahtır, şu beyaz ırktandır' diye insanları birbirinden ayıramayız. Biz karşımızdaki tüm ırkların mensuplarına insan olarak bakmak ve insan olarak hepsini sevmek zorundayız. İşte dünyada barışın temelini bu oluşturmaktadır. Teröre karşı küresel ittifakı sağlamak zorundayız.'
'Aylan bebek o kumsala vurduğu ana kadar neredeydiniz?'
Suriye'de bireysel bir terörün olmadığını, devlet terörü estirildiğini vurgulayan Erdoğan, ülkede insanlarını varil bombalarıyla, toplarla, tanklarla öldüren bir teröristin iş başında olduğuna dikkati çekti.
'Bunlara karşı acaba kırmızı halılar serenler, kırmızı halılarla bunları karşılayanlar sorumlu değil mi?' sorusunu yönelten Erdoğan, 'Aylan bebek kumsala vurduğunda insanlık 'ne yapıyoruz' demeye başladı. Peki Aylan bebek o kumsala vurduğu ana kadar neredeydiniz? Altı yıldır Suriye'de bu insanlar ölüyor. Sadece Ege'de, Akdeniz'de denizden topladığımız insan sayısı bizim şu anda 100 bine ulaştı. Onları ölümden kurtarabildik. Şu anda Suriye ve Irak'tan olmak üzere 3 milyon mülteci ülkemizde. Sağ olsun bize dostlar geliyorlar, teşekkür ediyorlar. Bizde bir söz var: 'Bal bal demekle ağız tatlanmaz', balı yersen ağız tatlanır. Bizim şu ana kadar sadece faturalı yaptığımız harcama 10 milyar doları aştı.' değerlendirmesinde bulundu.