EYT'lilerin ortaya çıkardığı acı fatura ve üzerinde düşünülmesi gerekenler
Yeni Şafak gazetesi yazarı Ahmet Ünlü bugünkü yazısında Emeklilikte Yaşa Takılanlar olarak bilinen EYT'liler'in emekli olması sonrasında oluşan mali yükü ve sonuçlarını kendine özgü üslubu ile dile getiriyor.
Ahmet Ünlü'nün yazısı:
EYT'lilerin ortaya çıkardığı acı fatura ve üzerinde düşünülmesi gerekenler
Emeklilikte Yaşa Takılanlar olarak bilinen EYT'liler seçimlerin oluşturduğu baskı sonucunda amaçlarına nail oldular. Şimdi ise ülke olarak acı faturayı ödemeye başladık. Emekliler dahil ortaya çıkan sonuçtan etkilenmeyen kesim kalmadı. Bu yazımızda konuyu açıklamaya çalışacağız.
EYT'NİN ORTAYA ÇIKARDIĞI HASAR TAHMİNLERİN ÜZERİNDE
EYT konusunda gerçeği bilenler ve konuşması gerekenler susunca meydan bu işten nasıl nemalanırım diyenlere kaldı. Herhalde benden başka yüksek sesle itiraz eden çıkmamıştı ya da ben şahit olmadım. Ne pahasına olursa olsun EYT'lilerin taleplerinin yerine getirilmesi gerektiği konusunda adeta ittifak oluşmuştu. EYT konusunda yazdıklarım ve uyarılarım sadece kayıtlara geçmekle kaldı. Olgu algıya kurban gitti dersek abartı olmaz.
Ali Babacan ve akademisyen Özgür Demirtaş'ın dahi EYT'lileri savunması ve onlara emeklilik yolunun açılmasını talep etmesini söylersek konu daha iyi anlaşılacaktır. O Ali Babacan ki yıllar önce EYT konusunda konuşan bürokratı azarlamıştı. Siyaset işte böyle bir şey.
Gerçekleri gündeme getirenler adeta sövgü yağmuruna tutuldu ve konuşmamaları için ağızları kapatılmaya çalışıldı. Kendilerine Sosyal Güvenlik Uzmanı dedirten kişiler ekranların parlayan yıldızları oldu. Halbuki SGK Uzmanı kanunla verilen bir unvanken önüne gelen bu unvanı kullanır olmuştu ve halen de öyle.
Bunların ellerinde kağıt kalem hesap üstüne hesap yaparak halkı tenvir eylediler. Öyle ki bazıları EYT'nin ekonomi için faydalı olduğunu açıklayacak kadar zıvanadan çıktı. Ne de olsa milyonlarca kişi ekranlara kilitleniyor ve müjde bekliyordu. TV'ler aksi beyanların reyting kaybına uğratacağını bildikleri için EYT karşıtı olanları ekrana çıkarmadılar. Nihayet beklenen müjde kerhen de olsa geldi ve EYT'liler için zincirler kırılarak 38-43 yaşında emekliliğin yolu sonuna kadar açıldı. Dünyanın hiçbir ülkesinde olamayan 38 yaşında emeklilik davulla zurnayla bu millete armağan edildi. Şimdi ise maaşların düşüklüğünden ağıt yakar hale gelindi. Halbuki bu işin buraya gideceği açık bir tabiat kuralıydı.
BAKAN IŞIKHAN EYT KONUSUNDA ACI GERÇEĞİ AÇIKLADI
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, basına yaptığı açıklamada Emeklilikte Yaşa Takılanlarla ilgili kritik bilgiler vererek EYT düzenlemesiyle 2 milyona yakın kişinin emekli olduğunu ve 2,5 milyon kişinin de 5 yılda sisteme dahil olacağını belirtti.
Şu ana kadar ilk defa EYT konusunda 5 milyon ifadesi yetkili bir ağızdan çıkıyordu. Bazı ülkelerin nüfusu kadar bir rakamdan bahsediliyor. Bu nedenle Bakan tarafından yapılan açıklama oldukça önemli ve bir o kadar da düşündürücüdür.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı tarafından açıklanan 2023 Faaliyet Raporundaki acı gerçekleri rakamlarla daha önce açıklamaya çalışmış ortaya çıkan rakamların sosyal güvenlik sisteminde acil tedbir alınması gerektiğini ifade etmiştim.
Raporda şu ifadelere yer verilmişti; “2023 yılında emekli aylıkları 1.408,6 milyar TL olarak gerçekleşmiş olup bu tutar bütçede planlanan 1.029,9 milyar TL'lik giderin %36,8 üzerinde kalmıştır. Bütçede 2023 yılı emekli aylığı artışları; 4/1-(a) ve 4/1-(b) için ocak ayında %15,91, Temmuz ayında %11,6 olarak; 4/1-(c) emekli aylık artışları ise Ocak ayında %16,99, temmuz ayında %9,53 olarak öngörülmüştür. Ancak söz konusu artışlar; 4/1-(a), 4/1- (b) ve 4/1-(c) için ocak ayında %30 ve temmuz ayında ise %25 olarak gerçekleşmiştir.
