Doğulu kadınların zorlu yaşantısı
Muş'ta geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sağlayan kadınlar, yılın bir bölümünü yaylalarda geçirerek hem hayvanlara bakıyor hem de gündelik ev işlerini yapıyor.
Muş'ta geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sağlayan kadınlar, yılın bir bölümünü yaylalarda geçirerek hem hayvanlara bakıyor hem de gündelik ev işlerini yapıyor.
Merkeze bağlı Kırköy beldesinde yaşayan ve havaların ısınmasıyla hayvanlarıyla Kirgis Yaylası'na çıkan yöre kadınları, burada ürettikleri peynir, tereyağı, yoğurt ve diğer hayvansal ürünleri satarak geçimlerini sağlıyor. Hayatlarının büyük bir bölümünü hayvan bakarak geçiren kadınlar, süt sağımının yanı sıra ev işlerini de omuzluyorlar. Günün ilk ışıklarıyla işe koyulan kadınlar, her gün imece usulü ekmek pişirip temizlik işleri yapıyorlar. Öğle saatlerinde otlatılmaktan getirilen koyun ve keçileri bin bir zorlukla sağan kadınlar, omuzladıkları süt dolu bidonları evlerine taşıyarak peynir üretiminde kullanıyor.
'Geçimimizi hayvancılıkla sağlıyoruz'
18 yıldır hayvancılıkla uğraştığını anlatan Sakine Öner, tüm geçim kaynağının hayvancılık olduğunu söyledi. Evde 7 nüfus olduklarını ve hayvancılık sayesinde geçimlerini sağladıklarını vurgulayan Erdoğan, 'Buraya mayıs ayının sonlarına doğru geliyoruz. 2-2,5 ay burada kaldıktan sonra geri dönüyoruz. Genelde peynir yapıp, mandıraya veriyoruz. Sipariş üzeri peynir isteyenlerde oluyor. Bununla geçimimizi sağlıyoruz. Genelde sabah erkenden kalkmak zorunda kalıyoruz. Çünkü erken kalkmadığımız zaman işlerimiz yarıda kalıyor. Öğlen hayvanlar geliyor, sütlerini sağıyoruz, bekletmeye alıyoruz, soğuyor ve maya kıvamını alınca süzgeçlere bırakıyoruz' dedi.
'Hayatımızın bir bölümü yaylada geçiyor'
Sabah erken kalkıp ev işlerini hallettiklerini ve ekmek pişirdiklerini anlatan kadınlardan Gülbahar Erdoğan ise 'Ev işlerinden sonra koyunları sağıyoruz. Elde ettiğimiz sütlerden peynir, yoğurt, kaymak üretiyoruz. Bizim işimiz bu. Bizim için hem güzel hem de zor bir iş. Burada ekmek yapıyoruz, çamaşır yıkıyoruz, çocukların başlarını yıkıyoruz ve ister istemez yoruluyoruz. Hayatımızın bir bölümü burada geçiyor. 2 aydır burada koyunların peşindeyiz. Yayla hayatımızın bu yıl sonuna yaklaştık. Önümüzdeki hafta inşallah döneceğiz. Kendi evimize gideceğiz. Orada da yine yorucu hayata başlıyoruz' diye konuştu.