Devlette hafıza ve akıl kaybı: Müsteşar demek ne demek?

Eski Türkiye'de müsteşarlar sadece idari işlerden sorumlu değildi, aynı zamanda devletin sürekliliğini sağlayan kritik bir role sahip sahipti. Devletin aklı ve belleğiydi, hafızasıydı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin faydaları bir yana Türkiye'ye en büyük zararı müsteşarlıkların kaldırılması oldu.

Aydınlık Gazetesi yazarı Şule Perinçek, "Müsteşarlar devletin belleğiydi" başlıklı köşe yazısında, müsteşarlığın kaldırılmasının devlette ciddi hafıza kaybına neden olduğunu vurguladı.

Perinçek, Osmanlı'dan Cumhuriyete kadar uzanan köklü bir geçmişe sahip müsteşarlığın kaldırılmasının, sistemde telafisi zor sorunlara yol açtığını belirtti. Yazısında, müsteşarların kasa, masa, para pul işlerinden öte devletin belleği olarak görev yaptığını ifade eden Perinçek, bu kritik makamların kaldırılmasının kamu kurumlarında belirsizliklere neden olduğunu ve kurumlar arası koordinasyonun zayıfladığını savundu. Devletteki bu hafıza kaybının uzun vadede ciddi sonuçlar doğurabileceğini öne süren Perinçek, müsteşarlık geleneğinin önemine dikkati çekti.

Perinçek şunları kaydetti:

"Ama esas bazen günlerce süren bir devir-teslim olurdu ki odaya kapanırlar, eski müsteşar yeniye itinayla devletin belleğini zimmetlerdi. O da zaten bir öncekinden almış olurdu. Bu yalnızca kasa masa, para pul işleri değil devletin sorumluluğudur, devlet aklıdır, belleğidir. Değerlidir. Yüzyılların billurlaşmış deneyimidir.

Özellikle bazı bakanlıklarda, bu gelenekler önemlidir. Deyim yerindeyse hükümetler üstüdür. Sürmesinin bir anlamı vardır. Belkemiğidir. Her gelen kafasına göre koltuk takımı değiştirir gibi sil baştan yapamaz, yapmamalıdır. Değişmez değildir kuşkusuz ama o da, nasıl değişeceği ve gelişeceği de kurallara bağlıdır."