Emekli aylık artışlarının bütçe öngörüsünün üzerinde gerçekleşmesinde, en düşük emekli aylıklarının yükseltilmesinden kaynaklanan tutarların da emekli aylıklarına yansıması ve 2023 yılı mart ayında yürürlüğe giren 8/9/1999 tarihi ve öncesi sigortalılar için emeklilikte yapılan düzenleme etkili olmuştur.”
2023 yılı sonu itibarıyla emekli sayısı 16.030.256 çalışan ise 25.358.022 olmuş, emekli sayısı her geçen gün artmaktadır.
Rapora göre, 2022 yılında aktif sigortalıların (çalışanlar) sayısı 26.344.234 kişiye ulaşmış olup yaklaşık %75,2'sini 4/1-(a) kapsamındaki sigortalılar oluşturmaktadır. Pasif sigortalı sayısı (emekli) ise 13.933.020 iken yaşlılık aylığı alan kişi sayısı bu sayının %68,2'sine denk gelmektedir.
2023 yılı Aralık ayında ise aktif sigortalıların sayısı 25.358.022 kişi olup yaklaşık %73,40'ını 4/1-(a) kapsamındaki sigortalılar oluşturmaktadır. 2022 yılına göre aktif sigortalı sayısındaki en yüksek düşüş 4/1-(a) kapsamındaki sigortalılarda 1.200.786 olarak görülmüştür. Pasif sigortalı sayısı ise 16.030.256 iken yaşlılık aylığı alan kişi sayısı bu sayının %71,8'ine tekabül etmektedir.
Rapor 2022 yılına göre 2023 yılında aktif sigortalı sayısının 986.212 düşerken pasif sigortalı sayısının 2.097.236 kişi arttığını gösteriyor. Sisteme ilave girişler ister istemez aktüeryal dengeleri alt üst etmiştir. Gelişmiş ülkelerde böyle bir şey hayal dahi edilemez.
Adeta güle oynaya kendi ellerimizle sistemi bozduk ve şu an çare arıyoruz. Halbuki daha önce böyle bir acı tecrübeyi yaşadığımız için 1999 ve 2008 yılında Sosyal Güvenlik Reformu yapmıştık.
BAĞ-KUR'LULAR İÇİN PRİM GÜN SAYISI DÜŞÜRÜLECEK Mİ?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan Bağ-Kur'luların emekli prim gün sayısının 9 bin prim gününden 7 bin 200'e düşürülmesine ilişkin geçtiğimiz aylarda açıklamalarda bulunmuştu. Daha sonra Bakan Işıkhan, konuyla ilgili soru üzerine; “O da orta vadeli planlarımızın arasındaydı. Düzenleme içine alacağız tabii.” demişti.
Bağ-Kur'lular 9000 prim günü şartı nedeniyle Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) yasasından tam olarak faydalanamamıştı. Gelen baskılar üzerine Bağ-Kur'lu çalışanlar için Bakanlık tarafından çalışma başlatılmıştı. Düzenlemenin hayata geçmesiyle birlikte Bağ-Kur'lular 5 yıl önce emekli olabilecek.
Ancak mevcut aktüeryal dengeler düşünüldüğünde böyle bir düzenleme ile sisteme girecek yeni emeklilerle zaten ciddi sorunlarla boğuşan sosyal güvenlik sistemi sürdürülebilirliğini iyice kaybedecektir. Elbette Bağ-Kur'lular talepte bulunacaklar ve erken emekli olmayı isteyecekler. Ancak sistemi iflas ettirme pahasına yeni bir düzenlemenin ileride telafisi imkansız sonuçlar doğuracağı unutulmamalıdır.
Şu an EYT düzenlemesinin yanlış olduğunu dillendirmeyen kimse yok. Muhalefet ise ne söylediğini ve sonuçlarını bilecek durumda değil. Elbette sorumluluk makamında olmayanların sınırsız talepleri anlaşılabilir. Onlar EYT ve emekli ikramiyesi için biz verileceğini söylemiştik, bakın bizim dediğimiz oldu deme pişkinliğindeler. Şimdi de emeklileri gündemlerine aldılar. Emekli maaşları bu kadar düşük olmamalıymış. Elbette 10 bin TL emekli maaşı ile geçinilmez. Ancak hiç kimse emeklilerin ödediği primlerden bahsetmiyor. Ödenen düşük primlerin karşılığı olarak düşük maaş bağlandığından bahseden kimse yok. Yine emekli maaşının sosyal yardım olmadığını söyleyen de yok. Ne mi yapılmalı? Tek kelimeyle konu uzmanı akademisyenlerle SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürü ve Strateji Geliştirme Başkanının TV programlarında konuyu enine boyuna vatandaşa anlatması gerekiyor. Sistemin batma noktasına geldiğini vatandaş bilirse nereye doğru koşulduğu daha iyi anlaşılır. Tek kelimeyle vaziyet vahim ama ümitsiz değil.